Güncelleme Tarihi:
Hayatını 2015 yılında Selçuk Baş ile birleştiren ve bir yıl sonra kızı Masal'a hamile olduğunu öğrenen anne Huriye Baş, evladını kucağına alma hayaliyle hamilelik sürecinde birçok sıkıntı yaşadı. Doktorlar hamilelik sürecinde anne ve baba Baş'a kürtaj yapmaları için ısrar ettiler zira Masal için ilk olarak down sendromlu teşhisi konulduktan sonra ağır kalp hastası deniliyordu. Ancak anne ve baba Baş, hiçbir zaman kürtajı düşünmediler. Doğuma bir hafta kala ise doktorlar tarafından bağırsakları dışarıda dendi. Masal doğduktan sonra down sedromlu olması dışında hiçbir sağlık sorununun olmadığını gören aile derin bir nefes aldı.
Ağır sağlık problemlerinden sonra kızlarının down sendromlu olması ise, onlar için hiç de önemli değildi. Kızı için "Ne yapabilirim?" düşüncesi üzerinde duran Huriye Baş, ilk olarak âşık olduğu mesleği, bankacılığı bırakmak zorunda kaldı. Bu sürecin ardından sendromla ilgili daha fazla bilgi sahibi olan ve araştırma yapan fedakâr anne, kızı sayesinde çocukluk hayalini de gerçekleştirerek bir kitap yazdı. Huriye Baş "Ay'a Tutunan Çocuk" adlı kitabında kızı Masal'dan yola çıkarak down sendromlu bir kızın lösemili çocuklara dokunuşunu ele aldı.
"GÖZÜMÜ AÇTIĞIMDA İLK SORUM KIZIM KİME BENZİYOR DEĞİL DE SEVK EDİLDİ Mİ OLDU"
Eskiden işine aşık bir bankacı olan 34 yaşındaki Huriye Baş, kızı için verdiği mücadeleyi anlattı. Anne Baş yaşadıklarından bahsederek, "11 haftalık hamileydim ikili tarama testinde kızımın down sendromlu olduğunu öğrendim. 26 hafta boyunca aldırmam konusunda çok ısrarcı oldular. Masal'ın biz down sendromlu kısmına çok takılmadık, çünkü eğitimle aşabileceğimizi gördük. Sonuçta bilinçli bir aileyiz, bu bizim için çok ufak bir detay, sırf bu yüzden bir kalbi sonlandırmak bize çok saçma geldi. Ancak bize Masal ağır kalp hastası, bağırsakları dışarıda denildi yani doğuma bir hafta kala bana bağırsakları dışarıda olarak bilgisi verildi, düşünün artık psikolojimi. Gözümü açtığımda ilk sorum 'kızım kime benziyor' değil de 'sevk edildi mi' oldu. 'Çok sağlıklı annesi odasında seni bekliyor' dediler. Bu bana dünyalara bedeldi, tamamıyla down sendromu kısmı benim umurumda değildi" diye konuştu.
"HAYALİMDEKİ MESLEĞİ BIRAKTIM"
Şu anda 2,5 yaşında olan down sendromlu kızı Masal dünyaya gelince, yıllarca hayalini kurduğu mesleğini bırakmak zorunda kalan Huriye Baş, ilk etapta mesleğini bırakmayı düşünmediğini söyleyerek, şöyle devam etti: "Masal'ın devamlı bana daha çok ihtiyacı olduğunu gördüm yani ona ayırdığım süre yeterli değildi. Tamamen hayalimdeki mesleği bırakmış oldum. Yani şöyle söyleyeyim; üniversite tercihlerinde 12 tercihinin hepsini de bankacılık seçen ve mesleğine âşık olan biri için hiç kolay olmadı. Tabii ki, fedakarlığım bu yönde oldu ama pişman mıyım, değilim" dedi.
"BÜYÜDÜĞÜNDE SANA BAKTIĞIM İÇİN BANA TEŞEKKÜR ETME"
Huriye Baş, "Eski bir bankacıyım, kızımın doğumundan sonra yaratıcı drama liderliği eğitimi aldım. Mesleğimi şu anda icra etmiyorum kızımın eğitimine ağırlık verdiğim için ama gönüllü olarak hastanelerde uzun süreli tedavi gören çocuklara bu eğitimle ilgili etkinlikler yaptırıyorum. Masal'a mektuplar yazıyorum. Her mektubumda da 'kesinlikle büyüdüğünde sana baktığım için bana teşekkür etme asıl ben sana teşekkür ederim' diyorum" şeklinde konuştu.
"TELEVİZYONDA GÖRDÜĞÜMÜZ HABER BİZE UMUT OLDU"
Özel çocukların ailelerine de seslenen Huriye Baş, "Çocuk hiçbir şekilde kolunu kımıldatamayabilir, bacağını kaldıramayabilir ama kalbi çalışıyor, gözleri görüyor, belki size ses veremiyor ama her şeyiyle sizinle bir bütün, tıpkı karnınızdaki gibi. Benim eşim de engelli, tek bacağı protez, bir gün ben daha hamileyken bana, 'Ben ne yapacağım, yani ilerde ben de zor durumda kalırsam, kızım da bu durumda nasıl olacak' dediğinde bir haber çıktı karşımıza. Haberlerde, görme engelli bir anneye down sendromlu oğlu bakıyordu. Düşünsenize, belki okuma yazması yoktu o kadının, belki eğitimlere götüremedi, belki iyi bir hayat yaşatamadı ama sevgisini, yüreğini verdi ve karşılığını aldı. Selçuk'a dedim ki, 'yani belki masal bizim kaderimiz, belki başka evladımız da olacak ama en hayırlısı masal olacak' ve o haber bizim umudumuz oldu. Eğitimleri, oyunlarla meç ediyoruz, ikimiz de eğlenceli şarkılar söylüyoruz, oyunlar oynuyoruz, masallar okuyoruz" İfadelerini kullandı.
"ÇOCUKLARIN DÜNYASINA GİRMEK ÇOK KOLAY"
Huriye Baş'ın bir de çocukluğundan bu yana kitap yazma hayali vardı. Baş, hayalini nasıl gerçekleştirdiğinden bahsederek, "Masal'a 2 yaş doğum günü hediyesi için bir kitap yazmalıyım ama konusu ne olsun diye düşünüyordum. Sonra madem kızım down sendromlu, down sendromlu bir kızın lösemili çocuklara dokunuşunu ele alayım dedim. Benim en büyük hayallerimden biri ve kitabı yazmamın en büyük nedeni, Masal anaokuluna başladığında okulda kızımı tanıştırmadan önce öğretmeninin kitabı okuması ve bu mucizenin aynısı sınıfımızda da var diyebilmesi. Çocukların dünyası çok geniş ve girmek çok kolay, hele kitaplardaki masallarla kahramanlarla girmek daha kolay" diye konuştu.
"İLK BİN KİTABIN GELİRİNİ DOWN DERNEĞİ'NE BAĞIŞLAYACAĞIM"
Her çocuğa dokunmak istediğini söyleyen Baş, "Çıkarttığım kitaba sadece kızımın eğitim masrafları için bakmıyorum, mesela eşimle konuştuk ilk bin kitabın gelirini şu anda Down Derneği'nin haberi yok ama eğitim alamayan, durumu olmayan çocukların ailelerine bağışlayacağım. Bunun yanı sıra uzun süre hastanelerde yatan çocuklara kitap dağıtıyoruz, Masal tarafından size hediye edildi diye çok seviniyorlar. Özellikle incitmebeni hastası çocuklar kitapta maskeleri görünce, 'Oradaki çocukların da maskesi var' diyerek mutlu olduklarında ben yürekten ağlıyorum ama onlara devamlı gülümsüyorum" şeklinde konuştu
"BEN DE 10 YAŞINDA SOL BACAĞIMI KAYBETTİM"
Masal'ın babası Selçuk Baş ise kızları doğmadan önce onun geleceği için bir plan yaptıklarını belirterek, "Ben de 10 yaşında sol bacağımı kaybettim. Tabii ki, hayatın buradan bana getirmiş olduğu bir dirayet, bir güç var, hayata bağlılık var. Bu yüzden Masal konusunda da hiçbir şekilde tereddüt etmedim. Ben hiçbir zaman kendimi dışarıdan soyutlamamış bir çocuktum. Çocuğumun da aynı şekilde olmasını istiyordum. Sonuçta bu çocuklar, özel çocuklar ve kız evladı, günümüzde tabii ki, iyi niyetli insanlar var ancak etrafımızda kötü insanlar da çok var. Dolayısıyla bu çocuklar şefkati, sevgiyi direkt mıknatıs gibi çekiyorlar. Karşısındaki insan kötü niyetli olabilir buna rağmen ufacık bir gülümseye bile koşabilirler. Sonuçta bunlar melek, kalplerinde kötü bir niyet yok, kolunu aç koşa koşa gidip sarılır. Bu yüzden ileriye dönük korku ve tereddüdüm var. Biz olmazsak Masal'a ne olur diye, o yüzden kesinlikle eğitim çok önemli" dedi.