Güncelleme Tarihi:
Demirtaş, TBMM'de Sivas olaylarının 15. yılı nedeniyle düzenlenen basın toplantısında, gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını da yanıtladı. Ergenekon operasyonuyla ilgili bir soru üzerine Demirtaş, Türkiye'de hukuk dışına çıkan kim olursa olsun, kimliği ne olursa olsun, mutlaka yargı karşısında hesap vermesi gerektiğini söyledi.
En üst düzeyde derin örgütlerin üstüne gidilmesi, siyasi sorumlularının ortaya çıkartılması, bütün yapılanmalarının teşhir edilmesinin, Türkiye'nin demokratik geleceği açısından önemli olduğunu vurgulayan Demirtaş, şöyle konuştu: “Eğer şeffaf, demokratik bir devlet yönetimi isteniyorsa, bunun için mutlaka karanlık örgütlenmelerin, devlet dışı örgütlenmelerinin veya devlete çöreklenmiş örgütlenmelerin tasviye edilmesi lazım. İnsanlar peşinen suçlanmamalı, kamuoyu önünde teşhir edilmemelidir. Savcılar da adil ve hızlı bir şekilde soruşturmayı yürüterek, iddianameyi hazırlamalı ve herkesi tatmin edecek yargılamayı başlatmalıdır.
Ancak bu operasyonlar yapılırken hiçbir siyasi çıkar, partisel çıkar ve partizanlık gözetilmemeli. Özellikle hükümet kendi siyasi programı veya kendi siyasi takvimine, ajandasına uygun bir şekilde bu operasyonu yürütmemeli. Parçalı, kesintili bir şekilde yürüyeceğine bu bu operasyon bir an önce tamamlanmalı. Savcı da iddianamesini bir an önce hazırlayarak davayı açmalı. Eğer dava sürecinde başka sanık ve şüpheliler de ortaya çıkarsa, ucu nereye varırsa varsın, devam edilmeli.”
DTP'li Demirtaş, “Anayasa Mahkemesinin HAKPAR ile ilgili alacağı kararın, DTP davasını etkileyip etkilemeyeceği” yönündeki soru üzerine, her davanın kendi özgün koşullarında değerlendirilmesi gerektiğini, hiçbir parti kapatma davasının, DTP'nin kapatma davasına benzemeyeceğini söyledi.
SİVAS OLAYLARI
Basın toplantısına katılan DTP Diyarbakır Milletvekili Gültan Kışanak da Sivas olaylarını bir kez daha Meclis çatısı altında lanetlediklerini
söyledi. 15 yıldır her 2 Temmuzda, bu ülkenin yurttaşları olarak Sivas olaylarının gerçek faillerinin adalet önüne çıkartılmasını ve hesap vermesini istediklerini ifade eden Kışanak, “Halen olayın bütün yönleriyle aydınlatılmaması, dönemin siyasal sorumlularından hesap sorulmaması kamu vicdanını ve toplumsal barışı tehdit eden ikinci bir katliam olarak karşımıza çıkmaktadır. Olayın siyasi sorumluları hakkında hiçbir işlem yapılmamıştır” dedi.
Sivas olaylarıyla ilgili 2 Temmuzlarda istenenin intikam olmadığını dile getiren Kışanak, şu görüşleri dile getirdi:
“Devletin birinci görevi dini, mezhebi, etnik kökeni, cinsiyeti ne olursa olsun yaşam hakkım korumak ve insanların esenliğini sağlamaktır. Bu nedenledir ki faili meçhul kalan her cinayet başka cinayetlere de cüret oluşturur ve sırf bu nedenle devleti töhmet altında bırakır. Maraş ve Çorum katliamları aydınlatılmış olsaydı Sivas katliamı yaşanmazdı. Sivas katliamı önlenseydi, Gazi katliamı yaşanmaz, Susurluk çetesi oluşmaz faili meçhul cinayetler önlenirdi. Aradan geçen onca yıla rağmen Sivas başta olmak üzere benzer karanlık olaylarla ilgili olarak yürütülen hukuki sürecin kamuoyu vicdanını tatmin edecek bir sonuca ulaşmaması, Alevi yurttaşlarımızın, Kürtlerin, demokratik kamuoyunun adalete ve hukuka olan güvenini sarsmaktadır. Bugün adaletin sağlanması her bir faili meçhul cinayetin aydınlatılması, kaybolan her yurttaşın akıbetinin araştırılması Anayasa'da sosyal hukuk devleti olarak tarif edilen Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin asli görevidir.”