Dünya basınından manşetler - 2 Temmuz

İşte dünya basınında günü öne çıkan manşetleri:

THE TIMES: Cumhurbaşkanı Gül: Türkiye Batı'nın bir parçası

İslam dünyasıyla daha yakın ilişkiler kurmak için Batı'ya sırtını döndüğü suçlamalarına cevap veren Türkiye için AB üyeliği hala dış politikadaki kilit hedef.

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, The Times'a verdiği özel röportajda, "Türkiye'den şüphelenmek için hiç sebep yok" dedi. Türkiye'nin "kaybedildiği" iddialarını "kabul edilemez" olarak nitelendiren Gül, Ankara'nın Arap dünyasının ötesiyle de yakın ilişkiler kurduğunu hatırlattı.

"Türkiye'nin diğer coğrafi bölgelerdeki çıkarlarını Batı'dan kopmak, Batı'ya sırt dönmek ya da Batı'ya alternatif aramak olarak görmenin çok yanlış olduğunu düşünüyorum. Türkiye Batı'nın bir parçası" dedi.

ABD ve AB'nin Ankara'nın Ortadoğu'da oynadığı rolü memnuniyetle karşılaması gerektiğini söyleyen Gül, "Çünkü Türkiye çoğunluğunu otoriter rejimlerin oluşturduğu bir bölgede Batılı değerleri destekliyor" dedi.

Bazı Batılı politikacıları Türkiye'yle ilgili modası geçmiş görüşleri yüzünden eleştiren Gül, ülkesinin bir "sessiz devrim" yaşadığında ısrar etti.

Bugün Türkiye'nin demokratik değerleri, insan haklarını ve serbest piyasa ekonomisini benimsemiş büyük bir ekonomik güç olduğunu ifade eden Gül, Türkiye'nin bölgede bir "ilham kaynağı"na dönüştüğünü görememenin çok yazık olduğunu dile getirdi.

YNETNEWS: Netanyahu'nun danışmanı Lieberman'la görüştü

İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu'nun basın danışmanı Nir Hefetz, Perşembe günü Dışişleri Bakanı Avigdor Lieberman'la bir araya geldi.

Başbakanlıktan yapılan açıklamada bunun rutin bir görüşme olduğu söylense de toplantının amacının Lieberman'la Netanyahu arasında Ben-Eliezer-Davutoğlu görüşmesinden dolayı gerilen tansiyonun düşürülmesi olduğu ifade ediliyor.

Hem Başbakanlıktan hem de Dışişleri Bakanlığı'ndan yetkililer tarafların eninde sonunda bir çözüm bulacakları ve birlikte çalışmaya devam edeceklerini öngörüyor ancak Lieberman'ın yakın çevresinden bir isim "İlişkiler eskiden olduğu gibi olmayacak" dedi.

Kol İsrail’e Perşembe günü verdiği röportajda koalisyondan istifa etmeyeceğini söyleyen Lieberman Netanyahu hükümetinin kilit ismi. Eğer Lieberman'ın liderliğindeki İsrail Evimiz Partisi hükümetten çekilirse, Başbakan muhalefetteki Tzipi Livni'nin Kadima Partisi'ne teklif götürmek zorunda kalabilir.

HAARETZ: Davutoğlu, Ben-Elizer görüşmesinden dolayı ateş altında

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'yla İsrail Sanayi Bakanı Binyamin Ben-Eliezer'in görüşmesi sadece İsrail'de değil Türkiye'de de fırtına kopardı. Hükümetten resmi bir açıklama gelmezken, muhalefet görüşmeye sert tepki gösterdi.

Bir muhalefet partisinden bir üye Haaretz'e, "Şimdi Başbakan Erdoğan'ın gerçek yüzü ortaya çıktı. İsrail hakkındaki o yüksek sesli yorumlarından sonra şimdi gizli görüşmeler yapıyor" dedi.

Türk kaynakları iki bakan arasındaki görüşmenin amacının İsrail'i özür dilemeye ve tazminat ödemeye ikna etmek olduğunu belirtti. Bir kaynak, "Sadece kurbanların ölümünden duyulan üzüntünün ifadesi yeterli değil" dedi.

Bakanlar arasındaki toplantı Davutoğlu'nun dış politika anlayışına uyuyor. Bakan Davautoğlu İHH gibi yardım kurumlarının Türkiye’nin dış politikasını stratejik çıkarlarla çelişkili bir yola sokmasından endişe ediyordu. Ancak bu kurumlara verilen geniş toplumsal destek seçimleri de etkileyebilir.

BBC: Pakistan'da Sufi tekkesine intihar saldırısı: en az 37 ölü

Pakistan'ın doğusundaki Lahor şehrinde bulunan bir Sufi tekkesine düzenlenen intihar saldırısında en az 37 kişinin hayatını kaybettiği, yaralı sayısının ise en az 175 olduğu ifade edildi.

Yetkililer Perşembe gecesi yaşanan Data Darbar saldırısının Lahor'da bir ilk olduğunu, daha önce bu tarz dini mekânların hedef alınmadığını söyledi.

İranlı bir dervişin türbesinin bulunduğu tekkede patlama sırasında binlerce kişinin olduğunu belirten yetkililer, her yıl tekkeye Sünni ve Şii yüz binlerce ziyaretçinin geldiğini söyledi.

Patlamaların etkisiyle tekkenin avlusu ikiyi ayrıldı. Kurtarma görevlileri yıkıntıların arasından kurbanları çıkarmaya çalışıyor. Lahor Polisi'nden Komiser Khusro Pervez, iki saldırının ana avluda bir tanesinin de alt katta yaşandığını belirtti.

CNN: Obama yeni İran yaptırımlarını onayladı

ABD Başkanı Barack Obama Perşembe günü İran'a uygulanacak yeni yaptırımlara imza koydu. Obama bu yeni paketin "ABD'nin ve uluslararası kamuoyunun İran'ın nükleer silah sahibi olmasını önlemek için kararlı olduğunu gösteren" bir başka adım olduğunu söyledi.

Beyaz Saray'da yapılan imza töreninde, Obama BM Güvenlik Konseyi'nin İran'a bugüne kadar uygulanan en güçlü yaptırımları kabul ettiğini, Avustralya, AB ve Kanada'nın da bağımsız olarak ciddi adımlar attıklarını hatırlattı.

"Güvenlik Konseyi'nin kararıyla uyumlu olarak bu yasa var olan yaptırımları güçlendiriyor, yeni yaptırımlara izin veriyor ve İran'ın nükleer programlarına yanıt verme konusundaki çok taraflı diplomatik stratejimizi güçlendiriyor" diyen Obama bu paketin de ABD'nin uyguladığı en sert yaptırımlar olduğuna dikkat çekti.

THE NEW YORK TIMES: Çin'den İngilizce haber kanalı atağı

Çin'in resmi haber ajansı ve Komünist Parti'nin propaganda aracı Xinhua, 24 saat yayın yapacak İngilizce haber kanalını tanıttı. Ajans ayrıca Çin haber medyasının yurtdışındaki etkinliğinin artırılması girişimlerinin pahalı bir parçası olarak New York'ta Times Meydanı'nda bir büro açacak.

Xinhua'nın başkanı Li Congjun, Pekin'de düzenlenen basın toplantısında adı CNC World olan bu yen kanalın hükümetin "Çin'in bakış açısından uluslararası bir vizyon sunma" hedefinin bir parçası olduğunu belirtti.

Kanalın açılacağının duyurulması Çin'in önümüzdeki birkaç yıl içinde milyarlarca dolar harcayıp ekonomik ve diplomatik gücünü basın alanına da yaymak ve görüşlerini uluslararası kamuoyuna daha etkili bir biçimde yansıtmak istediğine işaret ediyor.

Pekin'deki yetkililer çoğu zaman Çin için Batı medyasında olumsuz bir imaj çizildiğinden ve taraflı haber yayınlarının ülkenin yurtdışındaki çıkarlarına zarar verdiğinden şikâyet ediyorlardı.

Yeni kanalın El Cezire modelinde olacağını belirten analistler, Batı'da küçülme yaşandığı bir dönemde Çin'in bu atılımlarının dikkat çekici olduğunu ifade etti.

DAILY TELEGRAPH: MI5 'Kızıl Ajan'ın KGB için çalışan babasını araştırıyor

İngiltere gizli servisi MI5, eski bir KGB ajanı olan Vasili Kuşçenko'nun kızını Londra'da yaşadığı sırada Rus gizli servisi için çalıştırıp çalıştırmadığını araştırıyor.

Anna Chapman, daha önce evli olduğu İngiliz eşi Alex Chapman'a babasının Rus güvenlik güçlerinde "üst düzey" bir subay olduğunu söylemişti. Dün Alex Chapman'ı evinde sorgulayan MI5, İngiliz vatandaşlığı ve pasaportu bulunan Anna Chapman'ın, İngiltere hakkında da casusluk yapıp yapmadığını belirlemeye çalışıyor.

Alex Chapman ve Anna Kuşçenko Londra'da bir barda tanıştıktan beş ay sonra Moskova'da evlendi. 2006'da boşanan çift bağlarını koparmadı. Alex, "Anna bana babasının KGB'de üst düzeyde çalıştığını, 'eski Rusya'da bir ajan olduğunu anlatmıştı" dedi.

Babasının Anna'nın hayatındaki her şeyi kontrol ettiğini anlatan Alex, "Her şeyi babası için yapıyor gibiydi" dedi.

Bu arada Guardian gazetesi, FBI'a dayandırdığı haberinde casusluk şüphesiyle tutuklanan isimlerden birinin (Juan Lazaro) Rus istihbaratı için çalıştığını ve sahte bir kimliği olduğunu kabul ettiğini bildirdi.

Kaynaklar bu kişinin gerçek kimliğini açıklamayı reddettiğini ve "servise" olan bağlılığının çocuklarından önce geldiğini söylediğini ifade etti.

Karısı Vicky Pelaez'le tutuklanan Lazaro'nun Rus istihbaratının kendisine para ödediğini ve eşini kullanarak bilgi sızdırdığını ifade eden savcılar, Uruguaylı görünümündeki Lazaro'nun aslında Sibirya kökenli olduğunu belirtti.

BLOOMBERG: Toyota yine geri çağırıyor

Toyota Motor'un lüks otomobil kategorisinde bulunan Lexus'ları motor problemi yüzünden geri çağıracağı açıklandı.

Dünya çapında toplam 270 bin aracın motorunda valf parçalarının sorun yaratma ihtimali olduğu daha önce açıklanmıştı. Ne kadar aracın ve hangi modellerin geri çağrılacağını ve tamir edileceğini açıklamayan yetkililer, geri çağırma kararının Japonya Ulaştırma Bakanlığı'na 5 Temmuz'da bildirileceğini söyledi.

Dünyanın en büyük otomobil üreticisi Toyota geçtiğimiz yıl içinde hızlanma problemlerinden dolayı 8 milyon aracı geri çağırdı. Şirket son dönemde bu yüzden lekelenen itibarını toparlama çabası içinde.