Güncelleme Tarihi:
NEW YORK TIMES: Obama'dan ABD halkına tarihi çağrı
Arizona'da Cumartesi günü düzenlenen silahlı saldırıda altı kişi hayatını kaybederken, aralarında Temsilciler Meclisi üyesi Gabrielle Giffords'un da bulunduğu 14 kişi de yaralandı. Bu saldırı, ABD'de sert siyasi tartışmaların yaşanmasına neden oldu.
Obama da halkını yaşanan kutuplaşmadan kurtarmak için dün Arizona'daki konuşmasında birlik mesajları verdi ve herhangi bir grubu ya da kesimi hedef tahtasına oturtmaktan kaçındı.
Halkına bu trajediyi kendi görüşleri açısından bir mücadeleye dönüştürmemeleri çağrısı yapan Obama, ABD'lilerden "diğerlerini anlayabilmek için içgüdülerini güçlendirmelerini" istedi.
Obama, "Söylemlerimizin aşırı derecede kutuplaştığı bir dönemde, dünyanın başına gelen bütün kötülüklerden dolayı tüm suçu bizden farklı düşünenlerin üzerine yıkmaya aşırı hevesli olduğumuz bir dönemde... bir an için durup, birbirimizle yaralayıcı değil, onarıcı bir şekilde konuştuğumuzdan emin olmamız hepimiz için büyük önem taşıyor" dedi.
REUTERS: Sel ve yer kaymaları Brezilya’da en az 270 can aldı
Sel ve yer kaymaları, Rio de Janeiro’nun civarındaki dağlık alanda kurulu köyleri etkisini aldı. Çok sayıda ev su ve çamurun altında kalırken, gece vakti sele kapılan onlarca insan hayatını kaybetti. Yoğun yağmurların felç ettiği Sao Paulo kentinde 13 kişinin ölümüyle beraber, şu ana kadar toplam ölü sayısı 270’e çıktı.
Rio’nun kuzeyinde kalan Serrana bölgesinde, bir aylık yağmurun bir günde yaması sonucu nehir yatakları taşarak, Çarşamba günü erken saatlerde çok sayıda evin sular altında kalmasına neden oldu.
Öte yandan, Rio’nun yaklaşık 100km kuzeyinde kalan Teresopolis kentinde ölü sayısının en az 130 olduğu belirtildi. Yetkililer, Petropolis kentinde 20 ve Nova Friburgo kentinde ise 107 kişinin hayatını kaybettiğini belirtti.
Şu ana kadar yardımın ulaştırılamadığı uzak bölgelerde de ölümlerin yaşanmış olabileceği düşünülüyor. Teresopolis kentinde, yaklaşık 50 kişinin kayıp olduğu, kurtarma ekiplerinin evsiz kalan bin kişiye yardım etmek ve selde kaybolanları bulmak için bölgeye geldiği ifade edildi.
Devlet Başkanı Dilma Rousseff, selden zarar gören alanlarda yeniden yapılandırma çalışmaları için 460 milyon dolar ayırdı. Rousseff’in bugün felaket bölgesine gitmesi bekleniyor.
BLOOMBERG: Türkiye’den gelen yaban domuzları Bulgaristan’a salgın hastalık bulaştırdı
Bulgaristan Tarım ve Sağlık Bakanlığı, ortaya çıkan bir salgın hastalık nedeniyle, Türkiye’ye yakın olan bir köyde yaklaşık 500 çiftlik hayvanının öldürüldüğünü açıkladı.
Yetkililer, alınan önlemler kapsamında Kosti köyünde test edilen 1,600 hayvandan 36’sında salgın hastalık tespit edildiğini belirtti. Hayvanların ayak ve ağız kısımlarında beliren hastalığın, iki hafta önce Türkiye’den gelen ve avcılar tarafından vurulan bir yaban domuzundan bulaştığı düşünülüyor.
Bulgaristan, salgının ortaya çıkmasının ardından, hastalıktan etkilenen bölgelerdeki çiftçiler adına Avrupa Komisyonu’ndan tazminat talep ediyor.
TIMES: Fransa Başbakanı: İngiltere euroyu kurtarmamız için bize yardımcı olmalı
Fransa, euronun değer kaybetmemesi için daha güçlü bir bütünlük sağlanması amacıyla İngiltere’ye çağrıda bulunacak. Aksi takdirde, para biriminin değerinin düşmesi nedeniyle kendi ekonomik kriziyle baş başa kalabilir.
Fransa Başbakanı François Fillon, Times dergisine yaptığı açıklamalarda, “Euro, tarihi bir dönemeçte. Sormamız gereken soru bu maceraya kaldığı yerden devam mı edeceğimiz yoksa burada bir son mu vereceğimiz” dedi.
Fillon, “Euroyu güçlendirmek için kademeli olarak ekonomik, mali ve sosyal politikalarımızı düzene sokmalı, böylece Avrupa’da daha iyi bir bütünlük sağlamalıyız” ifadesini kullandı. Fillon ayrıca, “Euro bölgesinin idaresi içim bir ekonomik sistem yerleştirmeliyiz. İngiltere euro bölgesinin parçası değil, ancak aynı zamanda alacağımız karar İngiltere için büyük önem taşıyacak” yorumunda bulundu.
İngiltere’nin kendisini geride kalmış bir halde bulmaması konusunda uyaran Fillon, “Eminim ki İngiltere kendi dinamiklerine ve tarihine, kendi kültürüne ve ekonomik varlıklarına sahip” dedi.
Fillon, şimdi sorulması gereken sorunun, “euro bölgesinde daha iyi bir bütünlük sağlanmasını İngiltere’nin kabuk mu edeceği yoksa bu amacı daha da mı zorlaştıracağı” olduğunu söyledi. Ayrıca, euronun başarısız olması, İngiltere için bir felaket getireceğini belirtti.
Dünyanın önde gelen güçlerinden biri olduğunu ifade ettiği İngiltere’nin, Avrupa Birliği’ni terke etmesi halinde birliğin zayıflayacağını belirten Fillon, bu durumda “İngiltere’nin elde edebileceği fazla bir şey olmaz” ifadesini kullandı. Fillon, İngiltere Başbakanı David Cameron’un, “ülkesinin AB içinde daha aktif bir rol oynamasını sağlayacağına inandığını” sözlerine ekledi.
BBC TÜRKÇE: Avustralya'nın en büyük üçüncü kenti boşaldı
Avustralya'nın en büyük üçüncü kenti Brisbane'da binlerce ev sular altında kaldı, ancak ölen olmadı.
Brisbane sakinlerinin büyük bölümü kenti terk etti.
Brisbane'ın da dahil olduğu ve selin vurduğu Queensland eyaletinde ölü sayısı 13.
Ancak çok sayıda kayıp var.
Brisbane nehrindeki su seviyesinin 1974'teki rekor seviyeye yaklaştığı belirtiliyor.
Avustralya'da, Fransa ve Almanya'nın toplamından çok daha büyük bir alan sel suları altında.
Kıta, yarım yüzyılı aşkın bir süredir en kötü sel felaketine karşı mücadele veriyor.
Avustralya Meteoroloji Bürosu, 2010 yılının, kayıtların tutulmaya başlanmasından bu yana en yağışlı geçen üçüncü sene olduğunu söylüyor.
BBC Meteoroloji uzmanı Nina Ridge, devam eden yağışların La Niña hava olayının sonucu olduğu görüşünde.
La Niña, Pasifik bölgesini etkileyen bir hava olayı. La Niña, deniz yüzeyi sıcaklıklarının Pasifik'in doğusunda normalden daha soğuk, batısında da normalden daha sıcak olduğu durumlarda oluşuyor.
YNETNEWS: Anket: Kudüs’te yaşayan Araplar İsrail’i tercih ediyor
American Pechter Middle East Polls şirketinin düzenlediği bir anket, Kudüs konusunda çıkmaz yaşanan Ortadoğu barış sürecinde Filistin Yönetimini rahatsız edecek sonuçlar elde etti. Palestinian Center for Public Opinion kurumuyla ortak olarak yürütülen çalışmada, Kudüs’ün İsrail ve Filistin arasında yapılacak barış anlaşması kapsamında bölünmesi halinde doğu Kudüs’teki Arapların İsrail’in kontrolü altında yaşamak istediklerini gösterdi.
Kudüs’ün 19 mahallesi genelinde yapılan anket, Arapların çoğunluğunun Kudüs’ün bölünmesine karşı olduğu ve böyle bir şeyin yaşanması halinde İsrail topraklarında yaşamayı tercih edeceklerini ortaya koydu.
Dahası, Kudüs’ün Filistinli yerleşimcilerinin, Kudüs’ün bölünmesi olasılığında İsrail kimlik kartlarını kullanmaya ve devletin sunduğu sağlık ve sosyal hizmetlerden yararlanmaya devam etmek istediği belirtildi. Ankete katılanların yüzde 35’i İsrail vatandaşlığını tercih ettiklerini, sadece yüzde 30’u ise Filistin devletinin vatandaşlığını kabul edeceklerini ifade etti.
Komşularının yapacağı tercihin ne olacağı konusunda da fikirleri sorulan katılımların yüzde 31’i, komşu mahallelerdeki Filistinlilerin yüzde 31’inin Filistin vatandaşlığını isteyeceğini belirtti. Yüzde 39 İsrail’i belirtirken, katılımcıların yüzde 30’u kararsız kaldı.
Anketteki ilginç sonuçlardan biri, doğu Kudüs’teki yerleşimcilerin yüzde 40’ının, İsrail vatandaşı kalmak için gerekirse İsrail topraklarında yeni yerleşimlere göç edeceğini belirtmesi oldu. Buna karşılık, katılımcıların sadece yüzde 29’u, Kudüs’ün bölünmesi halinde Filistin topraklarına göç edeceklerini ifade etti.