Güncelleme Tarihi:
UPI: Akdeniz’deki doğalgaz gerginliği Yunanistan ve Türkiye’yi karşı karşıya getirebilir
İsrail ve Lübnan arasında Doğu Akdeniz’deki doğalgaz yatakları üzerinde yaşanan tartışma, Yunanistan ve Türkiye’yi karşı karşıya getiren Kıbrıs’a da sıçradı.
ABD Jeolojik Araştırma Kurumu (USGS), Suriye, Lübnan, İsrail ve Gazze Şeridi’nin kıyıları açıklarında 122 trilyon metre küp civarında doğalgaz bulunduğunu belirtti.
Bu rezervlerin bulunduğu yatakların Kıbrıs’a kadar uzanması ise Türkiye ile Yunanistan’ı karşı karşıya getirebilir. Geçtiğimiz Cuma günü İsrail ile Kıbrıs Rum Kesimi arasında yapılan anlaşmayla, Akdeniz’de 155 mil alan üzerinde münhasır ekonomik alanlar belirlendi. Anlaşma, üç gün sonra Ankara ile Tel Aviv arasında diplomatik krize neden oldu.
Ankara, Kıbrıslı Rumların doğalgaz yataklarından elde edecekleri zenginliği paylaşmayacağından çekinirken, bölgede petrol ve doğalgaz şirketlerinin sondaj yapmasına karşı çıkıyor. Bu durum Lefkoşa’nın Türkiye’yi Birleşmiş Milletler’e (BM) şikayet etmesine neden olmuştu.
Mersin ve KKTC arasında keşif yapmayı planlayan Türkiye için bir diğer önemli sorun, Yunanistan’la yaşanabilir. Eğer Ege kıyılarındaki Yunan adaları münhasır ekonomik alanlarını beyan ederse, Türkiye artan enerji ihtiyacında çok daha büyük bir sıkıntıyla baş başa kalabilir.
Kıbrıslı Rum Kesimi, 2007 yılında Lübnan ile denizde sondaj yapılacak bölgelerin belirlenmesi için bir anlaşma imzalamıştı. Benzer anlaşmalar Suriye ve Mısır’la da yapıldı.
İSRAİL-LÜBNAN ÇATIŞMASI
İsrail’in kuzey kıyılarının açıklarında son iki yılda yaptığı araştırmalarda yaklaşık 25 trilyon metre küp içeren doğalgaz yatakları keşfetmesi, Arap-İsrail savaşına yeni bir boyut kazandırdı.
Doğalgaz yatakları üzerindeki tartışma, İsrail’in İran ve başta Hizbullah olmak üzere müttefiklerinin tehdidini hissettiği bir dönemde hızla büyüyor. Beyrut hükümeti, keşfedilen yataklardan en zengin rezervlere sahip olan Leviathan yatağının kendi karasularına uzandığını öne sürüyor. Söz konusu yatağın 16 trilyon metre küp doğalgaz ve 4.3 trilyon varil petrol içerdiği tahmin ediliyor.
Hizbullah, söz konusu yatakların korunması için güç kullanma tehdidinde bulunurken, İsrail, doğalgaz yataklarına veya enerji altyapısına yapılacak her türlü saldırıya misilleme yapacağını belirtti.
JERUSALEM POST: Netanyahu AK Parti’nin yemini kapmak üzere
ABD Hazine Bakanlığı’nda istihbarat analisti olarak görev yapmış Jonathan Schanzer, İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu’nun, Gazze filosu baskını için özür talep eden Türkiye’ye karşı duruşunu analiz eden bir yazı kaleme aldı.
Eğer Başbakan Benjamin Netanyahu bu tartışmayı sürdürmeye niyetliyse, AK Parti’nin bir özre çok az ihtiyacı olacağı 2011’deki seçimlerin sonrasını beklemeli. Gazze filosu baskını üzerinden yaklaşık yedi ay geçtikten sonra, Netanyahu özür dileyebilir. Ancak bunu yaparsa, Türkiye ile daha kötü bir diplomatik krize neden olabilir.
İsrail komandoları Mavi Marmara’nın güvertesine çıktığında, karşılarında çatışmaktan başka bir amacı olamayan aktivistlerle karşılaştı. Video görüntüleri de İsrail’i haklı çıkardı. Ancak bugün, birçok basın kuruluşu İsrail’in özür dileyebileceğini ve baskında ölen Türklerin ailelerine tazminat ödenebileceğini öne sürüyor.
Ancak Dışişleri Bakanı Avigdor Lieberman, Savunma Bakanı Ehud Barak ve İsrail ordusundaki üst düzey yetkililer özür dileme ve tazminat ödeme seçeneğine sıcak bakmıyor.
Ancak üst düzey bir İsrailli diplomata göre Netanyahu ve danışmanları bu seçeneği destekliyor. Carmel yangınında Türkiye’nin sempatisiyle karşılaşan Netanyahu ve danışmanları, Ankara’nın Hamas’ı desteklediğine inanırken, Türk halkının İsrail’in yanında olduğunu düşünüyor. Ona göre, özür dilenmesi AK Parti’nin İsrail’e bakışını ve Başbakan Tayyip Erdoğan’ın İsrail karşıtı söylevlerini hafifletebilir.
Ancak Netanyahu’nun bulduğu parlak fikir bu değil. Geçtiğimiz hafta Cenevre’de ilişkilerdeki gerginliği hafifletmek için bir araya gelen Türk ve İsrailli yetkililer arasında, özür ve tazminat talep edenler Türklerdi.
Türkiye’nin uzattığı havuç, 2011 seçimleri döneminde İsrail’le ilişkileri normalleştirmeyi öngörüyor. Beyaz Saray’da bunun iyi bir fikir olduğu görüşünde.
Netanyahu ise yemi kapmak üzere.
Eğer özür dilerse, Türkiye ile diplomatik ilişkiler daha da kötü bir hal alabilir. Seçimlerde Özür, AK Parti’nin zaferi kesinleştirebilir. Ilımlı Türkler, hataya düşerek Ankara’nın önemli bölgesel müttefiki İsrail ile ilişkileri düzelttiğine inanacak. İslamcı Türkler iseErdoğan’ın İsrail’e diz çöktürdüğüne inanacak.
Eğer AK Parti Türkiye’de iktidar olmayı sürdürürse, ilişkilerin normalleşmesi imkansızlaşır. İran, Suriye, Suudi Arabistan ile yakınlaşan Türkiye için İsrail’e yer bulunuyor.
Netanyahu’nun elindeki kozu zayıf. Ancak ısrarlıysa, 2011 seçimlerinin sonrasını beklemeli. Olabilecek en iyi senaryo, o dönemde AK Parti’nin politik gücünün zayıflamış olması.
Ancak seçimlerden önce hareket ederse, Netanyahu AK Parti’ye destek olacak ve sonradan pişmanlığını çekecek.
BLOOMBERG: Türkiye ve Japonya nükleer santral için özel görüşmeler yapıyor
Türkiye, Güney Kore ile anlaşma sağlayamamasının ardından, ikinci nükleer santrali için Jaonya ile özel görüşmeler yapıyor. Japonya’da bulunan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Toshiba, Tokyo Electrci ve Itochu şirketleriyle yapacağı görüşmeler öncesinde, bu konuda üç ay içinde bir anlaşmaya varmak istediklerini belirtti.
Türkiye, “elektrik satış fiyatı” üzerindeki anlaşmazlık yüzünden Güney Kore ile Karadeniz’de inşa edilecek nükleer santral anlaşmasını rafa kaldırırken, ekim ayında Vietnam’da bir başka nükleer santral anlaşması yapan Japonya, nükleer alandaki ticaretini giderek hızlandırıyor.
Japonya, nükleer santral inşaatı teklifini 7 Ekim tarihinde Türkiye’ye Taner Yıldız’a ulaştırmıştı. Yıldız ve Japon meslektaşı Akihiro Ohata’nın yarın enerji işbirliği alanında mutabakat anlaşması imzalaması bekleniyor. Yıldız, 25 Aralık’ta Tokyo’daki Kashiwazaki Kariwa nükleer santralini gezecek.
ABC NEWS: Wikileaks içinde sızıntı şüphesi: Norveç basın kuruluşu tüm belgelere erişim sağladı
Norveç’in Aftenposten basın kuruluşu, Wikileaks sitesi ve sahibi Julian Assange tarafından özel olarak korunan ve ABD hükümetine ait gizli belgeleri içeren belleğe limitsiz ve yetkisi olmadan erişim sağlayabildiği öne sürüldü.
Norveç basınında yer alan haberlerin doğru olması halinde, Aftenposten, ABD büyükelçiliklerine ait kriptoları sızdırdığına inanılan istihbarat uzmanı Bradley Manning’in Wikileaks’e yolladığı orijinal kayıtlara erişim gücü olan tek uluslararası basın kuruluşu.
Aftenposten, Wikileaks’in içinde yaşanan sızıntıdan kimin sorumlu hakkında bilgi vermedi. Haber editörü Ole Erik Almlid, Dagens Naerings gazetesine bu konuda bilgi verdi. Almlid’in Norveç’çe açıklamanın tercümesine göre, “Bu belgelere nasıl erişim sağladığımız hakkında yorum yapamam. Hiçbir zaman kaynaklarımızı belirtmiyoruz, aynı durum şimdi de geçerli” dedi.
Almlid, “Elimizdeki belgelerle istediğimizi yapma özgürlüğümüz var” derken, Wikileaks içinde yaşanabilecek bir sızıntı Assange’ın planlarını bozabilir. Almlid, “Elimize geçen belgeleri yayımlayıp yayımlamamak konusunda özgürüz. Belgeleri internet üzerinden veya gazetede yayımlayabiliriz. Erişim sağladığımız bu belgeleri gazeteciliğe özgü diğer tüm belgeler gibi değerlendiriyoruz” dedi.
Avustralya’nın Herald Sun gazetesi, Aftenpost’un 10’dan fazla çalışanının erişim sağladıkları belgeler üzerinde çalıştıklarını belirtti. Wikileaks, ABD büyükelçiliklerine ait 250 bini aşkın belgeden bugüne kadar sadece iki bin civarında yayımladı.
GUARDIAN: ABD Senatosu START anlaşmasını kabul etti
ABD Senatosu, Rusya ile nükleer cephaneliklerini azaltmayı öngören yeni START (Nükleer Silahların Azaltılması) anlaşmasını onayladı. ABD Başkanı Barack Obama’nın dış politikadaki önceliklerinden biri olan anlaşma, ihtiyaç duyduğu Cumhuriyetçi oyları olarak Senato’da ezici üstünlükle kabul edildi.
Yeni START, 26 ret oyuna karşılık 71 oyla kabul edilirken, 13 Cumhuriyetçi Senatör Obama’yı destekledi.Obama, Beyaz Saray’da yaptığı açıklamada, 2 Kasım’da yapılan ve Demokratların hezimetiyle sonuçlanan ara seçimlerin ardından Washington’da bir durgunluk beklendiğini ancak bunun yaşanmadığını belirtti. Obama, “Bir ilerleme süreci yaşadık” yorumunu yaptı.
Obama, vergi kesintilerinin uzatılmasını kabul ettikten sonra eşcinsellerin orduda sessiz kalmasını zorunlu kılan yasayı da yürürlükten kaldırmıştı. Obama’nın Senato’dan geçirdiği en son yasa da START oldu.
Obama, son birkaç hafta içinde kabul edilen yasa ve anlaşmalara değinerek “On yıllardan beri en etkin seçim sonrası dönemi geçiriyoruz” ifadesini kullandı. Yeni START anlaşması ABD ve Rusya’nın konuşlandırabileceği nükleer savaş başlıklarını 1,550’den 700’e indirecek. ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton, karardan memnuniyetini belirtirken, anlaşmanın yürürlüğe girmesinin ardından Rusya’nın nükleer askeri gücü üzerinde denetim yapılabileceğini belirtti.
CNN/Opinion Research tarafından yapılan bir ankete göre, ABD’lilerin yüzde 56’sı Obama’nın Kongre’deki tartışmaları iyi idare edebildiğine inanıyor. Aksini düşünenlerin oranı ise yüzde 41.