Güncelleme Tarihi:
Libya lideri Muammer Kaddafi’ye başkaldıran isyancılar, Batılı ülkelere Kaddafi’ye suikast düzenlenmesi ve Bingazi’ye ilerleyen güçlerine hava harekatı yapılarak durdurulmasını talep etti.
Bingazi’deki Libya Ulusal Konseyi’nin sözcüsü Mustafa Gheriani, söz konusu taleplerini Pazartesi günü Paris’te ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton ve Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy’le görüşecek temsilcileri tarafından iletildiğini belirtti.
Pazartesi günü, G8 liderleri Libya hava sahasında oluşturulması düşünülen uçuşa yasak bölgenin değerlendirilmesi için bir araya geldi.
Gheriani, “Batı’ya, uçuşa yasak bölge, bize karşı kullanılan tank ve roketlere karşı hava harekatlarının düzenlenmesini ve Kaddafi’nin bulunduğu tesislere saldırı düzenlenmesini istediğimizi ilettik… Bu, temsilcilerimizin Avrupa’ya verdiği mesajdır” dedi.
Bu açıklamasının üzerine, “Libya Ulusal Konseyi’nin, Batı ülkelerinden Kaddafi’ye suikast düzenlenmesini mi istediği” sorulan Gheriani, “Evet, neden olmasın? Eğer Kaddafi ölürse, kimse gözyaşı dökmez” cevabını verdi.
Ancak Pazartesi günü yapılan görüşmelerin ardından, Libya’nın hava sahasında uçuşa yasak bölge oluşturulmasının bile kısa bir zamanda gerçekleşmeyeceği anlaşıldı. Bu durumda, Kaddafi’nin bulunduğu bölgeye bir saldırı yapılması olasılığı çok daha az.
İsyancıların, Batı’dan Kaddafi’ye suikast düzenlemesine yönelik talebi, Kaddafi güçlerinin Ecdebiye kentini bombaladığı saatlerde geldi. 135 bin nüfusa sahip olan kent, Bingazi’den önce isyancıların elinde bulunan son kale durumunda.
Ecdebiye’ye yapılan saldırılar, Libya’da en kısa zamanda uçuşa yasak bölge oluşturulmasını isteyen Fransa’nın elini güçlendirdi. Arap Birliği, Fransa’ya destek verirken, bu desteğin Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi’nden çıkacak bir kararı daha da kolaylaştıracağı düşünülüyor.
Bugün yapılacak NATO zirvesinde, Fransa ve İngiltere’nin uçuşa yasak bölge planı için Güvenlik Konseyi’nin diğer üyelerine baskı kurmaları bekleniyor.
LİBYALILAR İSLAMCILARA İZİN VERMEYECEK
Gheriani, isyancıların Kaddafi’nin baskısını ortadan kaldırması halinde radikal İslamcılara döneceklerine yönelik iddiaları reddetti.
Gheriani, “Batı bir noktayı kaçırıyor. Devrim, insanlar yoksulluk ve baskıdan çaresiz duruma düştükleri için başladı. En son umutları özgürlük. Eğer Batı ülkeleri müdahale etmekte çok geç kalırsa, insanlar ‘Batı sizi umursamıyor’ diyen radikallerin hedefi haline gelecek” dedi.
Sözlerine devam eden Gheriani, “Libya’daki insanlar ılımlı kişiler ve radikalciler onlara nüfuz etmeyi başaramadı. Ama Batı ülkeleri onları hayal kırıklığına uğratırsa, geri dönüş olmayacak” ifadesini kullandı.
KADDAFİ BİRLİKLERİ ECDEBİYA’YA DAYANDI
Cuma günü önemli sanayi ve liman kenti Ras Lanuf’u kaybeden isyancılar, Pazar günü ağır ateş altında stratejik önemi büyük bir diğer sanayi kenti Brega’dan geri çekilmişti.
İsyancıların askeri komutanı, Kaddafi’nin eski İçişleri Bakanı Abdülfatih Yunis, Pazar günü Ecdebiya’yı tüm kuvvetleriyle savunacaklarını belirtti. Yunis, Kaddafi güçlerinin aşırı gergin ve morallerinin düşük olduğunu, kıyı şeridindeki kentlere kıyasla Ecdebiye’nin açık çöl arazinin saldırı avantajını sunmayacağını söyledi.
Ancak, kentin savunması için hazır tutulan bir avuç tank, az sayıda zırhlı araç ve top, Yunis’in birliklerinin işinin kolay olmayacağını gösteriyor.
Pazartesi günü ilerleyişini sürdüren Kaddafi’ye bağlı birlikler, başkent Trablus’un 100 km batısındaki Zuvara kentine saldırdı. Tunus sınırındaki, 40 bin nüfuslu kentin yerleşimcileri, üzerlerine top mermisi yağdığını ve zırhlı araçların kentin merkezine girdiğini anlattı.
Öte yandan, Libya’nın batısında isyancıların elinde bulunan en büyük kent olan Misrata’ya halen beklenen saldırı gelmedi. Trablus’un 200 km doğusundaki kente ilerleyen 32’inci tugayın, yaşanan firarlardan dolayı ilerleyemediği belirtiliyor. 32’inci tugaya, Kaddafi’nin oğlu Hamis komuta ediyor.
TIMES: Bilgisayar korsanlığıyla suçlanan dedektif BBC için çalıştı
Yasadışı yollardan haberlere sızmayı ve bilgi edinmeyi sağlayan teknikler kullanmakla suçlanan özel dedektif Jonathan Rees’in, News of the World gazetesi adına çalıştığı ve BBC’ye de hizmet verdiği ortaya çıktı.
Geçen hafta,eski iş ortağının cinayeti davasında suçsuz bulunan Rees’in, News of The World’ün yöneticilerini bir bilgisayar korsanıyla tanıştırdığı ileri sürüldü. Bilgisayar korsanının ise ordu istihbaratına ait e-maillere ulaştığı ve bu kaynaklardan IRA üyesi bir muhbir hakkında bilgi elde ettiği iddia edildi.
Rees hakkındaki suçlamaları ortaya atan Panorama şirketi, IRA üyesinin kod ismini ise Stakeknife olarak belirtti. Rees, iddiaları reddederken, Panaorama için 1990’ların başında iki program için hizmet verdiğini belirtti.
BBC ise Rees’in Panorama şirketi için çalıştığına dair bir bilgisi bulunmadığını, ancak şirketin özel soruşturmacılar çalıştırdığını bildiklerini açıkladı.
News of the World, en son olarak Kraliyet Ailesi’nin cep telefonu yazışmaları dahil birçok ünlü kişinin görüşme kayıtlarına yasadışı yollardan ulaştığı için büyük eleştiri altında kalmış ve ortaya çıkan skandal gazeteye büyük prestij kaybettirmişti. Gazetenin iki muhabiri, skandala sebep oldukları gerekçesiyle tutuklanmıştı.
HAARETZ: Batı Şeria'da insan avı sürüyor
Batı Şeria’da İsraillilere ait Itamar yerleşiminde geçen cuma günü bir aileye mensup beş kişinin öldürülmesinin ardından, İsrail'in Filistinlilere yönelik başlattığı "insan avı" sürüyor.
Cinayetin ardında Filistinli militanların olduğuna inanan İsrail ordusu ve iç güvenlik kurumu Şin Bet, bölgede çok sayıda kontrol noktası kurdu ve Avarta köyündeki tüm İsrailli erkekleri sorgulamak üzere gözaltına aldı.
Filistin haber ajanslarının haberine göre bölgedeki yerleşimciler de Filistinlilere ait bazı evlere saldırdı.
Filistinli birçok grup cinayeti kınarken, Filistin Yönetimi lideri Mahmud Abbas dün yaptığı açıklamada cinayetin kabul edilemez olduğunu belirtmişti. Abbas, Pazartesi günü İsrail radyosuna verdiği röportajda, “Bebeklerin, çocukların ve bir kadının öldürüldüğü bu olay, insanlığa sahip herkesi üzer ve gözyaşına boğar” dedi.
Filistinli köşe yazarları, gazeteciler ve çeşitli Filistin yerleşim birimlerindeki halk, Itamar’da yaşanan saldırıyı şiddetle kınadı.
Öte yandan, Filistin Yönetimi Başbakanı Salim Feyyad, yaşanan olayın bir terör saldırısı olmayabileceğini belirtti. Dışişleri Bakanı Riyad El Maliki ise hiçbir Filistinlinin bebek veya sivilleri intikam veya milliyetçi duygular altında öldürmeyeceğini belirtti ve “saldırının, İsrail’in Filistin’i suçlamak için acele davranmaya çalışması” olarak tanımladı.
MARKET WATCH: Japon borsası nükleer panikle çakıldı
Deprem ve tsunaminin vurduğu Japonya'da piyasalar, Başbakan Naoto Kan'ın yaptığı nükleer sızıntı uyarısıyla bugün adeta çakıldı. Gün içinde yüzde 14'e kadar gerileyen Nikkei Endeksi kapanış itibariyle yüzde 10.6 değer kaybetti.
2008'de yaşanan finansal krizden sonra en sert günlük düşüşünü yaşayan Endeks dünkü kayıplarla birlikte son iki günde yaklaşık yüzde 17 geriledi.
Japonya Merkez Bankası (BoJ) piyasalarda tansiyonun düşmemesi nedeniyle, para kıtlığının önüne geçmek için dün sağladığı 15 trilyon yenlik (183 milyar dolar) likiditeye ek olarak bugün de 98 milyar dolarlık yeni önlem açıkladı. Bankanın dün açıkladığı önlemler kapsamında ayrıca 5 trilyon yenlik varlık alım programını 10 trilyon yene de çıkarmıştı.
Uzmanlar özellikle varlık alım programının miktarı konusunda BoJ'u eleştirerek bu konuda ABD Merkez Bankası (Fed) kadar radikal önlemler almadığı eleştirisini getiriyor.
Başbakan Kan bugün yaptığı açıklamada Fukişimada'ki nükleer santralde meydana gelen yeni patlama sonrasında, nükleer sızıntı tehlikesinin giderek arttığı uyarısını yaptı.
PİYASALARDA KORKU HAVASI HAKİM
Pazartesi günü depremden sonra kimlerin kazanıp, kimlerin kaybettiği hesabını yapan piyasalarda bu açıklamadan sonra korku havası hakim olurken tüm sektörlere satış geldi. Satış dalgası aynı şekilde diğer uluslararası borsaları da negatif etkiledi. Asya borsaları yüzde 1.5 ile yüzde 3.5 arasında kayıplar yaşadı.
ABD vadeli işlemlerinde de S&P 500 Endeksi yaklaşık yüzde 2 aşağıda seyrediyor. Avrupa borsalarının da yüzde 2'ye varan kayıplarla açılması bekleniyor.
Korkuyla gelen satış dalgası için uzmanlar, deprem sonrası nükleer sızıntının fiyatlamaya dahil edilmediğine ancak şimdi ciddi bir risk olarak görülmeye başlanmasına işaret ediyor.
ALTIN BİLE DÜŞÜYOR
Küresel piyasalarda daha çok nakite dönme eğilimi yaşanırken, güvenli yatırım aracı olan altına olan talep dahi sınırlı kalarak bu madenin fiyatında gerilemeye neden oluyor. Altının onsu bugün yaklaşık yüzde 0.7'lik düşüşle 1,416 dolar seviyesinde bulunuyor.
Diğer taraftan petrolde de ilginç seyir yaşanıyor. Bir yanda Ortadoğu'da Suudi Arabistan'ın Bahreyn'e asker göndermesi gerilimi artırırken diğer taraftan Japonya'daki deprem sonrasında talepte yaşanacak düşüş, fiyatlarda azalış baskısı yaratıyor. Brent tipi ham petrolün varili 111 dolar, ABD ham petrolünün varil fiyatı ise 99 dolar seviyesinde bulunuyor.
Tüm bu panik havasında talep gören tek yatırım aracı ise ABD Hazine tahvilleri oluyor. Güvenli liman olarak görülen 10 yıllık ABD hazine tahvilinin faizi 12 baz puan düşerek Aralık başından beri en düşük seviye olan yüzde 3.25'e gelmiş durumda.