Güncelleme Tarihi:
TIMES: Kaddafi güçleri biri Türk üç BBC muhabirine işkence yaptı
İngiliz basın kuruluşu BBC’nin Libya’daki krizi takip eden üç muhabiri, Libya lideri Muammer Kaddafi’nin güvenlik güçleri tarafından tutsak edilerek işkence gördü.
Trablus’tan İngiltere’ye dönüş yolunda Kaddafi güçlerinin eline düşen Göktay Koraltan, Chris Cobb-Smith ve Suriye vatandaşı olan Filistin göçmeni Feras Killani, başkentteki yüksek duvarlı askeri garnizonda kötü muameleye maruz kaldı.
Üç gazetecinin yaşadığı işkencenin, Libya’daki isyan hareketini bastırmak için acımasızca şiddete başvuran Kaddafi’ye karşı uluslararası tepkiyi artırması bekleniyor.
Gözleri bağlanıp, elleri kelepçelenen üç gazeteci, dayak yediklerini, aşağılandıklarını ve isyancıların en gibi işkencelere maruz kaldıklarını gördüklerini anlattı. Gazetecilerin ifadesine göre, işkence gören isyancıların suratları “parçalanmış, kaburgaları kırılmıştı”.
Libya’da, son günlerde çok sayıda muhalif aktivist arkalarında iz bırakmadan ortadan kayboldu. Bununla birlikte, BBC muhabirlerinin maruz kaldığı işkence, yabancı gazetecilerin Libya’ya girebileceğini belirten Kaddafi rejiminin yalanını ortaya koydu.
OLAYLAR NASIL GELİŞTİ
BBC Arabistan ekibi ve Libyalı şoförleri, Pazartesi günü Kaddafi güçlerinin ağır saldırı düzenlediği başkent Trablus’tan 50 km ötedeki Zabviye kentine giden bir kontrol noktasında durduruldu. Kameralarına ve cep telefonlarına el konulan gazeteciler, yakındaki askeri üsse götürüldü.
Bir subay, Filistinli olan Killani’ye sataşarak, Filistinli militan örgüt Hamas’ın Kaddafi rejimine destek vermeyişini eleştirdi. Killani, “Cevap vermek istediğimde beni gardiyan odasının arkasındaki araba parkına götürdüler. Sonra tek bir kelime etmeden beni dövmeye başladılar. İlk önce yumrukla, ardından dizleriyle vurdular” dedi.
Trablus’ta bir askeri üsse götürülen BBC ekibinden Smith ve Koraltan metal bir kafese kilitlendi. Killani ise ellerinde AK-47 model silahlar olan askerlerden dayak yemeye devam etti.
Killani, “Dizlerimin üzerine düştüm. Silahlarının ayarlama seslerini duyuyordum. Beni öldüreceklerini zannettim” dedi.
Gözleri kapalı, elleri kelepçeli halde bir odaya kilitlenen Killani, orada da yerden kalkmadan dayak yemeye devam etti. Bu esnada, askerlerin kendisine “Sen bir İngiliz casususun” dediğini duydu.
Arkadaşlarının çığlıklarını duyan Smith ve Koraltan, daha sonra Kiliani’nin hücresine götürüldü. Koraltan, “Çok korktuk… Bizi öldürüp, isyancılar için çalışan El Kaide militanları olarak göstereceklerini düşündük” dedi.
Bir gece boyunca askeri tesiste su ve yemek verilmeden kalan gazeteciler, işkenceye maruz kalan diğer isyancıların çığlıklarını dinledi. Smith, yanlarına Zaviyeli genç bir adamın getirildiğini, çok korktuğunu anlattıkları gencin tüm gece boyunca dua okuduğunu anlattı. Gardiyanlar ise bu adama tehditler savurarak parmaklarıyla boğazını kesme işareti yaptı.
“ORDUNUN HATASI”
Sabah saat üç sularında, üç gazeteci 20 kişinin olduğu bir araca bindirildi. Smith, “Araçtakiler, yüzleri dağılan, kemikleri kırılan isyancılardı ve araç her hareket ettiğinde yaraları daha da çok acıyordu” dedi.
Gazeteciler daha sonra istihbarat merkezine götürüldü. Koraltan, “Orada büyük bir operasyon dönüyordu. Bir sürü insan vardı. İkinci kattan çığlık atan insanları duyabiliyordum. Önümden gözleri bağlı, elleri kelepçeli insanların geçtiğini görüyordum” dedi.
BBC ekibi bir duvarın önüne dizildi. Elinde otomatik tüfek olan bir subay, “yolun sonuna geldiklerini” söyledi ve tetiği çekti. Mermiler Smith’in kulağını sıyırdı. Smith, “Çok komik bir şey oluyormuş gibi güldüler. Birçoğu sivil kıyafetliydi” dedi.
Birden akıcı bir şekilde İngilizce konuşan bir yetkili ortaya çıktı. Gazetecilere kahve ve sigara teklif etti. Başka bir yetkiliyse, yaşananların ordunun hatası olduğunu söyleyerek özür diledi. BBC ekibi saatler sonra Trablus’ta bir otele yerleşti.
GUARDIAN: Forbes’un zenginler listesine “Facebook altılısı” damga vurdu
Sosyal paylaşım sitesi Facebook, ABD’li iş dünyası dergisi Forbes’un “dünyanın en zenginleri” listesine altı isimle girmeyi başardı.
Dünyanın en zengin kulübüne giren “Facebook altılısı”, elitlerin içinde süper elit bir grup olarak gösteriliyor.
Facebook altılısının en tepesindeki isim sitenin CEO’su ve Başkanı Mark Zuckerberg. Zuckerberg, yaklaşık 13.5 milyar dolar servetiyle Forbes listesinde 52’inci sırasında yer alıyor.
Zuckerberg ve listeye giren diğer Facebook çalışanlarının serveti, Goldman Sachs’ın siteye yaptığı 1.5 milyar dolarlık yatırımla önemli ölçüde arttı. Facebook’un piyasa değeri 50 milyar dolar olarak gösteriliyor.
Facebook’tan listeye giren ikinci isim, sitenin diğer kurucusu Dustin Moskovitz. Moskovitz, Goldman anlaşmasıyla servetini 2.7 milyar dolara çıkararak listeye girmeyi başardı.
1.6 milyar dolarlık servete sahip Sean Parker, 1.5 milyar dolarla şirketin Rus yatırımcısı Peter Thiel ve 1 milyar dolarlık servetiyle Yuri Milner, Facebook’tan listeye giren diğer isimler.
Facebook altılısının en son ismi, Sean Parker’a şirketteki koltuğunu bırakmak zorunda kalan Eduardo Saverin oldu. Forbes, Goldman anlaşmasıyla Saverin’in mal varlığının 1.6 milyar dolara yükseldiğini belirtti.
Forbes listesinin ilk üç ismi ise değişmedi. Listenin zirvesine adeta taht kuran Meksikalı telekomünikasyon devi Carlos Slim Hélu, bu yıl servetini 20 milyar dolardan fazla artırarak 74 milyar dolara çıkardı.
İkinci ve üçüncü sırada, Microsoft şirketinin kurucusu Bill Gates ve yatırımcı Warren Buffett yer aldı. İkilinin servetleri sırasıyla 56 ve 50 milyar dolar.
Forbes, dünyada bugün 1,210 milyarder olduğunu belirtirken, 2010 yılında 214 kişi bu unvanı kazandı. Diğer yandan Çin, 332 milyardere sahipken, Avrupa’da bu rakam 300. ABD’de ise milyarder sayısı 10 kişi artarak 413’e çıktı.
NYT: Avrupa’ya göç akınından endişe ediliyor
Tunus hükümetinin devrildiği Ocak ayından bu yana, İtalya’nın küçük tatil adası Lampedusa’ya, Kuzey Afrikalı göçmen akını yaşanıyor. Göçmenlerle dolu olan tekneler, son iki ayda adaya altı bin kişi taşıdı.
Bugün, ana karaya transfer edilmeyi bekleyen çok sayıdaki göçmen, Avrupa’da endişelere neden oluyor.
Libya, ülkelerinde yaşanan karmaşayı bastırmak için Avrupalı ülkelerden yardım ve diplomatik destek alma karşılığında, olası göçlerin önüne geçebileceklerini söyleyen Kuzey Afrikalı diktatörlerin iktidarını sarsıyor.
Bu liderlerin yardımı olmadan, Avrupa sadece kuzeyden değil Sahra altı Afrika’sından da gelecek göçmenlerin akınına uğrayacağından korkuyor.
ABD’nin, Meksikalı göçmenleri uzak tutmak için sınırına döşediğine benzer bir duvar çekme şansı olmayan Avrupa’daki İspanya ve İtalya gibi ülkeler, Akdeniz’den yaşanan göçün önüne geçilmesi için yıllarca Kuzey Afrikalı liderlerle pazarlık etti.
İnsan hakları aktivistleri, yapılan görüşmeler karşılığında Fas, Tunus ve özellikle Libya’da, göçmenleri Avrupa’ya geçmekten alıkoyan sert önlemlere başvurulduğunu ifade etti.
İŞ İSTİYORLAR
İtalya’nın, Libya ile 2008 yılında imzaladığı anlaşma, etki göstermeyi başarmıştı. İtalya, göçmenlerin akışının önlenmesi karşılığında gelecek 20 yıl içinde Libya’ya 5 milyar dolar ödemeyi kabul etti.
İtalya İçişleri Bakanlığı’na göre, 2008 yılında 36 binden fazla göçmen İtalya’nın kıyıları ulaştı. Bu göçmenler sadece Kuzey Afrika’dan değil, Afrika Boynuzu, Nijer ve Nijerya’dan da geliyordu. Yapılan anlaşma sonucunda, 2009 yılında İtalya kıyılarına gelen göçmen sayısı 9,500’e geriledi.
Bugün, Lampedusa’ya gelen göçmen sayısı, adanın yerel nüfusu kadar olmuş durumda. Hatta sayıları o kadar fazla ki, yetkililer onları bir alanda hapsetmek yerine adanın dört bir yanında gezinmelerine izin verdi. Göçmenlerin ortak bir mesajı ise: “İş istiyoruz.”
AFP: ABD’den Mısır’a ‘şiddeti bastırın’ mesajı
ABD, Çarşamba günü yaşanan ve 13 kişinin ölümüyle sonuçlanan Mısır’ın Kıpti Hıristiyan ile Müslüman nüfusu arasındaki çatışmalardan sorumlu olan kişilerin yargılanmasını istedi.
Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Mark Toner, Mısır hükümetinden sorumluları en kısa zamanda adalete teslim etmesini istediklerini belirtti. Tonet, Mısır’da yaşanan çatışmalardan endişe duyduklarını ve yaşanan şiddet olaylarını kınadıklarını ifade etti.
Mısır’da çatışmalar, Kahire’nin işçi sınıfına ev sahipliği yapan Mokattam mahallesinde patlak verdi. Geçen hafta bir kilisenin yakılmasını protesto etmek için ana yolu kapatan bin kadar Hıristiyanlarla, yoldan geçmek isteyen Müslümanlar arasında çatışma çıktı.
Sağlık Bakanlığı, olaylarda 13 kişinin hayatını kaybettiğini, ölenlerin en az yedisinin Hıristiyan olduğunu açıkladı.
Toner, Mısır halkına birkaç hafta önce başkent Kahire’nin Tahrir Meydanı’nda gösterdikleri birliği anımsamalarını istedi. Yaşanan şiddetin arkasında ordunun yetersizliği olup olmayacağı sorulan Toner, bu konuda bir fikirleri olmadığını söyledi.
BLOOMBERG: Çin'den 7.2 milyar dolarlık sürpriz dış ticaret açığı
Dünyanın en hızlı büyüyen ekonomilerinden Çin, Yeni Ay Yılı tatilinin ihracatı olumsuz etkilemesiyle, Şubat ayında 7.3 milyar dolarla son yedi yılın en büyük dış ticaret açığını verdi. Verilen açığın, zayıf yuan tartışmasında Çin'in elini güçlendirmesi bekleniyor.
İhracat Kasım 2009’dan bu yana en düşük seviyede kalarak geçen yılın aynı dönemine kıyasla sadece yüzde 2.4 artış kaydetti. Aynı dönemde ithalattaki artış ise yüzde 19.4 oldu.
Açıklanan verilerle birlikte Çin'in para birimi yuan değer kaybetti.
Genellikle dış ticaret fazlası veren ve bu nedenle de kur politikası nedeniyle uluslararası kamuoyundan gelen 'yuanın değerlenmesine izin ver' baskısıyla karşı karşıya bulunan Çin'in, bu verilerle elinin güçleneceği belirtiliyor.
Çin Ticaret Bakanı Çen Deming, 7 Mart'ta ABD Hazine Bakanı Timothy Geithner’in yunanın değerinin artırılmasına yönelik çağrılarının, 'tamamen gereksiz' olduğunu belirtmişti.
Çin'in Ocak ayındaki dış ticaret fazlası 6.5 milyar dolar olmuştu. En son ticari açık ise Mart 2010’da 7.2 milyar dolar olarak gerçekleşmişti.