Güncelleme Tarihi:
WASHINGTON POST: ABD’de yaşayan Ermeni’lerden Türkiye’ye 63 milyon dolarlık arazi davası
Osmanlı İmparatorluğu’nun yıkıldığı dönemde arazilerini kaybeden Ermenilerin ABD’de yaşayan torunları, Türk hükümetine ve iki Türk bankasına kaybettikleri arazinin tazmin edilmesi için 63 milyon doları aşan bir dava açtı. Söz konusu arazilerin, bugün ABD’nin üssünü barındıran İncirlik’i de içine aldığı belirtildi.
Los Angeles’taki bölge mahkemesinde açılanda davada, davacılar sözde Ermeni soykırımında arazilerine el konduğunu ileri sürdü.
Dava, ailesinin 1915 yılında Türkiye’den kaçmak zorunda bırakıldığını öne süren bir kadının kocası tarafından açıldı. Vartkes Yeghiayan’ın karısı, ailesinin Türkiye’yi terk ederken çiftliğini, dükkanını ve sigorta işini kaybettiğini belirtti. Ayrıca, arazinin kendilerine ait olduğunu gösteren belgelerin bulunduğunu öne sürdü.
Davanın TSİ akşam saatlerine denk gelmesi, Ankara’dan konu hakkında yorum alınmasının önüne geçti. Los Angeles’taki Türkiye Başkonsolosu Hakan Tekin ve Washington’daki Türk avukatlar, davanın detayı hakkında henüz bilgileri olmadığı için bir yorum yapamayacaklarını ifade etti.
Tekin, “Prensipte, biz bu tür hususların çok önceden çözüldüğünü ve yasal girişimlerin sonuç getirmeyeceğine inanıyoruz” dedi.
Yeghiayan, sözde Ermeni soykırımıyla bağlantılı olarak çok sayıda dava açmış ve iki büyük sigorta şirketine karşı milyon dolarlık yerleşimler kazanmıştı. Yeghiayan bu sefer,özel şirketler yerine Türk hükümeti ve Merkez Bankası ile Ziraat Bankasına dava açtı.
Dava, Adana bölgesinde yaklaşık değeri 63.9 milyon dolar olan 122.5 dönüm araziyi kapsıyor. Chapman Üniversitesi’nden avukat Michael Bazyler, davanın geçtiğimiz hafta alınan ve 1915 olaylarında ölen Ermeni mirasçıların tazminat için sigorta şirketlerine dava açabilmesini engelleyen kararın bozulmasıyla mümkün olduğunu belirtti.
NEW YORK TIMES: ABD’den Assange’a ‘komplo’ soruşturması
ABD’li yetkililer, ABD büyükelçiliklerine ait gizli belgeleri yayımlayan Wikileaks sitesinin kurucusu Jualin Assange’ın, bu bilgileri sızdırdığı düşünülen ordu istihbarat yetkilisiyle olan ilişkisini araştırıyor.
Yürütülen soruşturmadaki amaç, Assange’ın ABD ordusuna ait bilgileri sızdıran er Bradley Manning’i yaptığı eylem aşamasında teşvik edip etmediği anlamak. Eğer Assange’ın Manning’i bilgileri sızdırması için cesaretlendirdiği tespit edilirse, kendisine karşı yaşanan sızıntıda komplocu rolü oynadığı için dava açılabilecek.
Savcıların inceledikleri materyaller arasında, Manning’in şifrelenmiş bir internet iletişim sistemi kullanarak doğrudan Assange’ın bilgisayarıyla bağlantıya geçip geçmediğini gösterek bir sohbet günlüğü bulunuyor. Manning, sızıntıları yaptığı dönemde internet üzerinden bu konuyla ilgili kişilerle bağlantıya geçtiğini belirtmişti.
Manning’in ifadelerinden çıkarılan bir diğer ipucu, Assange’ın ona bir server’a erişim yetkisi verdiği ve Manning’in Wikileaks’e sızdırdığı belgeleri yüklediği. Manning’i ihbareden kişi ve eski bir bilgisayar korsanı olan Adrian Lamo, Manning’in hızlı iletilerle kendisine yaptığı eylemleri anlattığını söylemişti.
Lamo’ya göre, Manning Wikileaks için oynadığı üst düzey rolden kibirleniyordu. Wired dergisi, Lamo ile Manning arasında internet üzerinde yaptıkları sohbet günlüklerini yayımladı. Ancak Assange ile Manning arasında yapıldığı düşünülen görüşmeler bu kayıtlarda yer almadı. Lamo, sohbetlere ait tüm içeriği taşıyan hard disk’in FBI tarafından alındığını belirtmişti.
GUARDIAN: Wikileaks: BP Azerbaycan doğalgaz platformunda da dev bir sızıntı yaşadı
Wikileaks belgeleri, Meksika Körfezi’ndeki petrol sızıntısı felaketinden 18 ay önce, İngiliz petrol devi BP’nin Azerbaycan’daki doğalgaz platformunda da bir sızıntı faciası yaşadığını ortaya çıkardı.
Belgelerde, yaşanan sızıntıyı BP’nin gizli tutmaya çalıştığı ve şirketin ortaklarının bundan çok huzursuz olduğu belirtildi. Sızdırılan bilgilere göre, sızıntı yüzünden iki doğalgaz yatağı aylarca işletilemedi. Ayrıca, BP ölümle burun buruna gelen 212 işçiyi büyük bir şans eseri kurtarabildi. Doğalgaz yataklarının işletilemez hale gelmesi yüzünden, şirket günlük 500 bin varil üretimini aylarca kesmek zorunda kaldı.
Belgelerde gün ışığına çıkan diğer bilgilerde, Azerbaycan Devlet Başkanı İlham Aliyev, BP’yi ülkesinden 10 milyar dolarlık petrol çalmakla ve Hazar Denizi bölgesindeki dev doğalgaz yataklarını işletmek için rüşvet dağıtmakla suçladı.
Belgede, “Gaz iletim kuyusunda yaşanan sorundan dolayı platformda çok fazla çaömur oldyuğu ve BP’nin sızıntının nedenini bulmaya çalıştığı” ifade ediliyor. Belgede, BP’nin Azerbaycan bölgesi başkanı Bill Schrader’in, “sızıntının nedenini hiçbir zaman ortaya çıkaramayabileceklerini kabul ettiği” belirtiliyor.
Ocak 2009’da geçilenbir başka kriptoda ise BP’nin “kötü beton işi” yüzünden sızıntının başladığından şüphelediği bilgisi yer alıyor. BP’nin eski CEO’su Tony Hayward, Meksika Körfezi’nde yaşanan sızıntıyı da kısmen “kötü beton muhafazaya” bağlamıştı.
BP, Guardian’a Azerbaycan’da yaşanan sızıntı ve beton muhafazanın kimin tarafından yapıldığı hakkında açıklama yapmayı reddetti. Belgede, BP’nin olası bir patlama ve sonucunda doğacak faciadan kıl payı kurtulduğu ve işçilerin büyük şans eseri ölümden döndüğü belirtiliyor. Schrader, “olay basının dikkatinden kaçmış olsa da, günde 40-50 milyon dolar haybeden Azerbaycan hükümetinin tüm dikkatini üstüne topladı” ifadesini kullanıyor.
FINANCIAL TIMES: Almanya euro bölgesinin geleceği konusunda çatışıyor
Almanya Başbakanı Angela Merkel, Brüksel’de düzenlenecek Avrupa Birliği (AB) zirvesinin arifesinde Alman parlamentosunun büyük eleştirilerine maruz kaldı. Muhalefet liderleri, Merkel’i euro bölgesinin yaşadığı borç krizine karşı kararsız kalmakla suçladı.
Merkel’in izlediği politikalara karşı aylardır süren şüphelerin ardından, merkez sol Sosyal Demokrat Parti ve Yeşikler, Merkel’i AB üyeleri karşısında Almanya’nın itibarını zedelediğini belirtti.
Alman parlamentosundaki tartışmalar, Moody’in İspanya devlet tahvillerinin derecesini düşürebileceği uyarısı yapmasının ardından geldi.
Sosyal Demokratların parlamento lideri ve eski başbakan yardımcısı Frank-Walter Steinmeier, Almanya’nın 440 milyar euuroluk döviz istikrar fonunu desteklemek veya otak taahhütlü euro bölgesi tahvilleri konusunda çekimser kaldığını, ayrıca Avrupa Merkez Bankası’nın gücünü kaybetme riski bulunduğunu belirtti.
Yeşiller’in eşbaşkanı Jürgen Trittin ise Merkel’in euro bölgesinde “Tötonik tasarruf canavarı” gibi görüldüğünü ve eylemlerinin krizi büyüttüğünü ifade etti
Brüksel’deki zirvenin gündeminde, Merkel’in üzerinde ısrar ettiği, daimi kriz tesisi oluşturulması teklifi bulunacak. İzlediği politikayı şiddetle savunan Merkel, euronun değerinin korunmasının birinci önceliği olduğunu belirtmişti. Merkel, “Avrupa’da kimse dışlanmayacak. Avrupa herkes birlikte hareket ederse başarılı olur” demişti.
Brüksel’de ele alınacak konular arasında, gelecekte borç kriziyle karşılaşan ülkelere finansal yardımda bulunulması; sadece tüm euro bölgesi tehdit altında kaldığında destek mekanizmasını devreye sokmak; borç yapılandırmasında özel alacaklıların yer alması ve Uluslararası Para Fonu’nun (IMF) kapatılması gibi maddeler var.
Steinmeier ise Merkel’in yaşanan krizin ciddiyetini anlayamadığını ve Frankfurt’taki Avrupa Merkez Bankası’nın (ECB) verdiği uyarı işaretlerini görmediğini belirtti. Steinmeier, ECB’nin devlet tahvilleri almaya zorlanmaya devam etmesi halinde, bankalara kredi vermenin o kadar zorlaşacağını öne sürdü.
XINHUA: İran intihar saldırısından ABD, İngiltere ve İsrail’i sorumlu tuttu
İran, Çarşamba günü yaşanan ve 39 kişinin ölümüne, 50 kişinin de yaralanmasına neden olan intihar saldırısının ardından ABD, İngiltere ve İsrail’i suçladı. İran’ın Sistan-Belucistan eyaletinin merkezi Zahidan'daki İmam Hüseyin Camii'nde yaşanan saldırıyı Cundullah örgütü üstlenmişti.
İran Ulusal Güvenlik ve Dış Politika Komisyonu başkanı Alaeddin Baroujerdi, saldırıda rolü bulundukları gerekçesiyle ABD ve İngiltere’yi suçladı. Baroujerdi, ISNA haber ajansının haberine göre, “Geçmişte yaşanan olaylarda elde ettiğimiz bilgiler, ABD ve İngiltere istihbaratının Çarşamba günü yaşanan saldırının arkasında olduğunu gösteriyor” dedi.
İran İçişleri Bakanı Yardımcısı Ali Abdollahi ise IRNA haber ajansına, patlamanın ardından ele geçirilen delillerin, saldırının arkasında ABD ve bölgedeki diğeri istihbarat kurumlarının parmağı olduğunu gösterdiğini ifade etti.
Mehr haber ajansının haberinde, İran Meclis Başkanı Ali Laricani’nin “Bu tür saldırılar ABD ve İsrail’in istihbarat kurumları tarafından finanse ediliyor. Geçmişte Şii ve Sünni Müslümanların arasını açmak için ABD Afganistan’da adam topluyordu” dediği belirtildi.
İran’ın IRIN televizyonu saldırıda iki intihar bombacının yer aldığı belirtti. Verilen bilgiye göre saldırganlardan biri üzerindeki bombayı patlatamadı ve vurularak öldürüldü.