Güncelleme Tarihi:
WALL STREET JOURNAL: Westerwelle’den Türkiye’nin Avrupa Birliği üyeliğini destekleyin çağrısı
Almanya Dışişleri Bakanı Guido Westerwelle, Avrupa Birliği (AB) üyelerinden Ankara’nın ekonomik reformlarını olumlu birer sinyal olarak görmelerini ve Türkiye ile yavaşlayan üyelik sürecini hızlandırmalarını istedi. Ancak Westerwelle’nin bu çağrısı Türkiye’nin üyeliğine karşı çıkan Fransa ve Avusturya’nın yanı sıra Avrupa’da sınırlı Müslüman topluluk görmek isteyen birlikle ters düşmesine neden olabilir.
Westerwelle bu açıklamasıyla aynı zamanda Almanya Başbakanı Angela Merkel ve partisinin diğer muhafazakar üyeleriyle anlaşmazlık yaşayabilir. AlmanDışişlweri Bakanı,Wall Street Journal’a (WSJ), “Kimse gösterdiği yoğun çabalara rağmen Türkiye’nin suratına kapıları kapatmamalı” dedi ve Türkiye’nin gösterdiği ekonomik gelişim ile stratejik öneminin göz ardı edilmemesi gerektiğini vurguladı.
Anayasa değişikliği paketinin onaylanmasının ardından hükümetin mahkemeleri ele geçireceğine yönelik endişeleri reddeden Westerwelle, “Bu doğru yolda atılan bir adım. Gösteriyor ki Türkiye Avrupa’ya özgü bir gelecek istiyor ve Avrupa’nın bakış açısına sahip” dedi.
Türkiye’nin AB üyelik sürecindeki görüşmelerinin neredeyse durma noktasına gelmesi, Ankara’nın Batı’dan koparak Doğu’ya kaydığından endişeli olan ABD’yi de endişelendiren bir konu olma özelliğini taşıyor.
JERUSALEM POST: İsrailli politikacı BM’nin Gazze filosu soruşturması kararını övdü
İsrail’in Balad partisi vekili ve İsrail devletinin yasama organı Knesset’in üyesi Haneen Zoabi, Birleşmiş Milletler’in (BM) Gazze Özgürlük Filosu’na İsrail komandoları tarafından yapılan baskını “uluslararası insan haklarının ihlali” olarak kabul etmesini övdü.
Baskın yaşandığı esnada filoda bulunan Zoabi,kararın ardından baskında yer alan askerlerin yargılanmasını istedi. İsrail Dışişleri Bakanlığı ise BM’nin kararına ateş püskürerek, “taraflı, siyasete bulanmış ve radikalci yaklaşım içermekle” eleştirdi.
Zoabi, BM İnsan Hakları Konseyi’nin “profesyonellik ve adil yaklaşım” göstererek doğruları ortaya çıkarma çabasını övdü ve İsrail’in panelin sonuçlarını değerlendirerek Mavi Marmara’nın güvertesine çıkan askerleri yargılamasını istedi. Zoabi, “Kınama bildirileri yayımlamayı kesmeli ve baskının emrini verenlerle baskını düzenleyen suçluları adalet karşısına çıkarmalıyız” dedi.
İsrailli kadın vekil, “Kasıtlı ve küçük düşürücü iftiraların İsrail’i masum göstermeyeceğini” de sözlerine ekledi. Zoabi’nin açıklamarı, BM’nin belirlediği üç insan hakları uzmanının oluşturduğu panelde İsrail aleyhine karar çıkmasının ardından geldi.
Panel, Gazze’de yaşanan kriz nedeniyle İsrail’in bu şehre uyguladığı ablukanın hukuk dışı olduğuna karar verdi ve Gazze Özgürlük Filosu’na yapılan baskını “acımasız ve iyi hazırlanmamış” bir eylem olarak eleştirdi.
İsrail Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Andy David ise, “İnsan Hakları Konseyi İsrail’i soruşturma öncesinde suçlamıştı. Bu yüzden alınan karar şaşırtıcı değil” açıklamasını yaptı.
NEW YORK TIMES: Çin’den Japonya’ya ticaret ambargosu şoku
Japonya’nın, Çinli bir balıkçı teknesi kaptanını halen gözaltında tutması üzerine tavrını şertleştiren Pekin, Tolyo’ya yapılan önemli mineral ihracatına amborgo koydu. Ambargo uygulanan ürünlerin hibrit araba, rüzgar türbinleri ve güdümlü füzelerin üretiminde kullanılan önemli madenler olduğu belirtildi. Çinli yetkililer, Perşembe günü yaptıkları açıklamada gümrük yetkililerin bu ürünlerin Japonya’ya nakliyatını durdurduklarını açıkladı.
Salı günü, Çin Başbakanı Wen Jiabao Japonya’dan balıkçının salıverilmesini talep etmişti. Uzun yıllardan beri Çin’in üzerinde hak ilan ettiği, Japonya’ya ait karasularda avlanırken yakalanan balıkçının salıverilmemesi halinde, Wen Tokya’ya karşı tavır alacakları uyarısında bulunmuştu.
Çin, dünyanın en nadir bulunan minerallerinin yüzde 93’ünü ve değeri en yüksek minerallerinin yüzde 99’unu çıkartıyor. Avustralya’nın Industrial Minerals şirketi yöneticisi Dudley Kingsnorth, “Bu madenlerin ticaretini keserlerse, ticari anlaşmalar büyük zarar görür ve bu madenlere olan ihtiyacı önemli ölçüde artırır” dedi.
Mineral kaynakları çok fakir olan Japonya Çin ile uzun yıllardan beri minaral ticareti yapıyordu. Çin’in aldığı bukarar, Washington’da yankı buldu. Nadir minerallerin çıkarıldığı son madenini 2002 yılında kapatan ABD, bu alanda ihitiyacını karşılamak için gelecekte Çin’e başvurabilir.
TIMES: Petraeus: Afganistan’dan yakın zamanda çıkmayı düşünmüyorum
Afganistan’daki ABD ve NATO güçlerinin komutanı General David Petraeus, gelecek yıl askerlerin geri çekilmeye başlayacağına yönelik beklentileri azaltan açıklamalar yaptı. Petraeus, geri çekilmenin aksine ABD Başkanı Barack Obama tarafından talimatı verilen büyük bir politik değerlendirme yapacaklarını belirtti.
Petraeus, Times’a Obama ve İngiltere Başbakanı David Cameron’ın Temmuz 2011’de başlamasını istedikleri geri çekilmenin aslında bir “sürecin” başlangıcı olacağını söyledi. Zaman çizelgesini mevcut şartlara göre belirleme hakkı olduğunu belirten Petraeus, geri çekilme tarihi için “Çıkışa doğru koşup, odadan çıkmadan ışığı kapatmayacağız” ifadesini kullandı.
Petraeus’un açıklamaları, Obama yönetiminin Afganistan savaşıhakkında ayrı fikir ayrılığı olduğunu ortaya koyan Bob Woodward’un “Obama’s Wars” kitabının gündeme gelmesine rastladı.
Afganistan’a ek asker gönderilmesi konusunda tartışmaların yaşandığı ve Obama’nın öne sürdüğü stratejilerin muhalefetle karşılaştığını belirten kitabın ortaya çıktığı günlerde, Petraeus ek askerleri Taliban’a karşı kullanabilecek bir taktik sunmak ve merkezi hükümetin çalışabildiği güvenli bir ortam oluşturabilmenin beklentileri yüzünden baskı yaşıyor.
Petraeus, “Afganistan’daki saat Washington veya Londra’daki kadar hızlı ilerlemiyor. Yapabileceğimiz en iyi şey, ilerleme sağlamak için doğru hamleleri yapmak ve Afganistan’daki amaçlarımızın önünü açmak” dedi.
Afganistan halkının azalan desteğinden endişe duyup duymadığı sorulan Petraeus, “İnsanların hissettiği öfke ve sabırsızlığı biz de yaşıyoruz. Ancak üstlendiğimiz görevin öneminin de farkındayız. Buradaki görevimizle 11 Eylül saldırıları arasındaki bağlantıyı düşünmek yersiz” dedi.
DAILY TELEGRAPH: İngiliz istihbarat teşkilatı görünmez mürekkep niyetine sperm kullanmış
İngiliz istihbarat teşkilatı MI6’in (SIS), Birinci Dünya Savaşı’nda çok gizli belgeleri yazmak için sperm kullandığı ortaya çıktı. SIS’in ilginç planı, Fransa’daki askeri istihbarat bürosunun başkan yardımcısı Walter Kirke’ün Temmuz 1915’te günlüğüne yazdığı notlarda gün yüzüne çıktı. Kirke, notlarında SIS’in o dönemki başkanı Mansfield Cumming’in “görünmez mürekkep üretilmesi için Londra Üniversitesi’yle görüşmeler yaptığını” yazdı.
Kirke, Ekim ayında ise günlüğüne, “C’den duyduğuma göre en iyi görünmez mürekkep sperm” notu düşmüş. Bunun sebebini ise spermin temel tespit yöntemleriyle anlaşılmaması ve “her an elde edilebilecek” olması olarak belirtmiş. Ayrıca, spermin iyot buharından etkilenmediği de tespit edilince istihbarat yetkilileri büyük mutluluk yaşamış.
SIS, büyük bir sorunun üstesinden geldiğini düşünürken, fikrin sahibi olan kişi aşırı alaya maruz kaldığı için birimini terk etmek zorunda kalmış. Dahası, rahatsız edici kokunun ortaya çıkmaması için ajanlara sadece “taze” mürekkep kullanmaları talimatı verilmiş.
SIS’in casus mürekkep geçmişiyle ilgili notlar akademisyen Keith Jeffrey’in 'MI6: The History of the Secret Intelligence Service 1909-1949' aflı kitabında yer alıyor.
GUARDIAN: Hindistan’a düzenleyeceği yarışları kurtarması için 48 saat süre verildi
Hindistan’ın başkenti Yeni Delhi’de düzenlenecek Milletler Topluluğu Atletizm Oyunları hakkında güvenlikve altyapı endişeleri giderek artan katılımcı ülkeler, Hindistanlı yetkilileri uyardı. Yetkililer, yarışların düzenleneceği tesislerin standartlara göre tamamlanmamasıhalinde yarışlardan çekileceklerini belirtti ve şikayetlerin giderilmesi için 48 saat süre tanıdı.
Atletlerin kalacağı ve zaten konaklamaya müsait olmadığı belirtilen kampı su basması ve geçtiğimiz gün halter müsabakalarının yapılacağı salonun tavanının çökmesiyle, organizasyona yönelik endişeler giderek arttı. Gelişmeler üzerine İskoçya 192 sporcusunu bekletme kararı alırken, İngiltere organizatörleri gerekli çalışmaları yapmamakla eleştirdi.
Hindistan’dan sonra 2014’te yarışmalara ev sahiliği yapacak İskoçya’nın organizasyon şefi Michael Cavanagh, “Tüm ülkelerin organizasyondan geri çekilmesi bile söz konusu olabilir. Bu olursa geri dönüş olamaz” dedi.
Hindistanlı yetkililer ise sadece küçük çaplı sorunlar yaşandığını ancak basının Hindistan’ınimajını lekelediğini öne sürdü. Yeni Delhi’deki organizasyonun başında bulunan Sheila Dikshi, “Tavan akabilir, duvarların dış yüzü çökebilir ama bu tüm oyunların kötü olduğu” anlamına gelmiyor diyerek organizasyonu savundu.