Güncelleme Tarihi:
JERUSALEM POST: Karasularındaki sınır anlaşması Türkiye’yle gerginliği artırıyor
Akdeniz’de Kıbrıs’la olan ekonomik haklar üzerine yapılan anlaşmanın ardından Türkiye’nin İsrail büyükelçisi Gabi Levi’yi çağırarak kınadığına yönelik haberlerin ortaya çıkması, Ankara ile Tel Aviv arasında yüksek olan tansiyonu iyice artırdı.
İsrailli yetkililer, Türkiye’nin tavrını, “uluslararası toplulukta eşine rastlanmamış bir küstahlık” olarak yorumladı.
İsrail ile Kıbrıs Rum Kesimi arasında, mineral rezervlerin araştırılması için doğu Akdeniz’deki kara sularının sınırlarını belirleyen anlaşma, Tel Aviv ile Ankara arasında sıkıntıya yok açtı. Haberlere göre, Cuma günü İsrail ile Kıbrıs arasında dev doğalgaz yataklarının bulunduğu bölge üzerinde sınırları belirleyen anlaşmanın imzalanmasının ardından, Gabi Levi Ankara’da Dışişleri Bakanlığı’na çağrıldı.
Dışişleri Bakanlığı müsteşarı Feridun Sinirlioğlu, Levi’yi yapılan anlaşmanın Kıbrıs sorununu çözmek için yürütülen müzakereleri olumsuz etkileyeceğini belirtti. AFP haber ajansına göre, Sinirlioğlu, “Bu tür tek taraflı hamleler Kıbrıslı Türklerin çabalarını görmezden gelecek ve devam eden müzakereleri olumsuz etkileyecek” ifadesini kullandı.
İsrail Radyosu ise İsrail hükümetinden bir yetkilinin, Türkiye’nin itirazlarını reddettiklerini belirttiğini duyurdu.
Aynı kaynak, Türkiye-Kıbrıs karasularını belirleyen sınırla, İsrail-Kıbrıs karasularını çizen sınır arasında bir bağlantı olmadığını belirtti. Aynı zamanda, Türkiye’nin Kıbrıs’taki varlığıyla söz konusu olan karasuları üzerindeki hakkını, “uluslararası toplulukta görülmemiş küstahlık” olarak niteledi.
BENZER ANLAŞMALAR MEVCUT
Kıbrıs Rum Kesimi, Mısır ve Lübnan ile benzer anlaşmalar yaptı. Ancak Lübnan parlamentosu varılan anlaşmayı henüz onaylamadı.
Kıbrıs Rum Kesimi Ticaret Bakanlığı Enerji Dairesi Müdürü Solon Kassinis, İrail’le yaptıkları anlaşmanın Lübnan ile varılan anlaşma için sorun oluşturmadığını belirtti.
Lübnan parlamentosunun bazı üyeleri, İsrail’in kısa süre önce keşfettiği doğalgaz yataklarının Lübnan karasularına girdiğini öne sürdü. İsrail bu iddiayı reddetti.
Lübnan’da siyasi güç durumunda olan militan örgüt Hizbullah ise Lübnan’ın doğalgaz yataklarını korumak için güç kullanabileceği uyarısında bulundu.
NEW YORK TIMES: BM toplantısı Güney Kore’yi tatbikat kararından vazgeçiremedi
Güney Kore’nin bugün tatbikata başlamak konusundaki kararlılığını bozmaması, Kore Yarımadasında Güney ile Kuzey Kore’nin tekrar yüz yüze gelmesi riskini artırıyor. Diğer yandan, Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi’nde Pazar günü düzenlenen acil durum toplantısını sona erdi.
Toplantının ardından mevcut durum hakkında bir açıklama yapılmazken, Güney Kore’nin tatbikat kararından vazgeçmeyeceği çünkü geçtiğimiz ay maruz kaldığı top ateşinine nasıl karşılık verilmesi konusunda konsey üyelerinin bir karara varamadığı belirtildi.
Çin ise Kuzey Kore’nin belirgin bir şekilde kınanması konusunda Güvenlik Konseyi üyelerinin çoğuna karşı gelen bir tavır sergiledi. Seul, tatbikatın Pazartesi günü, geçtiğimiz ay Kuzey Kore’nin top ateşine maruz kalan Yeonpyeong Adası’nda başlayacağını açıkladı. Ancak, tatbikatın Pazartesiye ertelenmesine neden olan kötü havanın devam etmesi halinde, tatbikatın tekrar ertelenebileceği belirtildi.
Kuzey Kore, Güney’in Yeonpyeong Adası’nda yaptığı tatbikatların, geçtiğimiz ay yaşanan çatışmayı kışkırttığını öne sürdü. Bölgedeki yerleşimciler sığınaklara yerleştirilirken, yerel basın, Güney Kore savaş jetlerinin olası bir saldırıya karşılık vermek için uçuşlar düzenlediğini belirtti. Ancak bu bilgi resmi olarak doğrulanmadı.
Öte yandan, ABD’nin beş günden beri nükleer programı üzerinde müzakerelerde bulunması için Pyongyang’da bulunan temsilcisi Bill Richardson, görüşmelerde iki önemli adım atıldığını belirtti.
Bunlardan ilki, Yongbyon nükleer tesisine BM’nin denetimcilerinin girişinin sağlanması; ikicisi, 12 bin plütonyum yakıt çubuğunun Güney Kore’ye satılması için görüşmeleri tekrar başlatmak. Ancak bu görüşmelerin Güney Kore’nin tatbikatından vazgeçmesi için bir etki yapması söz konusu değil.
FINANCIAL TIMES: Avrupa Merkez Bankası’ndan İrlanda uyarısı
Avrupa Merkez Bankası (ECB), kısa bir süre içinde hazırlanarak sunulan İrlanda’nın banka sistemini kurtarma paketine yönelik uyarıda bulundu. ECB, yardım paketinin, euro bölgesinin finansal sistemini desteklemek için sağladıkları kaynakları oluşturmakta sıkıntıya neden olabileceği uyarısını yaptı.
ECB, internet sitesinde yayımladığı hatırlatıcı notunda, İrlanda için sunulan mali yardım yasasındaki eksiklerin “ciddi endişelere” neden olduğunu ve bu yasanın likidite için güvenlik anlamında sunulan teminat haklarını elinden alabileceğini belirtti.
ECB’nin uyarısı, İrlanda’nın bankacılık sistemine sağlanacak likiditenin barındırdığı risklere yönelik endişeleri ortaya koydu. En son verilere göre, İrlanda bankalarının borcu 136 milyar euro. Euro bölgesinin tüm borcunun çeyreğine denk gelen bu rakamın yanı sıra, İrlanda merkez bankasının acil likidite desteği için 45 milyar euro söz konusu. Bu likiditeyi sağlamak için, euro bölgesindeki bankaların teminat olarak varlık öne koyması gerekiyor.
ECB’nin yayımladığı not, bankanın euro bölgesinin artan borç krizini muhafaza etmek konusunda verdiği mücadele yaşadığı endişeleri gösterdi. Banka, geçtiğimi hafta finansal gücünün artırılması amacıyla belirlenen sermayesinin 5 milyar eurodan 10.76 milyar euroya çıkartacağını duyurdu. Mayıs ayından bu yana, borçlanma maliyetlerinin kontrolden çıkmasını önlemek için 72 milyar euro değerinde euro bölgesi tahvili aldı.
GUARDIAN: Yemen’in radyoaktif stokları El Kaide’nin eline düşebilir
Wikileaks’in sızdırdığı, ABD büyükelçiliklerine ait bir rapora göre, Yemen hükümetine bağlı bir yetkili, sahip oldukları radyoaktif materyallerin iyi korunmaması halinde El Kaide’nin eline düşebileceği konusunda ABD’yi uyardı.
Yemenli yetkili, Ulusal Atom Enerjisi Komisyonu’nda (NAEC) görevli muhafızların görev yerlerinden alındığını ve altı ay önce bozulan güvenlik kamerasının hiç bir zaman tamir edilmediğini belirtti.
ABD’li büyükelçi Stephen Seche tarafından “gizli” olarak sınıflandırılan ve başkent Sana’dan CIA, FBI ve ABD Ulusal Güvenlik Kurumu’na gönderilen 9 Ocak 2010 tarihli kriptoda, “Kötü adamların Yemen’in nükleer materyaline ulaşması için şimdi çok kolay” ifadesi yer aldı.
Belgede, NAEC’in güvenliğinden oldukça endişeli olan yetkilinin gerekli güvenlik sağlanana dek tüm radyoaktif materyallerin NAEC tesisinden çıkartılması gerektiği belirtildi.
Belgede ayrıca, NAEC tesislerinde hastaneler, yerel üniversiteler, tarım araştırmaları ve petrol alanlarında kullanılmak üzere büyük oranda radyoaktif madde bulunduğu ifade edildi. Uzmanlar, radyoaktif izotopların, radyoaktif maddeleri bir araya getirerek oluşturulan ve geniş bir alanı etkileyebilen “kirli bomba” üretilmesinde kullanılabildiğini belirtiyor.
Yetkililer, her ne kadar çok fazla kişiyi öldüremeyecek olsa da, bu tür bombaların çok geniş bir alanı radyoaktif zehirlenmeyle kullanılmaz hale getirebileceği uyarısında bulundu.
Beyaz Saray danışmanlarından Matthew Bunn, söz konusu materyalin militanların eline geçmesi halinde, çok yüksek miktarda kirli bomba üretilebileceğini belirtirken, ABD’li yetkililer Yemen’deki önceliğin NAEC ve diğer tesislerin güvenliği sağlamak olduğunu ifade etti.
HAARETZ: İsrail Gazze sınırına en gelişmiş tanklarını konuşlandıracak
Pazar günü alınan kararla, İsrail Güvenlik Güçleri Gazze Şeridi’ne bugüne kadar geliştirilmiş en güçlü zırha sahip tankları konuşlandırma kararı aldı. Winbbreaker (rüzgar kesici) olarak bilinen koruma sistemine sahip tanklar, Gazze’den İsrail üzerine atılan tanksavar füzelerinin artması üzerine bölgeye gönderilecek.
İki hafta önce atılan bir tanksavar füzesi, bir İsrail tankına isabet etmişti. Tank hasar almasına rağmen mürettebat zarar görmedi. İsrailli güvenlik yetkilileri, artan füze saldırılarının ardından Gazze Şeridi’ndeki militanların füze teknolojilerini geliştirdiklerine inandıklarını belirtti.
Windbreaker sistemine sahip füzeler birkaç ay içinde sınırda konuşlandırılacak. Sistem, farklı mesafelerdeki tanksavar füzelerini etkisiz hale getirebiliyor. İsrail ordusu, 2006’da yaşanan ve birçok tankın Hizbullah füzelerinden ağır hasar aldığı İkinci Lübnan Savaşı’nın ardından zırh gücünü artırma kararı almıştı.
Yetkililer, Gazze Şeridi’ndeki bazı Filistinli grupların elinde yüzlerce tanksavar füzesi bulunduğunu düşünüyor. Aynı zamanda, militanların gelişmiş tanksavar füzeleri kullanmaya başlamasının, İsrail’in Gazze Şeridi’ndeki güvenlik taktiklerini değiştirebileceği ve tankları daha geri plana çekmesine neden olabileceği belirtildi.
ASSOCIATED PRESS: Meksika’da petrol boru hattında patlama: 28 ölü
Meksika’nın orta bölgelerindeki San Martin Texmelucan kentinde petrol boru hattında yaşanan dev patlama şehri savaş alanına çevirdi. Patlamada arabalar, evler, ağaçlar alevler içinde kalırken, ilk belirlemelere göre 28 kişi hayatını kaybetti. Alev alan petrolün sızdığı sokaklar, şehrin alevden nehirlerle kaplamasına yol açtı.
Yetkililer, patlamanın beş kilometre genişliğindeki bir alanı etkilediğini ve beş bin kişinin evlerini terk etmek zorunda kaldığını belirtti. Evlerinden çıkamadan alevler içinde kalan insanların birçoğunun cesetlerine henüz ulaşılamadı.
Faciadan kurtulan Zoyla Cortes, sabah saat 05.30 sularında petrol kokusuyla uyandıklarını, bir anda tüm sokağın alevleri çinde kaldığını belirtti. Cortes ve kocası evlerinin duvarında delik açarak hayatlarını kurtardı.
Kurtarma ekiplerinde yer alan Laura Gurza, faciada 28 kişinin öldüğünü, 52 kişinin yaralandığını belirtti. Gura ayrıca, 115 evin alevler içinde kaldığını, 32 tanesinin de kül olduğunu ifade etti.
Yetkililer, patlamaya boru hattından petrol çalmaya çalışan hırsızların neden olduğunu düşünüyor. Bölgede inceleme yapan yetkililer, boru hattında bir delik ve delikten petrol çekmek için kullanılan donanım buldu. Gurza, “hırsızların borudan fışkıran petrolün neden olduğu yüksek basınç nedeniyle kontrolü kaybettiklerini ve petrolün her tarafa yayıldığını” söyledi.