Güncelleme Tarihi:
GUARDIAN: ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü görevinden istifa etti
ABD Dışişleri Bakanlığı’nın resmi sözcüsü P.J. Crowley, Wikileaks sitesinin kaynağı olduğu iddia edilen ABD’li Er Bradley Manning’in tutulduğu gözaltı hakkında yaptığı yorumlar nedeniyle görevinden istifa etti.
Crowley, ABD ve Irak savaşına ait gizli belgeleri Wikileaks’e sızdırdığına inanılan Manning’in “işe yaramayan ve aptalca” bir muameleye maruz kaldığını belirtmişti.
Crowley, Manning’in Virginia’daki askeri hapishanede maruz kaldığı muamele hakkında, “Bradley Manning’e yapılanlar saçma ve sonuç getirmeyecek türden. Ayrıca, savunma bakanlığı için aptalca bir yaklaşım” dedi.
Crowley’in bu sözlerinin ardından, ABD Başkanı Barack Obama, 23 yaşındaki erin içinde bulunduğu şartlar hakkında ilk kez açıklamada bulundu. Obama, Manning’in maruz kaldığı muameleyi savundu ve Pentagon tarafından göz hapsinin uygun olduğuna dair kendisine güvence verildiğini ifade etti.
Crowley, istifa mektubunda, “sarf ettiği sözlerin tüm sorumluluğunu aldığını” belirtti. Crowley geçmişte, ordudan bilgi sızdırılması hakkında, “ABD yasaları altında ciddi bir suç” yorumunu yapmıştı.
Öte yandan, Crowley’in istifasının, Manning davasının artık Obama yönetiminin iç çemberlerinde tartışılan bir konu haline geldiğini ortaya koyduğu belirtiliyor.
TELEGRAPH: Libya ordu sözcüsü: İsyancılar savaşmaktan vazgeçti
Libya ordusunun sözcüsü Albay Milad Hüseyin, ordunun isyancılara karşı tam ölçekli bir savaş başlatmasına gerek olmadığını, çünkü isyancıların savaşmaktan vazgeçmeye başladığını belirtti.
Hüseyin, Pazar günü önemli sanayi kenti Brega’nın ele geçirilmesi ve isyancıların kalbi Bingazi’ye ilerledikleri operasyonların, tam ölçekli saldırılar olmadığını belirtti. Hüseyin, başkent Trablus’ta düzenlenen basın konferansında, “İsyancılar, onlara yaklaştığımızda ellerini kaldırıyor ve teslim oluyorlar” dedi.
Hüseyin, isyancılara yönelik saldırılar altında, gerçek bir askeri operasyon gerektiren tek yerin, Trablus’un 50 km batısında kalan Zaviye olduğunu belirtti. Zaviye, iki hafta süren ağır çatışmaların ardından Libya lideri Muammer Kaddafi’ye bağlı birliklerin eline geçmişti.
Öte yandan, Kaddafi’nin oğlu Hamis’in 32’inci tugay ile Trablus’un 200 km doğusundaki Misrata’ya ilerlemeyi sürdürdüğü ve isyancıların saldırısına maruz kalmadığı ifade edildi. Hüseyin, 32’inci tugayın bazı askerlerin kaçması nedeniyle ilerleyişinde aksama yaşadığını söyledi.
Hüseyin, isyancıların içinde çeteler olduğunu ve Zaviye düştükten sonra teslim olan isyancılar arasında El Kaide militanları bulunduğunu ifade etti.
Dışişleri Bakanı Yardımcısı Halid Kaim ise Hüseyin açıklamasının tersine, isyancıların birçoğunun Libyalılardan oluştuğunu belirtti.
HAARETZ: İsrail ordusu Batı Şeria’da güvenlik seviyesini artırıyor
İsrail Güvenlik Güçleri, Itamar’da bir aileden beş kişinin öldürüldüğü terör saldırısının ardından Batı Şeria’da denetim ve incelemelere başladı.
İsrail ordusunun Batı Şeria’daki komutanı Albay Nimrod Aloni tarafından yürütülen soruşturmaya, Merkezi Komutanlıktan da destek veriliyor. Soruşturma sonucunda elde edilen sonuçlar, Genelkurmay Başkanı Benny Gantz tarafından açıklanacak.
Askeri yetkililer, Itamar’ı çevreleyen elektronik güvenlik bariyerinin gönderdiği sinyallerin, yetkililer tarafından iyi değerlendirilmediğini belirtti. Bunun sonuncunda, iki Filistinli teröristin bariyerin üzerinden atladığı ve aynı aileden beş kişiyi öldürdüğü ifade edildi. Sivil güvenlik yetkilisinin ise bariyerden gelen sinyale, bir hayvanın neden olduğunu düşündüğü belirtildi.
Sivil bir güvenlik şirketi tarafından korunan Itamar, aynı zamanda Batı Şeria’nın kuzeyine kadar uzanan alanı denetleyen askeri birlik tarafından denetleniyor.
Düzenlenen soruşturma kapsamında, Itamar’daki güvenlik prosedürünün tekrar gözden geçirilecek. Ayrıca, bir subayın bariyerden gelen sinyallerle ilgilenmesi konusunda görevlendirilmesi söz konusu.
MARKETWATCH: Nikkei son iki yılın en düşüğüne geriledi
Cuma günü son 140 yılda gördüğü en şiddetli depremle sarsılan Japonya’da borsalar asıl sarsıntıyı bugün hissetti. Pazartesi sabahı gerçekleşen işlemlerde, yatırımcıların varlıklarını depremin etkisinden kaçırmasıyla birlikte, borsalar son iki buçuk yılın en kötü günlük performansını sergiledi. Japonya Merkez Bankası ise, piyasalara rekor seviyede 265 milyar dolarlık likidite sağladı.
Nikkei borsası, günü yüzde 6.2’lik kayıpla kapatırken, endeks Kasım ayından bu yana bu kadar büyük bir düşüşe imza atmamıştı.
Borsa takip şirketi FactSet’e göre, Nikkei, 12 Aralık 2008’de yüzde 5.6’nın üzerinde bir düşüşe imza ancak 2 Aralık 2008’de, yüzde 6.4 oranında değer kaybetmişti. 2008’deki düşüş, küresel finansal krizin patlak vermesinden kaynaklanmıştı.
Deprem, Japon şirketlerin hisselerinin de yüzde 10 ve üzerinde değer kaybetmesine neden oldu. Toyota, Sony ve Mitsubishi’nin hisseleri günü sırasıyla yüzde 7.9, yüzde 9.1 ve yüzde 11.8’lik düşüş yaşadı.
BoJ’DEN REKOR YARDIM
Nomura ise, Cuma günkü depremin, Şubat ayının ortasından bu yana yükselen petrol fiyatlarıyla yükselen Japon borsalarında bir düzeltme yaratacağına, önümüzdeki dönem için görünümün çok da karanlık olmadığını söyledi.
Analistlerin bu beklentilerini tetikleyen şey, Japonya Merkez Bankası’nın ekonomiyi ayakta tutmak adına, finans kuruluşlarına 265 milyar dolar sağlaması oldu. Uzmanlar bu gelişmenin, yenin kademeli olarak değer kazanmasının önüne geçmesini bekliyor.
Depremin ardından, dolar/yen paritesi 81.88 seviyesinden 82.10’a yükselirken, Pazartesi günkü işlemlerde paritenin 80.60 seviyesine gerilediği görüldü.
ELEKTRİK KESİNTİLERİ ÖNEMLİ
Japon banka Nomura, müşterilerine geçtiği notta, “Hafta sonuna yönelik gelen haberler, zararın ilk olarak tahmin edilenden çok daha yüksek olduğuna işaret ediyor” ifadesine yer verildi.
Japonya’da yaşanan depremde, hayatını kaybedenlerin sayısının 10 binin üzerine çıkması beklenirken, büyük nükleer santrallerden radyasyon yayılması riski de yüksek. Yetkililerse, nükleer reaktöerlerin kontrol altında tutulmaya çalıştığını açıkladı.
ABD’li banka Citigroup analistleri, “Nükleer santrallerin güvenirliğine yönelik endişeler, bundan sonra Japonya ve yurtdışında inşa edilecek santrallerin geleceğini etkileyecek” diye konuştu.
Nükleer santrallerin zarar görmesinden sonra, ülke genelinde büyük çaplı elektrik kesintileri yaşanırken, Royal Bank of Scotland (RBS) ekonomistleri, elektrik kesintilerinin Japon ekonomisine zarar verebileceğini, şirketlerin kısa bir süre içinde normal işleyişlerine geri dönemeyeceklerini belirtti.
RBS, “Bu bölgede imalat tesisi ya da fabrikaya sahip olan Sony gibi şirketler, elektrik kesintilerinden büyük zarar görecek” dedi.