<B>Şeyda AĞIRGÖL</B>
Oluşturulma Tarihi: Nisan 05, 2003 16:21
Onlara göre hayat çok kısa, doya doya yaşamak gerek... Yaşamak ama öyle gezip tozarak, aileyle, arkadaşlarla zaman geçirerek değil. Delicesine çalışarak, bir değil iki, hatta bazen üç işi aynı anda yaparak... Kimine göre benciller, kimine göre çılgın. Onlara sorsanız nedenleri çok: Para, aşk, hırs, zevk, tesadüfler, bazen de mecburiyet... Onlar farklılar... Ve çok mutlular...
Arya söyleyen doktor, müzik grubuyla konserler veren gazeteci, mimar pop şarkıcısı, grafiker dj... Onlar bir işle yetinmeyenler. Çalıştıkları işlerin yanında ikinci bir iş daha yaparlar.
Ortak noktaları, işteki başarılarını özel hayatlarında yakalayamamaları. Uzun süreli ilişkiler yaşayamıyorlar, evliliklerini ‘evlerine pek uğramadan’ yürütüyorlar.
İstanbul Üniversitesi Psikoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Nursel Telman, iki iş yapanların psikolojisinde 'benci'lik olduğunu söylüyor. Birden fazla iş yaparak kendilerini geliştirdiklerini belirtiyor. Sevdikleri işi bırakmayıp özel hayatlarına zaman ayırmamalarını da buna bağlıyor.
Fortune Danışmanlık Yönetim Kurulu Başkanı ve Kariyer Danışmanı Ayşen Arıduru, insanların böyle bir yaşam sürmesinin çok kolay olmadığına dikkat çekiyor. Buna rağmen çalışmayı sürdürdüklerini vurguluyor: ‘‘Böyle bir yaşam tarzını seçmenin üç önemli nedeni var. Kişilik özellikleri, maddi kazancın yetmemesi, hayatlarını daha dolu yaşama ve sosyal olma isteği.
EROL EVGİN: ŞARKICI VE MİMAR (1)
İki iş yapanlar içinde en bilinen isimlerden biri pop müzik şarkıcısı ve mimar Erol Evgin. Yıllardır iki işini birlikte yürütse de bazı dönemler de müziğe ağırlık vermiş. Son 13 yılda durumu eşitlemiş. İşlerinin birbirine katkı sağladığını düşünüyor. Mimarlığın analitik yönü, sebep-sonuç ilişkilerini doğru kurmasını sağlamış. Müzik kariyerinde yol alırken analitik düşünme yeteneğini kullanmış. Bir sonraki hamleyi düşünerek, doğru adımlar atmış. Müzik kariyerinde uzun süredir varolmasını buna bağlıyor. Çifte kariyerin kendisini zenginleştirdiğini söylüyor.
SİNA KOLOĞLUGAZETECİ VE MÜZİSYEN (2)
Sina Koloğlu mesleğinin birini babasından diğerini annesinden almış. Babası ünlü spor yazarı Doğan Koloğlu, annesi Şima Koloğlu ev kadını ama küçük yaşlarından itibaren evdeki piyanoyla ona müzik aşkını aşılamış. Koloğlu, bugün hem Milliyet Gazetesi'nde televizyon eleştirileri yazıyor hem de ünlü Bulutsuzluk Özlemi grubunda klavye çalıyor.
Galatasaray Lisesi mezunu. Lisede okul orkestrasında yer almış. Gazi Üniversitesi Yönetim Bilimleri Bölümü’nden mezun. Okurken Cumhuriyet Gazetesi'nde muhabirlik yapmış. Aynı yıllarda lise yıllarından tanıdığı müzisyen Nejat Yavaşoğulları'nın grubuna katılmış. 'Bulutsuzluk Özlemi'yle birlikte sayısız konserde çalmış. Mesleklerini planlı olarak seçmediğini söylüyor. Hayatın kendisine sunduğu yönde ilerlemiş. Ancak işlerindeki başarıyı özel hayatında yakalayamamış.
LALE ÇALIK: YÖNETİCİ VE ŞARKICI (3)
Lale Çalık, Antalya sanayiinin duayenlerinden Hüseyin Çalık'ın üç kızından en küçüğü. Ailesinin desteğiyle hem yöneticilik hem de müzik kariyerini sürdürüyor. Yılda 35 milyon dolarlık ihracat yapan Anteks İplik Konfeksiyon'un yönetim kurulu üyesi. Özel Antalya Koleji ve Doruk Net'te yöneticilik yapıyor. Aynı zamanda şarkıcı. İlk kasedini geçen yıl çıkarmış. Klibinin çekimi için çalışıyor. Liseden sonra pazarlama ve işletme eğitimi almış. 1999'da Türkiye'ye dönmüş ve aile şirketlerinin yönetimine geçmiş. Besteci ve aranjör Garo Mafyan'ın desteğiyle 'Gitme' isimli kasete imza atmış. Müziği profesyonel olarak sürdüreceğini bırakmayacağını söylüyor.
FERHAT GÖÇER: DOKTOR VE ŞARKICI (4)
Dr. Ferhat Göçer, gündüzleri Haydarpaşa Numune Hastanesi'nde çalışıyor, geceleri sahneye çıkıp arya söylüyor. İki işle uğraşmaya okul yıllarında başlamış. Gündüz tıp fakültesine giderken geceleri konservatuvarın şan bölümünü okumuş. Doktorluktaki gece nöbetleri, onu uykusuzluğa alıştırmış. Konservatuvar arkadaşlarıyla Turkuaz adlı grubu kurmuş.
1997'de aynı hastanede genel cerrah olarak çalışmaya başlamış. Bu arada profesyonel müzik çalışmalarına hiç ara vermemiş. Sesi ünlü tenor Andrea Bocelli'ye benzetilen Göçer, her cuma ve cumartesi Çırağan Q Jazz Bar'da ve Pia'da sahne alıyor. 12 Mayıs'ta Aya İrini'de bir konser verecek.
EMRAH ÖZDAMAR: YÖNETİCİ VE MÜZİSYEN (5)
Emrah Özdamar hem turizm sektöründe çalışıyor hem de müzik grubu ile kentli yaşam hikayelerini anlatan konserler veriyor. 'Asfalt Dünya' adlı grubu ile birlikte şehirde yaşayanların hikayelerine ayna tutuyor. Anadolu Üniversitesi Turizm Otelcilik Bölümü’nü bitirmiş. İş hayatına, Hilton İstanbul'da bellboy olarak başlamış. Aynı otelde resepsiyonist, gece amiri, satış yetkilisi olarak görev yapmış. Son bir yıldır satış müdür yardımcısı. Rock tarzında 50'ye yakın bestesi var. Gitarıyla, dört yıl boyunca tek başına kendi bestelerinin yer aldığı konserler vermiş. Son bir yıldır kendi kurduğu 'Asfalt Dünya' adlı müzik grubuyla çalışıyor. Grup aynı zamanda internet gazetesi çıkarıyor.
SÜLEYMAN YAĞCI: AMBULANS ŞOFÖRÜ VE AKTÖR (6)
Süleyman Yağcı ya da kamuoyunda tanınan lakabıyla 'Fıs Fıs İsmail' tam bir işkolik. Aynı anda dört işte bile çalışmış. Çalışarak, uykusuz üç-dört gün geçirdiği günler olmuş. Uyumayı boşa geçen zaman olarak nitelendiriyor. 1998'de senarist Birol Güven'in teklifiyle Çocuklar Duymasın ekibine katılmış. Şimdi haftanın dört günü ambulans şoförlüğü yapıyor, üç günü ise dizi çekimlerine katılıyor. Gece gündüz çalıştığı için günlerce çocuklarıyla konuşamıyor. 1997 ile 2000 yılları arasında üç işi aynı anda yürütmüş. Tiyatro ve dizi oyunculuğu, ambulans şöförlüğü ve sergicilik yapmış. Halen devlet memuru ve bunu güvence olarak görüyor.
KAYA ONUR YEL:DJ VE GAZETECİ (7)
Elektronik dünyasını yakından tanıyan Kaya Onur Yel geceleri müzik kulüplerinde dj'lik, gündüzleri bir bilgisayar oyunları dergisi için editörlük yapıyor. Bilgi Üniversitesi'nde medya konusunda eğitim görüyor. Üniversite birinci sınıftayken 1998'de, Radyo Cool 104.3'te radyo dj'liği yapmaya başlamış. 2000’e kadar okul ve dj'lik birlikte yürümüş. Daha sonra kulüp dj'liğine geçmiş. Taksim'de Cantina adlı gece kulübünde haftanın üç günü çalıyor. Gündüz saatlerindeki iş yaşamı bilgisayar oyunları sayesinde olmuş. Okuldan aldığı eğitimi ve kişisel merakını profesyonel hayata taşımış. Şimdi Game Club adlı haftalık bir bilgisayar oyunları dergisinde editör olarak görev yapıyor.
GİZEM BERK:DİŞ HEKİMİ VE ŞARKICI (8)
Gizem Berk ailesinden etkilenerek meslek seçenlerden. Annesi diş hekimi uzman ortodondist. Yeditepe Diş Hekimliği'nden mezun. Diş doktoru ama aynı zamanda bir müzisyen. Sözü ve bestesi kendisine ait 40 şarkısı var. 13 yaşından bu yana beste yapıyor. Hem müzikte hem de diş hekimliğinde iyi bir yere geleceğine inanıyor. Müziğe lise yıllarında başlamış. Ankara Koleji'nde okurken arkadaşlarıyla kurduğu grupla rock müzik konserleri vermişler. Ankara'da başladığı müzik yaşamını üniversite için geldiği İstanbul'da sürdürmüş. Kaset çalışmalarına başlamış. İlk kasedi geçen ay çıkmış. Yaptığı bestelerin sinirlere iyi geldiğini söylüyor.
TARIK AKAN:AKTÖR VE İŞLETMECİ (9)
Aktör Tarık Akan 1970'ten bu yana
sinema sektöründe yer alıyor. 110 filmde oynamış. Aynı zamanda bir işletmeci. 13 yıldır özel ilköğretim okulu olarak faaliyet gösteren Özel Taş Koleji'nin eğitim dışındaki tüm işletmesini gerçekleştiriyor. Akan, doğduğu ve büyüdüğü Bakırköy'de Rum Vakfı'na ait 150 yıllık Taş Ortaokulu'nda okumuş. Vakıf, 1990'da okulu terk edince eğitim kesintiye uğramış. Binanın yıkılmasını istemeyen Akan, 1.5 milyon dolar yatırım yaparak okulu, özel kolej haline getirmiş. Çekimleri olmadığı zamanları okulda değerlendiriyor. Kendi okuduğu okulu yaşattığı için çok mutlu. Sinema onun tutkusu olsa da, iki işi bir arada zevkli yürüttüğünü belirtiyor.
BARBAROS BOZKURT:GAZETECİ VE MÜZİSYEN (10)
Barbaros Bozkurt geceleri gitar çalıyor, gündüzleri günlük bir gazetede sayfa operatörü olarak çalışıyor. 1991'den bu yana Taksim'in çeşitli barlarında çalışıyor. Halen Galata Enginar adlı barda gitarıyla şarkı söylüyor. Yaptığı iki işte de babası etkili olmuş. Babası Cumhuriyet Gazetesi'nde idare amiriymiş. Aynı zamanda bağlama ile profesyonel olarak ilgileniyormuş. Bozkurt 15 yaşında bağlama çalmaya başlamış. 1991'de İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Temel Bilimler Bölümü'ne girmiş. Okulda kurdukları toplulukla profesyonel müzik hayatlarına başlamışlar. Grup Nefes ismini verdikleri grupla o dönemde Candan Erçetin'le çalışmışlar. 1995'te gruptan ayrılarak tek başına çalışmaya başlamış. Okuldayken Cumhuriyet'te sayfa yapımı konusunda staj yapmış. Yeni Yüzyıl ve Hürriyet'te çalışmış. Son iki yıldır Sabah'ta çalışıyor.