Dublör yazar tuttu
Güncelleme Tarihi:
Oluşturulma Tarihi: Şubat 25, 2007 00:00
10 sayfalık bir deneme metniyle katıldığı yarışmada, "Baba" romanının devamını yazmak üzere seçilen Mark Winegardner, artık kendini ispatladı. İlk kitabı "Baba’nın Dönüşü" bestseller olunca, ikinci romanını yazdı.
Mafyayı dünya çapında üne kavuşturan, irili ufaklı tüm çeteleri "organize suç" mertebesine çıkaran, Türkçe’de "baba" kelimesine yeni bir anlam yükleyen roman, 1969 yılında yayınlanmıştı. İtalyan asıllı Amerikalı Mario Puzo, kitabı para kazanmak için alelacele yazmış, sonra düzeltmek istemiş ama yayıncı parayı geri ister diye vazgeçmişti. Roman, 1972’de beyazperdeye uyarlanıncaya kadar, "Baba" (The Godfather) 21 milyon adet satarak bir bestseller olmuştu bile.
Mario Puzo, bir daha Baba’nın hikayesine geri dönmedi ama Baba II ve Baba III filmlerinin senaryo yazımına katkıda bulundu. 1999’da öldüğünde, Random House yayınevi, romanın devamını yazdırmak için bir yarışma açtı. Jüride Mario Puzo’nun oğlu Tony Puzo da bulunuyordu. Riskli bir hareketti bu, çünkü 1991’de "Rüzgar Gibi Geçti"nin devamını yazması için seçilen Alexandra Ripley’nin romanı "Scarlett" pek başarılı olmamıştı.
2002’de Mario Puzo’nun da editörü olan Jonathan Karp, gözüne kestirdiği yazarlara birer mail yollayarak yarışmadan söz etti ve 10 sayfalık bir deneme yazmalarını istedi. Şubat 2003’te yarışmayı kazanan şanslı kişi açıklandı. Florida Eyalet Üniversitesi’nde edebiyat profesörü olan Mark Winegardner seçilmişti. O sırada 42 yaşında olan Winegardner, daha önce birkaç roman yazmış ancak bunlar fazla satmamıştı. Winegardner "Amacım para kazanmak değil. Yazar olarak tanınmak için yarışmaya katıldım" dedi.
Winegardner, Mario Puzo gibi İtalyan asıllı değildi. Mafya hakkında hiç bilgisi yoktu. Gazeteler "Baba’nın devamını Floridalı profesör yazacak" diye başlıklar atınca çok kızdı. "Ne yani, profesörler roman yazamaz mı? Sanki bando şefiyim de senfoni yazacakmışım gibi davranmanın alemi yok" diye gösterdi tepkisini. Sonra tam bir profesör gibi, sayısız kitap okudu, Sicilya’ya gidip orada mafya uzmanı bir gazeteciyle görüştü ve organize suç dünyası hakkındaki bilgi eksiğini tamamlayarak "Baba’nın Dönüşü"nü yazdı. 2004’te çıkan roman, üç Baba filminin aralarında geçen boşlukları dolduruyordu. Corleone ailesinin tüm fertleri vardı, yeni karakterler de yaratılmıştı. Hem eleştirmenler hem okurlar romanı çok beğendiler. Geçen kasım ayında Mark Winegardner, ikinci Baba romanını yayınladı. Geçen hafta Türkçesi de çıkan "Baba’nın İntikamı", JF Kennedy’ye çok benzeyen bir başkanın suikast sonucu öldürülmesini konu alıyor. Kennedy’lerin mafyayla ilişkisi yaygın bir iddia olduğu için, mantıklı bir seçim bu.
Mark Winegardner sadece üne değil paraya da kavuştu. Üstelik çağımızda para kazanmanın başka yolları da var. Winegardner bunları da keşfetmiş ve "Baba" konulu bir bilgisayar oyununun senaryosunu yazmış. "Bu oyunun sanatsal derinliğini, öyle her romanda bulamazsınız" diyor.
Mario Puzo, bir daha Baba’nın hikayesine geri dönmedi ama Baba II ve Baba III filmlerinin senaryo yazımına katkıda bulundu. 1999’da öldüğünde, Random House yayınevi, romanın devamını yazdırmak için bir yarışma açtı. Jüride Mario Puzo’nun oğlu Tony Puzo da bulunuyordu. Riskli bir hareketti bu, çünkü 1991’de "Rüzgar Gibi Geçti"nin devamını yazması için seçilen Alexandra Ripley’nin romanı "Scarlett" pek başarılı olmamıştı.
2002’de Mario Puzo’nun da editörü olan Jonathan Karp, gözüne kestirdiği yazarlara birer mail yollayarak yarışmadan söz etti ve 10 sayfalık bir deneme yazmalarını istedi. Şubat 2003’te yarışmayı kazanan şanslı kişi açıklandı. Florida Eyalet Üniversitesi’nde edebiyat profesörü olan Mark Winegardner seçilmişti. O sırada 42 yaşında olan Winegardner, daha önce birkaç roman yazmış ancak bunlar fazla satmamıştı. Winegardner "Amacım para kazanmak değil. Yazar olarak tanınmak için yarışmaya katıldım" dedi.
Winegardner, Mario Puzo gibi İtalyan asıllı değildi. Mafya hakkında hiç bilgisi yoktu. Gazeteler "Baba’nın devamını Floridalı profesör yazacak" diye başlıklar atınca çok kızdı. "Ne yani, profesörler roman yazamaz mı? Sanki bando şefiyim de senfoni yazacakmışım gibi davranmanın alemi yok" diye gösterdi tepkisini. Sonra tam bir profesör gibi, sayısız kitap okudu, Sicilya’ya gidip orada mafya uzmanı bir gazeteciyle görüştü ve organize suç dünyası hakkındaki bilgi eksiğini tamamlayarak "Baba’nın Dönüşü"nü yazdı. 2004’te çıkan roman, üç Baba filminin aralarında geçen boşlukları dolduruyordu. Corleone ailesinin tüm fertleri vardı, yeni karakterler de yaratılmıştı. Hem eleştirmenler hem okurlar romanı çok beğendiler. Geçen kasım ayında Mark Winegardner, ikinci Baba romanını yayınladı. Geçen hafta Türkçesi de çıkan "Baba’nın İntikamı", JF Kennedy’ye çok benzeyen bir başkanın suikast sonucu öldürülmesini konu alıyor. Kennedy’lerin mafyayla ilişkisi yaygın bir iddia olduğu için, mantıklı bir seçim bu.
Mark Winegardner sadece üne değil paraya da kavuştu. Üstelik çağımızda para kazanmanın başka yolları da var. Winegardner bunları da keşfetmiş ve "Baba" konulu bir bilgisayar oyununun senaryosunu yazmış. "Bu oyunun sanatsal derinliğini, öyle her romanda bulamazsınız" diyor.