'Dört Bakanı Meclis'te aklamadınız mı?'

Kemalbay, partisinin TBMM Grup Toplantısı'ndaki konuşmasında, dün akşam Nuriye Gülmen’i ziyaret ettiğini belirterek, Gülmen ve Semih Özakça’nın OHAL ile KHK’lara karşı mücadelede sembol olduğunu savundu.

Gülmen ve Özakça'nın açlık grevlerine devam ettiğine dikkati çeken Kemalbay, OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonu'na her iki ismin dosyalarını bir an önce görüşmesi çağrısında bulundu.

Diyarbakır'ın Sur ilçesinin SİT alanı olduğunu ve bir çivi dahi çakılmasının kabul edilemeyeceğini ifade eden Kemalbay, "Sur'u herkes sahiplenmelidir. UNESCO'nun evrensel miras olarak tanımladığı Sur, bugün AKP, saray rejiminin kentsel dönüşüm adı altında yağmasıyla karşı karşıyadır." diye konuştu. 

Maden çalışanlarının kölelik koşullarında çalıştığını öne süren Kemalbay, yaşanan kazaların ise "iş cinayeti" olduğunu dile getirdi.

HDP'nin tutuklu milletvekillerinin 397 gündür "rehin alındığını" öne süren Kemalbay, HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın tutuklu bulunduğu dosyaya ilişkin 7 Aralık’ta mahkemeye çıkacağını söyledi.

Anayasa Mahkemesi'nin de duruşmadan bir gün önce Demirtaş'ın dosyasını görüşeceğine işaret eden Kemalbay, "Bugüne kadar içtihat kararını açıklaması gerekirken Anayasa Mahkemesi, sustu, uyudu, sesini çıkartmadı fakat şimdi birden bire nasıl oluyorsa duruşma tarihi belli olduğu günden bir gün önce dosyayı görüşmeye karar verdi. Herhalde bir yerden AYM'ye mesaj gitti. Beyefendi aramış olabilir." diye konuştu.

Kemalbay, hiçbir HDP'linin cezaevlerinden, baskıdan, şiddetten ve işkenceden yılmayacağını, biat etmeyeceğini, korkmayacağını belirterek, "Siz bizim üzerimize nasıl gelirseniz gelin direnmeye devam edeceğiz." dedi.

"DÖRT BAKANI MECLİSTE AKLAMADINIZ MI?"

"Yolsuzluk, rüşvet, hayali ihracat, kara para aklanması dönemiyle karşı karşıyayız." diyen Kemalbay, şöyle devam etti:

"AKP Genel Başkanı Erdoğan, oturuyor kalkıyor bir yalandan, bunun bir algı operasyonu olduğundan bahsediyor. Bu dört bakanı, şu Mecliste aklamadınız mı? Niye Yüce Divan'a göndermediniz. Eğer bir ülkede yolsuzluk, rüşvet, kara para aklaması, suç varsa onun araştırılacağı yer demokratik kurumlardır. Halkın önünde şeffaf, demokratik bir şekilde siz hesap verirsiniz ondan sonra iftira atan varsa bunu herkes görür. Ama siz ne yapıyorsunuz; her şeyin üstünü örtüyorsunuz ve ondan sonra ‘böyle bir şey yok’ diyorsunuz. İşte bu sürecin işleyişi de aynen bir organize suç çetesinin saklanması sürecidir.

Aslında devletin başında organize bir çete vardır. Bu ülke aslında bir çete ile yönetiliyor. Eğer çete ile yönetilmesiydi, demokrasiyle yönetilseydi o zaman biz bu ithamlar karşısında demokratik süreçlerin işlediğini ve Meclisin kurumları içerisinde aklanma süreci yaşandığına tanıklık ederdik. Neyden kaçıyorsunuz?"

Reza Zarrab'ın Türk bayrağı önünde bir televizyon kanalına verdiği mülakatın fotoğrafını gösteren Kemalbay, "Bayrağın önüne oturtulan bu şahıs aslında bugüne kadar ortaya saçılmış olan bütün pisliklerin tanıklığını yapan ve içinde yer alan kişidir. Aynı zamanda bu çürümenin, yozlaşmanın faillerinden ve AKP, saray iktidarının da ortaklarındandır. Eğer öyle olmasaydı böyle bir fotoğraf ortaya çıkabilir miydi?" ifadesini kullandı.

"Bu millete yapılmış bir saldırı değildir. Bu mesele basbayağı bir rüşvet, talan, hırsızlık meselesidir." görüşünü savunan Serpil Kemalbay, Suriye’nin Afrin kentine yönelik yapılan açıklamaları da eleştirdi. Kemalbay, "Türkiye’yi yeni bir savaşın içerisine sokmaya çalışarak bu sıkışmışlıklarını aşmaya çalışıyorlar. Erdoğan, savaşı kışkırtmak için elinden geleni ardına koymuyor. Ne istiyorsunuz Afrin’den diye soruyoruz ama cevap alamıyoruz." ifadelerini kullandı.