Ferit ASLAN/ DİYARBAKIR, (DHA)
Oluşturulma Tarihi: Şubat 02, 2008 10:37
DTP Yerel Yönetimler Komisyonu, belediyelerin, çok dilliliğe yönelik tüm uygulamalardan önce belirli hazırlık çalışmaları yapmasını istendi. Komisyonun hazırladığı raporda, belediyelerin, vereceği hizmetlerde unvan ve kampanyaların aralarında Türkçe, Kürtçe, Zazaca, İngilizce'nin de bulunduğu dillerde de tanımlanması istendi. Ayrıca cadde, sokak ve park isimlerinin kullanılan yerel diller çerçevesinde çok dilli bir biçimde tabelalara asılması çağrısı yapıldı.
DTP'nin Diyarbakır’da düzenlediği, ‘Ekoloji ve Yerel Yönetimler Konferansı'na katılan bu partili 54 belediye başkanına, DTP Yerel Yönetimler Komisyonu tarafından hazırlanan 36 sayfalık, ‘Demokratik, Ekolojik ve Cinsiyet özgürlükçü Yerel Yönetimler Modelinin Pratik Politikaları' başlıklı rapor verildi. Raporda, DTP yönetiminde olan belediyelerin hizmetlerinde başta Kürtçe olmak üzere yerel dillerinde kullanılmasında ısrarlı olduğu vurgulandı. Raporda Diyarbakır'ın Sur Belediye Başkanı DTP'li Abdullah Demirbaş'ın görevden alınmasına, Belediye meclisinin fesh edilmesini ve bir çok partili Belediye başkanı hakkında soruşturma ile dava açılmasına neden olan ‘Çok dilli Belediyecilik' ile ilgili görüşlere yer verildi.
Raporun, ‘Çok dillilik ve çok kültürlülüğe ilişkin' bölümünde, yıllardan bu yana Türkiye sınırları içinde yaşayan herkesi tek tipleştiren ‘Herkes Türk'tür' politikasının benimsendiği öne sürülürken, “Bu durum, çok kültürlülük anlayışına ters düşerken, inkar ve asimle eden despot bir anlayış ile tekabül eder” denildi.
Tüm yerel uygulamalarda önce devlet yönetimi bağlamında makro anlamda Anayasal ve yasal düzenlemelerin gerekli olduğu ileri sürülen raporda, şöyle denildi:
“Bu amaçla yurttaşların kendi kimlikleri ve kullandıkları dilleriyle kendilerini doğrudan ya da dolaylı olarak etkileyen süreçlere katılmalarının sağlanması, ‘Türkiyelilik' kimliğinin Anayasa'da bir çatı olarak belirlenmesi ve Anayasal normların bu eksende dikkate alınması sağlanmalıdır.”
Belediyelerden, çok dilliliğe yönelik tüm uygulamalardan önce belirli hazırlık çalışmaları yapmaları istenilen raporda, öncelikle oda ve masaların, unvan ve görevlerin çok dilli (Türkçe, Kürtçe, Zazaca, İngilizce vb) bir biçimde tanımlanması istendi.
Belediyelerin, kurumsal anlamda dil ve yerel lehçelere yönelik tercümanlar bulundurmalarını isteyen raporda, Türkiye'de yasal bakımdan kabul edilen ‘Bilgi edinme hakkı' kapsamında Belediyelerin yerel halkın istediği bilginin talep edilen dilde veya lehçe ile verebilmesi istenildi. Raporda, şöyle denildi:
“Belediyeler, ilan, duyuru, kampanyalarını çok dilli bir biçimde halka anlatmalıdır. Web sitelerini hazırlarken çok dilli uygulamayı gözönünde bulundurarak kullanılan veya kullanılabilme ihtimali olan her dil ve lehçeye göre düzenlemeye gitmelidir. Belediyeler faliyet gösterdikleri yerlerde cadde, sokak ve park isimleri kullanılan yerel diller çerçevesinde çok dilli bir biçimde tabelalandırmalıdır. Belediyeler, çok dilli uygulamalara geçiş ile birlikte telefon vasıtası ile iletişim kurmak isteyen yurttaşlarına çok dilli hizmet verebilmelidir. Bu nedenle santral memurları Türkçe ve İngilizce kadar Kürtçe, Arapça, Süryanice diller ile yerel lehçeleri konuşabilmelidir. Kent imar planı veya mühendislerin hazırladığı projeler resmi dilin yanı sıra diğer dillerle yapılmalıdır. Resmi evraklar farklı dillerle yapılabilmelidir.”