Güncelleme Tarihi:
TÜSİAD-Koç Üniversitesi Ekonomik Araştırmalar Forumu’nun İstanbul’da düzenlediği konferansta, gelecekteki döviz kurunun önceden tahmin edilip edilemeyeceği, Türkiye’deki reel kur seviyesinin ihracat ve ithalat üzerindeki etkisi ve Türkiye özelinde atılması gereken adımlar öne çıktı.
Konferansın açılış konuşmasını yapan TÜSİAD Başkanı Ümit Boyner, cari açığın Türkiye’nin kronik sorunu olduğuna dikkat çekti ve tüketim tercihindeki değişim ile tasarruf eksiliğinin bunu körüklediğini belirtti.
Boyner, “Soruna karşılık olarak başta Merkez Bankamız olmak üzere kamu ekonomi politika yapıcılarının attığı adımlar, mevcut sorunu henüz sürdürülebilir bir çözüm çerçevesine kavuşturamamıştır. Ülkemizde birçok kesimin nominal döviz üzerinden yürüttüğü, aslında sorunun reel döviz kuru ile bağlantılı olduğu gerçeğini göz ardı etmektedir” dedi.
Boyner, eldeki tabloda reel döviz kurunun tek şüpheli olmadığı ancak önemli bir unsur olduğunu belirterek, reel döviz kurunu bir politika aracı olarak seçmenin oldukça zor olduğunu da vurguladı.
ÇÖZÜM İÇİN MİKRO REFORM
Boyner, sorunun ortadan kalkması için ise orta vadede yapılacak mikro reformlardan başka çözüm yolu bulunmadığını belirtti.
TÜSİAD Başkanı, “İfade etmeye çalıştığım tüm bu yapı, çözüm için, kısa vadede belki parasal-mali politikaların ideal karışım ve sıralamasından, ama asıl olarak orta vadede mikro reformlardan başka seçenek bırakmamaktadır” dedi.
Konferansta birer sunum gerçekleştiren Kopenhag Üniversitesi Ekonomi Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Katarina Jesulius ve Koç Üniversitesi’nden Doç.Dr. Rehim Kılıç, döviz kurunun önceden tahmin edilebilirliğiyle ilgili önemli saptamalarda bulundu.
Jesulius, oldukça fazla veri setini kullandıkları modellerinin yardımıyla döviz kuru ve reel faiz oranları değişiminin kararlı şekilde öngörülebilir olduğunu belirtti.
SERMAYENİN YAPISINA BAĞLI
Kur hareketleri konusunda çalışmaları bulunan Kılıç, döviz kurunun öngörülebilirliğiyle ilgili olarak bunu bir ülkeye giren sermayeni yapısıyla bağlantılı olduğunu söyledi.
Kılıç’a göre eğer sermaye reel ekonomiye yatırım amacıyla geliyorsa bu ülkenin kurunun gelecekte alacağı değerin öngörülebileceğini ancak sermayenin finans piyasalarındaki varlıklara yatırım için gelmesi durumunda aynı tahminin yapılamayacağı tespitini paylaştı.
Türkiye’de sıkça tartışılan kurun ihracat üzerinde yarattığı etki için de önemli sonuçlar sunuldu.
KURUN İHRACATA ETKİSİ SINIRLI
TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi Öğretim Üyesi Ümit Özlale, Türkiye’nin 2005 ile 2009 arasında yeni pazarlarda yer alma ve adaptasyon hızının yükseldiğini belirterek, bunun ihracatı artırma çok önemli bir unsur olduğunu kaydetti.
Reel kur ve rekabetçilik arasında yüzde 22’lik bir korelasyon olduğunu belirten Özkale, “Etki var ancak bu çok büyük oranda değil” dedi.
Türkiye’nin ihracatının yüzde 45’inin gerçekleştiği sebze-meyve, demir-çelik, elektrikli makine ve otomotiv sektörünün döviz kuruna hassasiyetini ya hiç olmadığını ya da çok düşük seviyede kaldığını söyledi.
Özkale, rekabetçilikte kura karşı hassas olan sektörün ise tekstil olduğunu belirtti.