‘Dövseydiniz, neden öldürdünüz’

İddiaya göre, geçen pazartesi günü meydana gelen bir hırsızlık olayının ardından bölgeye giden polisler, ihbarın yapıldığı yerin yakınlarında durumundan şüphelendiği 3 kişiyi durdurmak istedi. Ancak, ‘dur’ ihtarı üzerine 3 kişi ara sokaklara girerek kaçınca kovalamaca yaşandı. 2 kişi kaçarken, kıstırılan İbrahim Halil Çoban üzerinde taşıdığı kurusıkı tabancayla polisleri korkutmak istedi. Bunun üzerine beylik tabancasını çeken polis memuru 27 yaşındaki Faruk Canbay ile Çoban arasında boğuşma yaşandı. Bu sırada polisin tabancası ateş alınca Çoban, sol elmacık kemiğine isabet edip başının arkasından çıkan kurşunla olay yerinde can verdi.

Hırsızlık suçundan sabıkası olduğu belirlenen Çoban’ı öldürdüğü iddiasıyla gözaltına alınan ve ifadesinde, “Olay anında kaçan bu şahsı kovalıyordum. Şahısta tabanca olduğunu görünce ben de tabancamı çıkarıp mermiyi namluya sürdüm. 4 - 5 metre yaklaşınca benden küçük ve 65 kilo kadar olduğunu gördüm. Çocuğun küçük olduğunu görünce silahımı sol elime aldım ve sağ elimle çocuğu yakalayıp sağ kolunu bükünce sol eliyle bana vurmaya çalıştı. O sırada sol elimde bulunan silahım ateş aldı ve zanlıya isabet etti” diyen polis memuru Faruk Canbay ise tutuklandı.

OĞLUM İNTERNET KAFEDEN DÖNÜYORDU

Ahmet Erseven Mahallesi’nde bulunan taziye evinde taziyeleri kabul eden 5 çocuk babası 42 yaşındaki Fadıl Çoban, hamallık yaparak büyüttüğü oğlunun daha önce kötü arkadaş kurbanı olarak hırsızlık yaptığını söyledi. Çoban, olay gecesi ise oğlunun iddia edildiği gibi hırsızlık yapmadığını ve kurusıkı tabancasının bulunmadığını ileri sürerek, “Bizler fakir insanlarız. Oğluma internete gitmesi için o gece 2 lira verdim. İbrahim Halil evden çıktıktan sonra biz de uyuduk. Gece gelmeyince bir arkadaşının veya yakınlarımızın yanına gittiğini düşündük. Saat 14.00 sıralarında polis bizi aradı ve hastaneye götürdü. Oğlumuzun ölüm haberini orada aldık. Çocuğumuzu götürüp toprağa verdik. Fakat olay, iddia edildiği gibi hırsızlık olayı değil. Oğlum 2 arkadaşıyla internet kafeden çıkıp eve dönüyordu. Polis durdurunca çocuklar korkup kaçmış. Zaten oğlum bir hafta önce kimliğini kaybetmişti. Bunlar korkudan kaçarken polis yakalıyor ve suçsuz sebepsiz bir şekilde oğluma kıyıyor. 50 kilo ağırlığındaki çocuğun koca polisle boğuşması mümkün mü? İnternete gitmek için benden 2 lira alan çocukta silah ne arasın” dedi.

Olayın gece saat 24.00 sıralarında yaşandığını ama saat 02.00 gibi yaşandığının açıklandığını da ileri süren Çoban, “Oğlumun yanında kaçtığı söylenen iki arkadaşı her şeyi görmüş. Bu çocuklar ve olayı gören bir kadın yakınlarına polisin 3 metreden oğluma ateş ettiğini söylemiş. Ancak, bunlar polislerin kendilerini tehdit etmesinden dolayı korkudan çıkıp bir şey diyemiyor. Oğlumu öldüren polis hakkında şikayetçiyiz ve bu davamızı sonuna kadar takip edeceğiz” diye konuştu.

Anne 36 yaşındaki İslim Çoban ise, “Oğlum ne yaptı, ne suç işledi de canına kıydılar. Benim ocağımı söndürenlerin ocaklarına ateş düşsün. Birçok suç işleyenlere karışmayanlar, benim masum oğlumu nasıl öldürdüler? Bize bu acıyı yaşatanları Allah’a havale ediyorum. Madem durmadı, yakalayıp dövseydiniz, elini-ayağını kırsaydınız, illa vurmak istiyorsanız ayağına sıksaydınız ama öldürmeseydiniz. Halil’imi nasıl öldürdünüz?” diye tepki gösterdi.

İbrahim Halil Çoban’ın ölümüne yol açan kurşunun boğuşma sırasında yakından mı, ailenin iddia ettiği gibi uzaktan mı ateşlendiği otopsi raporu ile belirlenebilecek. Görgü tanıklarıınn ifadesi ile de olayın meydana geliş şekli aydınlanmış olacak.