Güncelleme Tarihi:
Merkez Bankası'nın Mayıs ayı Finansal İstikrar Raporu açıklandı. Raporda, finansal sistemi etkileyen makroekonomik gelişmeler incelenirken, sistem içinde en büyük paya sahip bankacılık sektörünün taşıdığı risklere yer verildi. Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz, raporda yer alan yazısında son dönemlerde Türkiye'de risk kültürünün giderek yerleştiğini ve risk yönetim araçlarının artan ölçüde kullanılmasının memnuniyet verici olduğunu bildirdi. Yılmaz, parasal ve mali disiplinin korunmasının yanı sıra ekonomik kesimlerin risk farkındalıklarını artırmaları gerektiğini söyledi.
CARİ AÇIK ÇOK YÜKSEK
Finansal İstikrar Ropuru'nda, artan özel sektör yatırımlarının, hızlı büyümenin, hammadde fiyatlarındaki yükselişin ve düşen özel kesim tasarruf oranının sonucunda ortaya çıkan yüksek cari açığın 2006'da çok uzun vadeli yatırımlarla finanse edildiği belirtildi. Küresel likidite koşullarının gelişen ülkeler aleyhine dönebileceği bildirilerek, cari açığın dikkatle takip edilmesi gerektiği vurgulandı. 2007'nin ilk dört ayında bütçe gerçekleşmelerin vergi dışı gelirlerin katkısıyla hedefler içinde kaldığı ifade edildi. Bu nedenle de 2007'nin seçim yılı olması göz önüne alındığında, sıkı maliye politika uygulamalarının önemini koruduğu belirtildi.
HANEHALKI BORÇLULUK ORANI ARTIYOR
Geçen yıldan bu yana hanehalkı borçluluk oranının artmaya devam ettiği, ancak Euro bölgesi ortalamalarının çok altında olduğu anlatıldı. Raporda, şu tespitlere yer verildi:
Bireysel kredilerin sabit faizli olması nedeniyle yılın ikinci yarısında yaşanan faiz artışları hanehalkının mevcut borçlarına ilişkin faiz yükünü arttırmadı.
MORTGAGE UYARISI
Diğer yandan, uygulamaya girecek olan ipotekli konut finansmanı sisteminin, faiz oranlarının düşmesine paralel olarak hanehalkının yükümlülüklerini arttıracak. Hanehalkının konut kredisi kullanma kararı verilirken, mevcut ve gelecekte elde edeceği gelirini, kredilerin vade, faiz oranı ve türünü göz önünde bulundurması, konut finansmanı kuruluşlarının da ihtiyatlı bir yaklaşım izlemesi önemli.
DÖVİZE ENDEKSLİ KREDİ ARTTI
Toplam tüketici kredileri içindeki payında bir değişiklilik olmamakla birlikte dövize endeksli tüketici kredileri arttı. Kurlardaki artışın bu kesimin borç yükünü arttırdığı göz önüne alındığında, döviz geliri elde etmeyen
hanehalkının döviz cinsinden borçlanmaktan kaçınması gerekiyor.
TEMERRÜT RİSKİ ARTABİLİR
Geçen yıl mali kesimden daha fazla borç kullanmalarına karşın firmaların karlılık oranları arttı. Özkaynak kullanım oranının yüksek seviyesini koruması firmaların borç geri ödeme kapasitesinin yüksek olduğuna işaret ediyor. Diğer yandan firmaların döviz pozisyon açıkları yılın ikinci yarısında azalma eğilimine girmekle beraber, geçen yılın sonu itibariyle önemli ölçüde arttı. Türk parasının değer kaybetmesi durumunda borçluların temerrüt riski artacağından, firmaların kur riski bankalara kredi riski olarak yansır. Bankacılık sektörünün ise kredi riskinden kaçınmak için özellikle pozisyon açığı
yüksek olan ve döviz geliri olmayan firmalara kredi kullandırırken daha ihtiyatlı davranması gerekiyor.
İHTİYAÇ KREDİLERİ ARTIYOR
Geçen yıl tüketici kredilerindeki artışta, daha önceki yıllarda esas belirleyici olan konut kredilerinin yanı sıra ihtiyaç kredilerindeki artış da etkili oldu. Bu yıl ise ihtiyaç kredilerindeki artış daha belirgin hale geldi, taşıt kredilerindeki azalış da sürdü. İhtiyaç kredilerindeki artışta tüketicilerin kredi kartı borçlarını kapatmak amacıyla kredilere yönelmeleri etkili oldu.