Güncelleme Tarihi:
ECONOMIST: Avrupa’nın enerji güvenliği için Nabucco’nun rolü azalıyor mu?
Avrupa’nın Kafkaslardaki ve ötesindeki doğalgaza erişerek Rusya’nın doğu-batı boru hatlarındaki tekelini kırma fikri kulağa garip geliyordu ama Nabucco boru hattı projesi bu hayali gerçeğe dönüştürdü. Geçtiğimiz ay Dünya Bankası, Avrupa Yatırım Bankası ve Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası’ndan aldığı 5 milyar dolarlık krediyle, proje hız kazandı.
Nabucco henüz tamamlanmış bir proje değil ve en büyük iki ortak (Alman RWE ve Avusturyalı OMV) 8 Ekim’de yaptıkları açıklamada önümüzdeki yılın yatırım kararını henüz almadıklarını belirtti. RWE projenin Türkiye ayağını inşa etmek istiyor ancak Türkiye yerel firmaların da pastadan pay alabileceği bir kamu ihalesi düzenlemeyi planlıyor.
Bir başka sorun ise gazın kaynağı. Nabucco’nun ilk etapta Azerbaycan’dan yıllık 8 milyar metreküp gaz alması gerekiyor ama projenin istikrarlı işlemesi için daha fazlasına gerek var. En mantıklı seçenek Türkmenistan. Öte yandan Azeri gazına göz diken sadece Nabucco değil. Bakü’deki yetkililer Rusya’yla görüşmelerini sürdürürken iki rakip proje de Azeri gazını Türkiye ve Yunanistan üzerinden İtalya’nın güneyine getirme çabasında.
Türkiye’yi sürecin dışına çıkarmak için yapılan çalışmalar da var. AGRI gibi düşük maliyetli projeler Nabucco kadar çok gaz taşıyamayacak olsa da en azından Türkiye üzerinden transit geçişlerde ödenecek ücretlerin baypas edilmesi adına etkili olabilir.
Ancak asıl önemli gelişme denizlerde yaşanıyor. Avrupa’nın enerji güvenliğiyle ilgili şüpheler dünya gaz piyasasında bir daralma yaşandığında ortaya çıkmıştı. Ancak ABD’nin kayalarda sıkışan gazı çıkarıp piyasaya sürmesi ve ithalatı durdurmasıyla sıkıntı aşıldı.
Nabucco bugün hala bir sigorta politikası olarak ve Avrupa’nın ortak enerji politikasının boş lafın ötesinde olduğunu göstermek açısından önemli. Ancak teknoloji ve piyasa Nabucco’nun çözmeye talip olduğu sorunu çoktan çözmüş olabilir.
REUTERS: Avrupa Birliği’ne Türkiye’yle işbirliği çağrısı
Dünyanın önde gelen düşünce kuruluşlarından Avrupa Dış İlişkiler Konseyi’nin bugün yayımlanan raporunda Avrupa Birliği’nin bölgedeki kemikleşmiş sorunları çözebilmek ve doğusunda istikrarı sağlamak için Rusya ve Türkiye’yle üçlü güvenlik diyaloguna girmesi gerektiği belirtildi.
Konseyin raporunda 27 ülkelik birliğin kendi bölgesinde güvenliğin sağlanması için daha fazla rol oynaması gerektiği, çünkü ABD’nin Afganistan, İran ve Çin’de çok meşgul olduğu ve Avrupa’ya odaklanamayacağı belirtildi.
Raporda hâlihazırdaki sistemin Kosova ve Gürcistan’daki savaşları önlemeyi başaramadığı belirtilirken, “Avrupa güvenliğinin üç ayağı Rusya, Türkiye ve AB’yi bir araya getiren gayrı resmi bir Avrupa güvenlik üçgenine ihtiyacımız var” denildi.
Söz konusu forumun NATO-Rusya Konseyi ya da AGİT gibi kurumların yerine geçmeyeceği, ya da Türkiye’nin AB üyeliğine bir alternatif olmayacağının altı çizilen raporda böyle bir üçlü diyalog için şartların olgunlaştığının altı çizildi.
NATO Ukrayna ve Gürcistan’ın üyelik süreçlerini rafa kaldırırken Washington Moskova’yla ilişkilerin sıfırlanması için düğmeye bastığına dikkat çekildi.
HAARETZ: Ahmedinejad ile Nasrallah arasında tarihi görüşme
İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad, Hizbullah Genel Sekreteri Nasan Nasrallah’la görüştü. Ahmedinejad’ın iki günlük Lübnan ziyaretinin sonunda İran’ın Beyrut büyükelçiliğinde gerçekleşen görüşme Hizbullah bağlantılı televizyon kanalı El Manar tarafından duyuruldu.
El Manar’ın haberine göre ikilinin görüşmesinde çeşitli konular ele alınırken, görüşmenin sonunda Nasrallah Ahmedinejad’a bir silah hediye etti. Silahın 2006 yılında İkinci Lübnan Savaşı sırasında ele geçirildiği ve İsrail askerlerine ait olduğu öne sürüldü.
Nasrallah 2006 yılındaki savaştan bu yana güvenlik gerekçeleriyle sığınağından çıkmıyordu. Dolayısıyla Ahmedinejad’la görüşmek için büyükelçiliğe gelmesi aynı zamanda tarihi bir jest anlamına geliyor.
İkili görüşmeden önce İsrail sınırı yakınlarındaki Bint Jbeil şehrinde bir konuşma yapan Ahmedinejad, stadyumu dolduran binlerce kişiye “Lübnan’ın Yahudi devletine direnişi”ni övmüş ve Siyonistlerin “ölümcül” olduğunu söylemişti.
CNN: Şilili madenciler hastaneden taburcu ediliyor
Geçtiğimiz gün yaklaşık 24 saatlik bir operasyonla 69 gün boyunca mahsur durumda kaldıkları San Jose Madeni’nden kurtarılan maden işçilerinin üçü dün gece ilk kontroller için müşahade altında tutuldukları hastaneden taburcu edildi.
CNN Şili taburcu edilenlerin Juan Illanes, Edison Pena ve Carlos Mamani olduğunu bildirdi. Illanes, 52 yaşında bir emekli asker ve elektirikçi, Pena 34 yaşında bir Elvis Presley hayranı, Mamani ise madenin 23 yaşındaki tek Bolivyalı işçisi.
CNN Şili’nin yayımladığı görüntülerde bir ten Mamani’nin yüzü belirgin olarak seçilebiliyordu. Bolivyalı işçinin hastaneden çıkarken hala madenden kurtarıldığı sırada kendilerine verilen siyah güneş gözlüklerini taktığı gözlendi.
Hastane yetkililerinin dün erken saatlerde üç madencinin taburcu edileceği yönünde tahminlerde bulunduğu ancak resmi bir açıklama yapılmadığı bildirildi.
Hastane yetkilileri madencilere yapılan testlerin neredeyse tamamının sağlık durumunun yerinde olduğunu gösterdiğini açıkladı. Sadece birkaç madencinin tedavi altına alındığı ifade edildi.
Başhekim Yardımcısı Dr. Jorge Montes bugün başka madencilerin de taburcu edilebileceğini belirtti.
Bu arada kurtulan 33 madenci Perşembe günü hastanede kendilerine uygulanan testlerin yanı sıda Şili Devlet Başkanı Sebastian Pinera’yla da bir araya geldi. Pinera görüşmenin ardından yaptığı açıklamada ülkede madenlerdeki güvenlik koşullarının sıkılaştırılacağının sözünü verirken, San Jose Madeni’nin de bir daha açılmamak üzere kapatıldığını belirtti.
THE TIMES: İngiliz bankaları İran’ın yaptırımları atlatmasına yardımcı oluyor
ABD’li savcıların düzenlediği soruşturmalar, iki İngiliz bankası, Lloyds TSB ve Barclays’in, İranlı müşterilerinin kimliklerini gizleyerek ABD finans sistemi içinde 600 milyon dolar civarında işlem yapmalarına fırsat verdiğini ortaya koydu.
İngiltere eski maliye Bakanı Lord Lamont’un yönetim kurulunda bulunduğu İngiliz İran Ticaret Odası’nın İran’ın yasaklı bir Amerikan hava aracını satın almasına yardım ederek ABD yaptırımlarını ihlal ettiği gerekçesiyle ceza aldığı ifade edildi. Ticaret Odası’nın şirketlere Tahran’a uygulanan yaptırımları aşarak nasıl ticaret yapacakları konusunda danışmanlık yaptığı bildirildi.
İngiltere’nin ABD’nin İran’a koyduğu finans ve ticaret yaptırımlarının aşılmasında oynadığı rol özellikle geçtiğimiz yıl Avrupa yaptırımların dozunu artırdığında ortaya çıkmıştı. Tahran’ı baskı altın almak adına İran’ın sigorta hizmetleri yasaklanırken, petrol sanayisine yatırımlar ve tahvil alım satımı engellenecek.
Ancak Times’ın ele geçirdiği belgeler ABD mahkeme tutanakları İngiltere’nin mali sektörünün geçtiğimiz yıllarda İranlıların yaptırımı atlatmasını sağlamak adına ne kadar hevesli olduğunu ortaya koydu.
Buna göre İngiltere’nin en büyük bankalarından Lloyds TSB, 1990’lı yılların ortalarında İranlılar ve Sudanlıların içinde olduğu alışverişlerle ilgili 350 milyon dolara yakın ödeme mesajını üzerinde tahrifat yaptığını kabul etti.
Barclays ise iki ay kadar önce yaptığı 298 milyon dolarlık sahteciliğin ise “Düşmanla Ticaret Yasası” ve “Uluslararası Olağanüstü Yetkiler Yasası”nın ihlali anlamına gelebileceği belirtildi. Bankanın İran’dan ve diğer yaptırım uygulanan ülkelerden gelen işlemlerde isimlerle oynadığı ifade edildi.
BBCTÜRKÇE: Clinton: İngiltere'nin planı ABD'yi kaygılandırıyor
Amerika Birleşik Devletleri Dışişleri Bakanı Hillary Clinton, İngiltere hükümetinin savunma harcamalarını azaltmaya yönelik planının ülkesini kaygılandırdığını söyledi.
Hillary Clinton, BBC'ye verdiği mülakatta, her NATO üyesinin ortak savunmaya yönelik taahhüdü olması ve bunun için uygun katkıyı yapması gerektiğini belirtti.
NATO'nun dünya tarihinin savunma amaçlı en başarılı ittifakı olduğunu düşündüğünü söyleyen Clinton, bunun muhafaza edilmesi gerektiğini vurguladı.
Amerikan Savunma Bakanı Robert Gates, de müttefiklerinin askeri yeteneklerini azaltması halinde, bu yöndeki açıkların kapatılması için gözlerin kendilerine döneceğini söyledi.
Hillary Clinton ve Robert Gates dün Brüksel'deki NATO dışişleri ve savunma bakanları toplantısına katılmışlardı.
Yeni savunma bütçesi haftaya açıklanacak
İngiltere Savunma Bakanı George Osborne, Çarşamba günü, kamu sektöründe yapılacak büyük kesintileri açıklayacak.
Bu kesintilerle aynı dönemde, hükümetin savunma harcamalarını ne kadar azaltmayı planladığı da ortaya çıkacak.
İngiltere'nin savunma harcamaları Gayri Safi Yurt İçi Hasılası'nın yüzde 2'sinin altına düşmek üzere.
Bu ise NATO üyesi ülkelerden beklenen minimum oran. Halen İngiltere Savunma Bakanlığı'nın yıllık bütçesi 37 milyar sterlin.
İngiltere Maliye Bakanı George Osborne, 2011-2015 yılları arası savunma harcamalarında yüzde 10'a varacak oranda kesinti yapılması için bastırırken, Savunma Bakanı Liam Fox Osborne'a direniyor.
Kesinti oranının yüzde 4'ü aşmaması gerektiğini savunan Liam Fox bugün Times gazetesindeki yazısında "Eğer Soğuk Savaş'tan bir şey öğrendiysek, o da güçlü ekonominin güçlü savunmaya eşit olduğudur" dedi.