Dünya basınından manşetler - 14 Aralık

Güncelleme Tarihi:

Dünya basınından manşetler - 14 Aralık
Oluşturulma Tarihi: Aralık 14, 2010 09:44

Dünyada bugün öne çıkan manşetler:

Haberin Devamı

GUARDIAN: Türkiye Arap dünyasına model olamaz ancak liderlik yapabilir

Her ne kadar Filistin mücadelesi ağırlıklı olarak Arap devletleri tarafından öne çıkarılıyor olsa da, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan Filistin’in sesini en çok duyuran lider konumunda. Türkiye, bu diplomatik söylevleri kullanarak Arjantin ve Brezilya’nın Filistin devletini tanımasını sağladı. Diğer Latin Amerika ülkelerinin de Filistin devletini tanıması beklenirken, Türkiye Gazze ablukasının kaldırılması için uluslararası desteği güçlendirmeye devam ediyor.

 

Ancak Türk toplumundaki Filistin desteği bir bütünlük oluşturmuyor. Laik Türkler İslami eğilimli sivil toplum örgütlerinin devlet desteğiyle Filistin mücadelesini yurt içinde ve dışında kendilerini güçlendirmek için kullandıklarını öne sürüyor.

Haberin Devamı

 

Arapların talihsizliklerini Batı’nın sömürgeciliği ve neredeyse dört asır süren Osmanlı egemenliğine bağlamak bilinen bir şey. Ancak Batı’ya karşı tavırları değişmeyen Arapların son yıllarda Türkiye’ye yönelik bakış açısı önemli ölçüde değişti. Araplar, Türkiye’ye gittikçe “bizim ulaşmamız gereken nokta” olarak bakıyor.

 

Nüfusu Sünni ağırlıklı olmasına rağmen, Türkiye bu şekilde Arap ve Müslüman ülkelerdeki Sünni-Şii ayrımının üstüne çıkarak onu değerli bir politik ve diplomatik sermayeye dönüştürmeyi başardı.

 

Arap dünyasında ise tersi bir durum hakim. Irak’ta atılan adımlar daha da yavaşlarken, şeffaf seçimlere rağmen Filistin’deki iç savaş ümitleri tüketiyor. Yıllar süren sıkıyönetimin ardından Mısır’ın geleceği belirsizlik içinde. Suriye ise yeni nesil için gelecek vaat edemiyor. Ürdün’deki gelişmelerin sınır ötesine çıkması çok zor iken, Lübnan, her an patlamaya hazır bomba gibi. Yeraltı kaynakları güçlü olan Libya ise istikrarı belirsiz ve yaşlanmakta olan bir liderin yönetimi altında.

Haberin Devamı

 

Batı’nın politik çevrelerinde sürekli akıllara gelen soru, Türkiye’nin Arap ülkelerine model oluşturup oluşturmayacağı. Türkiye önemli derslerin alınmasını sağlayacak ve Arap dünyasına ilham verecek olsa da, bir model olamaz. Çünkü Türkiye Cumhuriyeti’ni ortaya çıkaran kendine özgü dinamikler ve tarihi bağlam tekrarlanamaz. İç politik kavgalar, Kürt sorunu ve yapılması gereken geniş çaplı reformlar, daha uzun bir yolda tamamlanması gerekenleri gösteriyor.

 

Nüfusunun büyük kısmı 30 yaş altı olan Ortadoğu’da demografik bir saatli bomba mevcut. Bu Türkiye’nin liderliğinin öneminin altını çiziyor. Türkiye özel sektörü teşvik etmeli ve Ortadoğu’nun potansiyelini ortaya çıkarmalı. Fırsatlar oluşturarak, Türkiye bölgesel baskıları azaltabilir ve hassas bir zemin oluşturabilir.

Haberin Devamı

 

ABC NEWS: Türkiye et ithalatında Avustralya’nın en iyi müşterisi

Türkiye, artan ucuz et ihtiyacı ve ithalat protokollerinde gidilen değişiklikler sayesinde, Avustralya bifteğinin önde gelen müşterisi haline geldi. Bu alanda ithalat ilk olarak az miktarda süt ürünleri ve damızlık sığırla başlamış olsa da, son birkaç ayda büyükbaş hayvan ithalatında büyük bir artış yaşandı.

 

Ekim ayında Türkiye’ye 28 binden fazla büyükbaş hayvan gönderildi. Avustralya’nın Livestock Shipment Services şirketi yetkililerinden Paul Keenan, Türkiye’ye Avustralya’nın kuzeyinden de büyükbaş hayvan gönderilmeye başlanacağını belirtti.

 

Keenan, Ocak ayında Türkiye’den yeni büyükbaş hayvanların değerlendirilmesi için bir heyet geleceğini, mevcut protokoller kapsamında Türkiye’nin ileride ithalatını artırabileceğini söyledi. Keenan, Fremantle limanından Türkiye’ye bu ay içinde 18 bin büyükbaş hayvan daha gönderileceğini ifade etti.

Haberin Devamı

 

NEW YORK TIMES: Artan şiddet Hıristiyanları Irak’ı terk etmeye zorluyor

Güvenlik güçlerinin koruyamadığı veya bilerek korumak istediği Hıristiyanlar, artan şiddet olayları nedeniyle Irak’ın kuzeyinden hızla göç etmeye başladı. Başlıca Bağdat ve Musul’da başlayan ve binlerce Hıristiyan’ın katıldığı göç dalgası, 31 Ekim’de yaşanan ve 51 kişinin ölümüyle sonuçlanan kilise baskınından bu yana artış gösterdi.

 

Mart ayında yapılan seçimlerden bu yana süren hükümet belirsizliğinin ortadan kalkması ve güvenliğin artmasına rağmen Iraklı Hıristiyanlar için şiddet azalmadı. En son yaşanan şiddet olaylarında Irak’tan kaçan Hıristiyanlar sadece arabalarına sığdırabildikleri kadar eşyalarını yanlarına alabiliyor.

Haberin Devamı

 

Irak Başbakanı Nuri El Maliki, ülkede yaşayan azınlıklar için daha fazla güvenlik sözü vermişti. Maliki, Ekim ayındaki kilise baskınının ardından, saldırının 2003’ten bu yana Hıristiyanların maruz kaldığı en şiddet içerikli olay olduğunu belirtmişti.

 

Maliki’nin vaatlerine rağmen şiddetin devam etmesi, Hıristiyanların güvenliklerine yönelik şüphelerini artırdı. Günlük tehditler, belirsizlik ve yaşanan terör, dini liderlerinin tarihi evlerini terk etmemeleri için yaptıkları çağrılara rağmen Hıristiyanların göçünü hızlandırdı.

 

WALL STREET JOURNAL: İntihar Madoff’un davalarını düşürmeyecek

Mark Madoff’un yakınları, intiharından önceki günlerde kendisinin gittikçe kötüleşen yasal durumu hakkında çok kederli olduğunu belirtti. Ancak ölümü Madoff’un verdiği yasal mücadelelerin sona erdiği anlamına gelmiyor.

 

Madoff’un müşterilerini savunan avukat David Sheehan, Pazar günü davanın süreceğini ve Madoff’un ölümünün buna bir etkisi olmayacağını ifade etti. Adli tıp uzmanları ise Madoff’un kendisini bir köpek tasmasıyla öldürdüğünü doğruladı.

 

Mark Madoff ve kardeşi Andrew’a karşı bir suçlama söz konusu olmasa da, her iki kardeş iflas memuru Irving Picard’ın sıkı denetimi altında bulunuyor. Geçtiğimiz hafta Picard, Mark Madoff’un çocuklarına dava açtı. Bu hamlenin, Madoff’u oldukça rahatsız ettiği düşünülüyor.

 

Madoff ayrıca, Bernard Madoff’un Londra’ki işlerinin direktörü olarak da dava edilmiş, böylece Picard tarafından 2 Ekim 2009’da açılan davalara bir yenisi eklenmişti. Picard, açtığı davada tazminat ve diğer ödemelerde 200 milyon dolar talep ediyordu.

 

Picard, Madoff’un intiharının ardından “Yaşanan trajik bir olay” açıklamasını yaptı ve ailesine taziyelerini sundu. Ancak Picard, Madoff’un müşterileri adına açtığı yüzlerce davayı sürdürmeyi planlıyor.

 

Picard’ın verilerine göre, Madoff 2001 ve 2008 yılları arasında 29.3 milyar dolarlık “dev bir tazminat” elde etti. Bu rakamın içinde 2006’da aldığı 4.8 ve 2007’de aldığı 9 milyon dolarlık primler de bulunuyor.

 

Picard, Madoff’un sahip olduğu yedi müşteri hesabına 745, 481 milyon dolar yatırdığını, yatırım danışmanlık işleriyle uğraşan ailesinin ise 18.1 milyon doları amorti ettirdiğini belirtti.

 

WASHINGTON POST: ABD Meksika uyuşturucu savaşının cephaneliği haline geldi

Meksika’da yaşanan uyuşturucu savaşlarında kullanılan silahların büyük bir kısmı, ABD’nin sınır eyaletlerinden alınıyor. Bu alanda, Teksas en önde gelirken, sınır polisi her gün ABD’de üretilmiş yeni silahlar ele geçiriyor.

 

2003’te çıkarılan bir yasa gereği, Meksika’ya silah satan silah üreticilerinin kimlikleri gizli tutuluyor. Washington Post, yaptığı araştırmada Meksika’ya en çok silah gönderen 12 üreticinin isimlerini belirledi.

 

Bu isimlerin sekiz tanesi Teksas, üç tanesi Arizona ve bir tanesi California eyaletinde bulunuyor. Meksika sınırında ele geçirilen ve ABD’de üretildiği anlaşılan silahların büyük çoğunluğu Houston’dan geliyor.

 

Bugün Teksas’ta 3 bin 800 silah perakendecisi bulunurken, bunların 300 tanesi Houstan’da yer alıyor.

 

Meksikalı uyuşturucu kartellerinin silah ihtiyaçlarını ABD’den karşılamasının nedeni, Meksika’nın silah bulundurulmasına karşı sıkı önlemler almış olması. Meksikalılar, en az 50 yıldan beri kullanılan silah ticareti yollarından faydalanarak ABD’den silah temin ediyor. Ancak müşteriler arasında uyuşturucu kartellerinin yanı sıra, kendini korumak isteyen siviller de bulunuyor.

 

INDEPENDENT: 52 milyar dolarlık yardıma rağmen Afganlar açlıktan kırılıyor

Afganistan’daki koalisyon güçlerinin en büyük başarısızlıklarından bir tanesi, yapılan on milyarlarca dolarlık yardıma rağmen 30 milyon Afgan’ın halen yardıma muhtaç olması. ABD Başkanı Barack Obama, bu ay içinde Afganistan’da uygulanan askeri stratejiyi değerlendirecek. Obama’nın, askeri operasyonlara odaklı bir değerlendirmede bulunacak ancak, Afganistan’daki ABD’li ve uluslararası yetkililer, iş adamları ve yardım kuruluşları ülkedeki en büyük sorunun yolsuzluk olduğunu belirtiyor.

 

Yetkililer, 2001 yılından beri Afganistan’a yapılan 52 milyar dolarlık yardımın ülkedeki yoksulluğu neredeyse hiç engelleyemediğini belirtti. Yapılan çok büyük miktardaki yardımın üçte ikisi güvenlik, üçte biri ise ekonomik ve sosyal kalkınmaya ayrıldı. Ancak bugün dokuz milyon Afgan yoksulluk içinde yaşarken, beş milyon Afgan ise ayda 43 dolar ile geçinmeye çalışıyor. Nüfusun geride kalan kısmı ise elindeki parayla yakacak odun ve giysi alıyor.

 

Afgan halkı, yapılan uluslararası yardımlardan yararlanan kişilerin elit sınıf olduğunu belirtiyor. Yardım projeleri ise açlıktan kırılan halka yardım edebilmek için yetersiz kalıyor. Bağışçıların ziyaret etmesi için son derece tehlikeli olan bölgelerde yatırım yapıldığını göstermek için, şirketler büyük projeler gösteren sahte fotoğraflar basıyor.

 

ABD’li bir yardım derneği için çalışan bir Afgan, 250 kişinin çalışacağı gıda işleme tesisi inşaatına katıldığını ancak gördüğü tek şeyin bir tarlada çalışan üç-beş kişiden ibaret olduğunu söyledi. Durumu şikayet ettiğinde ise yetkililerden çenesini kapalı tutmadığı halde öldürüleceğini söylediklerini anlattı.

 

ABD’li yetkililer yapılan yardımların birçoğunun yolsuzluğa gittiğini kabul ediyor. Afganistan Uluslararası Şeffaflık örgütünün değerlendirmesine göre, Afganistan 178 ülke arasından yolsuzluğun en yüksek olduğu üçüncü ülke.

 

TIMES: Aştiyani’nin serbest bırakılması için İran hükümetine uluslararası çağrı

Dünyanın önde gelen sanatçı, akademisyen ve politikacıları, zina yaptığı gerekçesiyle recm cezasına çarptırılan Sakine Muhammed Aştiyani’nin serbest bırakılması için yeni bir talepte bulundu. Times tarafından yayımlanan mektuplarında “Aştiyani yeterince acı çekti” diyen 80’den fazla aydın ve sanatçı, İran’ın dini lideri Ayetullah Hamaney’den Aştiyani ve oğlunun serbest bırakılmasını istedi.

 

Aştiyani’nin serbest bırakılmasını isteyen İngiltere, Avrupa, ABD, Hindistan ve Avustralyalı ünlülerin arasında, aktörlerden Robert Redford ve Robert de Niro; Nobel edebiyat ödülü sahibi Wole Soyinka ve V. S. Naipaul; müzisyen Pete Townshend ve Sting gibi isimler bulunuyor. Politikacılar arasında ise İngiltere İşçi Partisi lideri David Miliband ve AB Dışişleri Bakanı Catherine Ashton yer alıyor.

 

İran’ın insan haklarına bağımlılığı konusunda turnusol kağıdı haline gelen 43 yaşındaki Aştiyani, Cuma akşamı bir “belgesel” programında evine götürülmüş ve 2005’te işlediği iddia edilen cinayeti canlandırmıştı. Destekçileri ise geçmişteki yayınlarda olduğu gibi Aştiyani’nin baskı altında hareket ettiğini öne sürdü. Öte yandan, Aştiyani ile başlayan protestolar diplomasiye de sıçradı.

 

İngiltere’nin İran büyükelçisi Simon Gass, internet sitesinde İranlı hukukçu, gazeteci ve sivil toplum örgütlerinin “İran hükümetinin büyük tehdidi altında” olduğunu belirtti ve Eylül ayından beri tutuklu bulunan insan hakları avukatı Nasrin Sotoudeh örneğini verdi. İran parlamentosu dış ilişkiler komitesi başkanı Alaeddin Borujerdi ise Gass’ın iki ülke arasındaki ilişkileri bozman istemekle eleştirdi. Öte yandan, İran parlamentosundaki bazı vekiller Gass’ın sınır dışı edilmesini teklif etti.

 

Cuma günü yayınlanan program, Aştiyani’nin Batılı destekçileri arasında büyük bir öfkeye neden oldu. Program, İran’ın barbarlığını haklı çıkarmaya çalışmakla eleştirildi.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!