Güncelleme Tarihi:
REUTERS: İran’da gözaltına alınan ABD vatandaşı Türkiye’de
İran basın kuruluşları tarafından gözaltına alındığı belirtilen bir ABD vatandaşının şimdi Türkiye’de ve güvende olduğu belirtildi. ABD Dışişleri Bakanlığı, Pazartesi günü söz konusu kadının adını vermedi. Ayrıca, kadının hiç İran’da bulunup bulunmadığı hakkında da bilgi sunulmadı.
İran’ın Fars haber ajansı, kadının adını Hall Talayan olarak belirtirken, son birkaç gün içinde birbiriyle çelişen haberlerin merkezinde bulunan kadının casus olduğu şüphesiyle tutuklandığını iletti.
ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü P.J Crowley, ABD’li diplomatların Türkiye’de bulunan kadına telefonla ulaştıklarını söyledi. Crowley, “Kadın güvende ve bizden daha fazla yardım talebinde bulunmadı. Anladığım kadarıyla bu dosya kapanmıştır” dedi.
Crowley aynı zamanda ismini açıklamak veya durumu hakkında bilgi vermek adına kadından izin almadıklarını söyledi.
Tahran, sivil amaçlar altında yürüttüğünü belirttiği nükleer programına, Batı ülkeleri tarafından nükleer silah elde etmeye yönelik olduğu şüphesiyle yaklaşıldığı için ABD ile uzun süreden beri uzlaşmazlık içinde.
İran, birçok Batı ülkesiyle diplomatik bağları olmamasına karşın, bu ay sonunda İstanbul’da düzenlenecek görüşmelerde ABD, İngiltere, Çin, Fransa, Rusya ve Almanya ile bir araya gelecek.
Son birkaç yıl içinde, İran tarafından gözaltına alınan ve casuslukla suçlanan ABD vatandaşları oldu. En son, Temmuz 2009’da üç ABD vatandaşı İran-Irak sınırında casus oldukları gerekçesiyle tutuklanmıştı.
Üç kişiden biri olan Sarah Shourd, 500 bin dolar kefaletle serbest kalırken, iki arkadaşı halen İran’da tutuklu bulunuyor.
DUTCHNEWS.LN: Hollanda’daki Türk toplumu genç nüfusu için endişeli
Türk öğretmenler, araştırmacılar ve memurların oluşturduğu Hollanda’da yaşayan Türkler, ülkenin en büyük gazetelerinden Volkskrant’a bir mektup yazarak, Türk gençliği hakkındaki “büyük endişelerini” iletti.
Mektupta, sayıları giderek artan Türk gençlerin psikolojik sorunlar yaşadığı ve duyarsızlık içinde oldukları, bu durumun giderek radikal İslam’a ilgi göstermelerine neden olduğu belirtildi. Mektubu yazanlar arasında bulunan Aydid Daldal, “Bu sorunu kendi içimizde çözmeye çalıştık ancak özgüvenimiz bir işe yaramadı ifadesini kullandı.”
Hollanda’daki Türk gençlerin “kendilerini ikinci sınıf vatandaş olarak hissettiklerini ve böyle kalacaklarını düşündüklerini” ifade eden mektup, gençlerin kendilerini “göçmen, Türk veya Müslüman” olarak daha fazla ayrımcılığa maruz kalan bireyler olarak gördüklerini ifade etti.
Türk uzmanlar, Hollanda’daki Türk toplumunun güçlü bir rol modeli oluşturmakta başarısız olduğunu ve aile içi şiddet ile gençlerin toplum içinde maruz kaldığı baskının önüne geçemediğini belirtti.
Azınlıklara karşı gösterilen etnik baskının da gençleri olumsuz etkilediği belirtilirken, devletin, eğitim sisteminin, ülke sanayinin ve Türk toplumunun, gençlere gereken eğitim verilmesi için harekete geçmesi çağrısı yapıldı.
FINANCIAL TIMES: Borç krizinin artması Avrupa Merkez Bankasını harekete geçirdi
Yunanistan ve İrlanda’nın ardından, Portekiz’in uluslararası mali yardıma ihtiyaç duyacak diğer ülke olacağına yönelik endişelerin artması, Avrupa Merkez Bankası’nın (ECB) euro bölgesi tahvil piyasalarına destek vermek için harekete geçmesine neden oldu.
Avrupa Birliği (AB) yetkilileri, Portekiz için henüz bir mali yardımın söz konusu olduğunu reddetse de, ECB, piyasalardaki tasfiye satışının önüne geçebilmek için Portekiz’in devlet tahvillerini satın almaya başladı.
Öte yandan, yatırımcıların diğer gözü, euro bölgesi ülkeleri arasında kamu borcu oranı GSYİH’a oranla en yüksek üçüncü ülke olan Belçika’ya dikmiş durumda. Belçika kralı, AB’yle daha önceden yapılan ve piyasaların ülkesinin borcuna yönelik endişelerini hafifletmeyi planlayan bütçe planının yerine, hükümetten 2011 için daha sert bir bütçe planlaması yapmasını istedi.
Portekiz’in 10 yıllık borç için borçlanma maliyeti yüzde 7.18’e çıkarken, ECB’nin müdahalesi öncesinde devlet tahvillerinin getirileri yüzde 7.01’e kadar düştü. Bu durum, Lizbon’daki yetkililerin tahvil getirilerinin yüzde 7’nin üzerinde tutulamayacağını kabul etmelerini sağladı. Euro bölgesinde artan endişeler üzerine, Deutsche Bank başkanı Josef Ackermann, bölgedeki hükümetlere krizi bir fırsata dönüştürerek, daha güçlü bir bütünlük kurmaları çağrısı yaptı.
Pazartesi günü yaptığı açıklamada Ackermann, “Ekonomik ve para birimi birliğini derinleştirmenin zamanı geldi. Güçlü bir bütünleşme için güçlü politik liderliğe ihtiyacımız var” dedi.
Brüksel’de bulunan, AB’nin ekonomik ve para politikaları sözcüsü Amadeau Altafaj-Tardio, Portekiz’e yönelik olası bir mali yardım konusunda, “Bu konuda bir değerlendirme yapılmadı. Ve bu aşamada da yapılması söz konusu değil” dedi.
GUARDIAN: Avustralya’da sel Queensland eyaletini vurdu: 8 Ölü
Avustralya’nın Queensland eyaletinde etkili olan sel, en son yaşanan şiddetli yağışlarla güçlenerek birçok yerleşim birimini etkisi altına aldı. Yetkililer, en az sekiz kişinin öldüğünü ve 72 kişinin kayıp olduğunu belirtti.
Kurtarma ekipleri, aniden Lockyer Vadisi’ni etkisi altına alan sel yüzünden evlerinde mahsur kalan 40 kişiyi kurtarmayı başardı. Ancak fırtına tahliye için bölgeye gelen helikopterlerin çok sayıda eve yaklaşmasını engelledi.
Queensland hükümeti başkanı Anna Bligh, “en az 11 kişinin kayıp olduğundan endişe ettiklerini” söyledi.
Son iki haftadır sellerle boğuşan Queensland eyaletinde, Almanya ve Fransa’nın kapladığı alan kadar bir toprak parçası felaketten etkilenmiş durumda. Tropikal yağmurların bastırmasıyla güçlenen seller çok sayıda kasabayı yutarken, şu ana kadar 200 bin kişi tahliye edilmek zorunda kaldı. Tarım ve maden sanayisinin işlemez duruma geldiği bölgede, en son ölüm olaylarıyla birlikte ölü sayısının Kasım ayından bu yana en az 18 olduğu belirtildi.
Sel felaketi, nehirlerden taşan ve kasabaları yıkarak geçen suyun okyanusa yön almasıyla biraz hafifledi. Yetkililer, suyun ilerleyeceğini düşündükleri deniz seviyesinden fazla yüksekte olmayan yerlerde tahliye işlemlerine başladı. Avustralya’nın en büyük üçüncü kenti Brisbane’de, insanlara evlerini kum torbaları sele karşı hazır hale getirmeleri talimatı verildi.
Eyalet yetkilileri, evlerin yeniden inşa edilmesi, işletmelerin ve altyapıların onarılması işlemlerinin beş milyar dolarlık bir maliyet çıkarabileceğini belirtti.
BBC TÜRKÇE: Arizona sanığı mahkemede
Cumartesi günü Arizona eyaletinde Kongre üyesi Gabrielle Giffords'a saldıran ve çevredeki 6 kişiyi öldüren Jared Loughner ilk kez hakim karşısına çıkarıldı.
22 yaşındaki Loughner, aralarında suikast girişimi ve cinayetin de bulunduğu 5 ayrı suçtan yargılanacak.
Bu suçlardan ikisinin cezası idam. Ancak savcılığın bu cezayı talep edip etmeyeceği meçhul.
Kısa süren ilk duruşmada sanığın kimlik tespiti yapıldı ve hakkındaki suçlama okundu.
Hakim ikinci duruşmanın 24 Ocak'ta yapılacağını duyurdu.
Loughner'ın evini arayan polisler, burada "önceden planladım," "suikast girişimim" ve "Giffords" kelimelerini içeren bir mektup bulmuştu.
Bu mektubun, saldırının planlanmış olduğuna dair önemli bir kanıt teşkil ettiği belirtiliyor.
Öte yandan saldırıda başından yaralanan Kongre üyesi Gabrielle Giffords'ın durumunun ciddiyetini koruduğu, ancak beyninde oluşan yumrunun düzelmekte olduğu belirtildi.
Saygı duruşu
Beyaz Saray'daki bayraklar yarıya indirildi.
Saldırıda ölen 6 kişinin anısına ülkede bayraklar yarıya indirilirken Beyaz Saray bahçesinde de saygı duruşunda bulunuldu.
Saygı duruşu ve anma törenini bizzat Başkan Barack Obama yönetti.
Obama'nın önümüzdeki günlerde de Arizona'yı ziyaret edeceği açıklandı.
Saldırıda ölenler arasında, Kongre üyesini görmeye gelen 9 yaşında bir kız çocuğu ve muhafazakar bir Cumhuriyetçi Parti üyesi de vardı.
JERUSALEM POST: Norveç, Filistin Devleti’ni tanımayacak
Norveç Dışişleri Bakanı Jonas Gahr Støre, ülkesinin 1967 sınırları kapsamında olan Filistin Devleti’nin kabul etmek durumunda bulunmadığını belirtti.
Salı günü İsrail’de olacak Støre, Pazar günü Norwegian Broadcast Corporation basın kuruluşuna verdiği röportajda, Filistin Devleti’nin kabul etmenin sadece sembolik bir hareket olacağını, bir çözüm için müzakerelere odaklanılması gerektiğini ifade etti.
Son birkaç hafta içinde, Güney Amerika ülkeleri Filistin Devleti’ni tanımış, İsrail ise Avrupa ülkelerinin benzer bir eylemde bulunacağı düşüncesini reddetmişti. Norveç, Avrupa Birliği (AB) üyesi olmadığından dolayı, Filistin Devleti’ni tanıyacak Avrupa ülkelerinden biri olarak görülüyordu.
Ancak, Støre, Filisitinlilerin Kudüs, göçmenler ve su kaynakları gibi temel konularda görüşmeler yapmadan kendilerini “devlet ilan etmelerinin imkansız olduğunu” söyledi. Ayrıca, barış görüşmelerinin iki tarafını iyi tanıdıkları için müzakerelerde önemli bir rol oynamaları gerektiğini ifade etti.
Støre, İsrail’in İran, Hamas ve Hizbullah’ın tehdidi altında bulunduğu gibi, Doğu Avrupa’dan gelen bir milyon göçmen nedeniyle politik atmosferinde değişimler yaşadığını ve İsrail toplumunun oldukça zor bir dönemden geçtiğini belirtti.
Ortadoğu gezisinde Ürdün, Filistin Yönetimi ve Suriye’yi de ziyaret edecek olan Støre, Ağustos ayında Gazze’de bulunmuştu.