Güncelleme Tarihi:
Dünyaca ünlü kadın dergisi Elle, yeni binyılın ilk sayısında 1960'lardan bugüne kadar yaşanan ve yaşayan medyatik isimleri, önemli olayları ve tarihe iz vuran akımları inceledi. Üstelik bunları her dönemden iz bırakan kişiler kaleme aldı. Okudukça şaşıracaksınız...
20. yüzyıl biterken neredeyse yarım yüzyıla yakın bir zamanı kapsayan bir rapor hazırlayan Elle Dergisi, sayfalarında pekçok unutulmayan olaydan unutulmayan isme uzandı ve yakın tarihin bir bilançosunu çıkardı. 1960'ların önemli isimleri, model Noreen Taylor, modacılıkta ününün zirvesine çıkan Paco Rabanne, inci kolyeleri ve modern giysileriyle en sevilen ‘‘first lady’’ Jackie Kennedy, kusurlu güzelliği ve ulaşılmaz zerafetiyle Audrey Hepburn, kadınları zafiyet geçirmeye zorlayan model Twiggy, çıplak pozlarıyla sansasyonlar yaratan Marilyn Monroe, ‘‘Darling’’ filmiyle ilk Oscar'ını kazanan ve sonradan modanın ünlü isimlerinden olan Julie Christie, saçlarda yeni trendlerin habercisi, tüm kadınların uğrak adresi Vidal Sassoon, kaçakların filmi ‘‘Bonnie and Clyde’’ ve tabii ki Beatles'in rock versiyonu; Rolling Stones.....
1970'lere geldiğimizde, Hawai'li model Marie Helvin, ününün doruğunda ve ucuz mağazalardan çok iyi giysiler çıkaran bir Barbara Streisand, cinsiyet kavramıyla belleklere oturan David Bowie, insani davranışlar sergileyen, yardımsever Paul ve Linda McCartney çifti, Berlin Kabaresi'ndeki rolüyle Oscar alan Liza Minelli, 30'ların tarzı olan uzun kirpikler ve payetli, pullu sahne giysilerini tekrar ortaya döken ve solist olarak Diana Ross'un başı çektiği ‘‘The Supremes’’, o zamanların tek ‘‘diva’’sı Pam Grier (geçtiğimiz sene ‘‘Jackie Brown’’ filminde oynayarak sahnelere döndü), gençlerin bıkıp usanmadan bir daha ve bir daha seyrettikleri ve her sahnesini ezbere bildikleri ‘‘Grease’’, aileleri ekran başına toplayan ‘‘Charlie'nin Melekleri’’, ilk olarak bir Woody Aller filminde starları giydirerek ün kazanan Ralph Lauren, ‘‘Cumartesi Gecesi Ateşi’’ndeki karakteriyle neredeyse erkeklerin bile akıllarını başlarından alan John Travolta, gelmiş geçmiş en çılgın ve bir o kadar da korkutucu trend; punk, ünlülerin akın akın gittiği ve dünyanın en ünlü diskosu olan Stüdyo 54 de dönemden en çok akıllarda kalanlardı...
1980'lerin en büyük trendi dans etmek ve acayip kıyafetlerle ortalıklarda dolaşmaktı. Tabii ki bunda o dönem yeni çıkan ve bütün gençlerin idolü olan George Michael'lı Wham grubunun etkisi büyüktü. Bundan başka insanları gerçekten bir üçüncü cins olduğuna inandıran şarkıcı Boy George, İngilizlerin ‘‘demir leydi’’si Margaret Thatcher, balon etek modasını dünyaya tanıtan Azzedine Alaia, ‘‘Hanedan’’ dizisiyle herkesi ekran başına çivileyen ve bir arkası yarın kraliçesi olan Joan Collins, küçük küçük giysilerle kadın ve erkeğin cinselliğini ön plana çıkaran Jean-Paul Gaultier, her yaptığı olay olan ve hala da olmaya devam eden Madonna ve skandalları, subay rollerinin hakkını en iyi veren Richard Gere, iyi huylarıyla ve masum şarkı sözleriyle gündeme düşen Pet Shop Boys ve tabii ki alternatifi olarak açık saçık şarkı sözleri ve gürültülü müzikleriyle Beastie Boys, ‘‘Rock'ın Babaannesi’’ tanımlamasıyla yıllardır zirveden inmeyen Tina Turner, Japon'ların doğu ve batıyı birleştirme operasyonlarının en başarılı piyonu İssey Miyake, pürüzsüz ve saf gençliğin iki idol şarkıcısı Jason Donovan ve Kylie Minogue'un sonu gelmeyen aşkı ve tabii ki hiç unutulmayan, ‘‘Acid’’ akımının sembolü, ‘‘Don't Worry Be Happy’’ felsefesinin şekle gelmiş hali, sapsarı, yuvarlak ve gülen bir yüz... Belki de 1980'lerden akılda kalan en belirgin ve unutulmayan simge...
Ve 90’lar... Kate Moss’un, minimalist seçimlerin, Bill ve Hillary Clinton’ının hayatımıza girdiği zamanlar. 2000’lerde onlarda iz bırakanlar arasında olacaklar....