Güncelleme Tarihi:
Dünya Bankası Küresel Gelişme-Finans 2007 raporunda, “2006’da Büyük özelleştirmeler, birleşmeler ve devirler” tablosu yer aldı. Burada 10 örnek verildi, sadece Türkiye’den iki örnek alındı. Örnekler ABD Citigroup’un Akbank’ın 3.1 milyar dolarlık bölümünü ve Avusturyalı OMV’nin Petrol Ofisi’nin 1.1 milyar dolarlık bölümünü satın almasından oluştu. Diğer büyük hisse satışları da şöyle: Çinli Guandong Development Bank’ın ABD Citigroup’a, Güney Afrikalı Vodacom’un İngiliz Vodafone’a, Tunus Telekom’un BAE’li TECOM-DIG’e, Kazak Oil’in Çin CITIC firmasına, Macar MOL Foldgazellato firmasının Alman Ruhrgas’a, Ukraynalı Ukrsotsbank’ın İtalyan Intesa Bank’a, Nijeryalı Vee Networks’un Hollandalı Celtel International’a, Kolombiyalı Omimex de Colombia’nın Çin ve Hint ONGC & Sinopec’e satışı.
RAPORDA TÜRKİYE’YLE İLGİLİ SAPTAMALAR
Raporda geçen birkaç yıl içinde özellikle Hindistan, Türkiye ve Ortadoğu ile Kuzey Afrika’daki birkaç ülkede, özel sermaye şirketleri ve özellikle Kuveyt, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri’nden gelen petrodolarlarla gerçekleştirilen gayrımenkul alımlarıyla doğrudan yabancı sermaye artışlarında artış görüldüğü belirtildi.
Raporda dünyada geçen yıl gerçekleşen 10 büyük sermaye hareketi arasında Citigroup’un Akbank’tan 3.1 milyar dolarlık, OMV’nin de Petrol Ofisi’nden 1.1 milyar dolarlık hisse alışı örnek gösterildi.
Brezilya, Meksika ve Türkiye gibi birkaç yükselen piyasa ülkesinde ekonomi yönetiminin kalite işareti olarak yerel para birimi iniş çıkışlarında elde edilen istikrar başarısının gösterildiği anımsatılan raporda, “Bu ülke para birimlerinin ABD dolarına karşı içinde bulundukları çalkantı 2006’da azalmıştır” denildi.
Özellikle Türkiye, Kazakistan, Macaristan ve Ukrayna’da büyük özelleştirmeler, şirket birleşmelerinin böyle doğrudan yabancı sermaye girişinde ciddi kazanımlara neden olduğu belirtilen raporda, Türkiye’de dış dengede son olumsuzluğa karşın finansman kalitesi, kısa vadeli girişlerin payı 2005’teki yüzde 41 oranından 2006’da yüzde 18’e düşerken, iyileşme göstermiştir. Doğrudan yabancı sermaye girişi 2006’da GSMH’nın yüzde 4.8’i olarak 19.2 milyar dolarla tarihi bir büyüklüğe ulaşmıştır. Bu rakam 2005’te 8.7 milyar dolar idi” denildi.
Dünya Bankası raporunda, cari işlemler dengesinin bu yıl GSYİH’nin yüzde 6.9’sı, 2008’de yüzde 6.4’ü, 2009’de ise yüzde 5.7’si düzeyinde azalacağı bildirildi.
GELİŞMEKTE OLAN AVRUPA AKIŞTAN FAZLA PAY ALIYOR
Raporla ilgili Dünya Bankası’dan yapılan açıklamaya göre, 2006 yılında gelişmekte olan ülkelere gerçekleştirilen net özel sermaye akışı 647 milyar dolara ulaştı. Akıştaki büyüme hızı 2005’te yüzde 34, 2006’da yüzde 17’ye geriledi. Gelişmekte olan Avrupa, genel akıştan gitgide daha fazla bir pay alıyor ve öz sermaye finansmanı, borçlardan daha hızlı artıyor. Bağış sahiplerince yapılan taahhütlere karşın, yardım akışları hayal kırıklığı yaratıyor.
Yıllık Dünya Bankası raporu, yüksek faiz oranlarının ve artmakta olan kapasite engellerinin, gelişmekte olan ülkelerin son yıllardaki çok hızlı büyümesini yavaşlatacağını ve global büyümesinin, 2006’da yüzde 4’ten 2009’da yaklaşık yüzde 3.5’a düşeceğini öngörüyor. Bu düzenlemeyse son dört senedir birçok gelişmekte olan ülkede hüküm sürmekte olan olumlu küresel finansal şartları da hafifletecek.
Rapora göre 2006 yılında gelişmekte olan ülkelerdeki özel kuruluşlar ve devlet kuruluşları, sendikasyonlu banka kredileri ve uluslar arası hisse ihracından 333 milyar dolar sağladı. Bu 2002’de 88 milyar dolara göre ani bir artış olarak yorumlandı. Raporda, “Bölgesel olarak, Avrupa ve Orta Asya’dan firmalar özellikle belirgindir ve borçlar, 2006’da 125 milyar dolar oranında artış gösterecek. Finansal kuruluşlar, özellikle Hindistan, Kazakistan, Rus Federasyonu ve Türkiye’den bankalar, bu çok belirgin yabancı kredi patlamasının ön planında yer alıyorlar” denildi. Rapora göre kalkınma finansmanına yönelik bu yeni tablo, özellikle lider borçlulardan özel borçlulara geçiş, risklerin olağan değerlendirmesini de değiştiriyor ve muhtemelen büyüme ve finansal istikrar açısından önemli etkilere sahip olacak.
EKONOMİSTLERDEN UYARILAR
Raporla ilgili açıklama yapan Dünya Bankası Grup Direktörü Uri Dadush, sermaye akışlarındaki sert değişikliklere dikkat çekerken, “”Gelişmekte olan ülkelere sermaye akışlarındaki seri artış, temel unsurlardaki gelişmeyi yansıtsa da, dönem dönem yaşanan faktörler de, bir yandan iş başındadır ve büyüme yavaşladıkça, esnek ülkeler dahi, güçlü fırtınalar ile karşı karşıya kalabilir” dedi.
Dünya Bankası Başekonomisti ve Kalkınma Ekonomisi Başkan Yardımcısı François Bourguignon ise 2006’da özel sermaye akışlarında yaşanan büyümenin gelişmekte olan ülkelerin esnekliğine güzel bir işaret olduğunu belirtirken “Ancak endişe verici olan husus, bunun, net resmi kredilerde bir düşüşe ve yardım taahhütlerinin iletilmesinde bir gecikmeye denk gelmesi olmuştur” dedi.