Dört aylık kızıyla sokakta kaldı

Güncelleme Tarihi:

Dört aylık kızıyla sokakta kaldı
Oluşturulma Tarihi: Eylül 23, 1999 00:00

Haberin Devamı

Kocası, yeni doğum yapan eşi Nadide Aybasan'dan boşanınca

Nadide Aybasan yetiştirme yurdunda büyüdü. Evlendi. Kocasının ailesi onu istemedi. Annesinin yanına döndü, üvey babası taciz etti.Tekrar kocasının yanına döndü bu defa da kocası, imamın tavsiyesi üzerine, hakkında dedikodu çıktı diye, onu boşadı.Ve Nadide Aybasan dört aylık bebeğiyle sokakta kaldı.

GÜMÜŞHANE'de, imam kocasına öyle tavsiye etti diye, Selim Alkan'dan boşanmaya razı olan ve 4 aylık kızı Zeliha ile ortada kalan 17 yaşındaki Nadide Aybasan'ın hayat hikalesi acı dolu.

Nadide Aybasan'ın, bütün çocuklar gibi kendisine sevgi ve şefkatle yaklaşan bir ailesi hiç olmadı. Dünyaya gözlerini açtığında, alkolik bir baba ve onunla hergün kavga ederek hayata direnmeye çalışan bir anne ile tanıştı. Antalya'da doğan ve Aybasan ailesinin tek kızı olan Nadide'nin, anne- babasının şiddetli geçimsizlik yüzünden boşanması sonucu çok küçük yaşta yuvaya verildi..

SEVGİSİZ BÜYÜDÜ

Akranları anne ve babalarının şefkatli kollarında sevgi ile büyürken, Nadide, henüz hayatının ilkbaharında kaderle tanıştı. Önce yurt koridorlarında temizlik yapmayı, ardından baskı ve şiddeti, daha sonra ise hayatta kalmanın tek yolunun mücadele olduğunu öğrendi. Bir gün, Gümüşhane Kız Yetiştirme Yurdu'na gönderildi.

İLK AŞK

Gümüşhane'ye geldiğinde hiç kimseyi tanımadığı için Nadide Aybasan oldukça zorlandı. 10 yaşında olmasına rağmen canayakın ve sıcakkanlı kişiliği ile kısa sürede geniş arkadaş çevresi edindi. Burada 3 yıl kalan Nadide, serpilip büyüdüğü için ilgi çeken bir genç kız olmuştu. Ve henüz 14 yaşında ilk aşkını yaşadı. Gümüşhane'de kuaförlük yapan 20 yaşındaki Selim Alkan ile tanıştı.

Yıllarca sevgisiz ve ilgisiz büyüyen talihsiz genç kız, Selim'in kendisine yaptığı iltifatlarla yeni bir dünya keşfetti ve karşısındaki erkeğe tüm genç kızlık duygularıyla bağlandı. Çevresine gülücükler saçan, hayatta ilk kez sevildiğini hissettiği için dünyayı toz pembe gören Nadide, bir gün ilk aşkının kendisine yaptığı birlikte kaçma teklifine de, tereddütsüz 'Evet' dedi. Bütün umutlarıyla, belki de mutluluğu ilk kez ama doya doya yaşayabilmek, gördüğü bu tatlı rüyadan ömür boyu uyanmamak için, Selim'le hayatını birleştirdi.

YURT KIZI

Selim ile Nadide birbirlerini sırılsıklam severken, evlenmişlerdi. Ama Selim Alkan'ın ailesi, ‘‘Biz yurt kızı istemeyiz’’ diyerek, daha evliliğinin ikinci gününde genç çifte baskı yapmaya başladı. Selim önce direndi ailesine, Nadide'yi çok sevdiğini söyledi ancak, yakınlarının öfkesi bir türlü dinmedi. Huzursuzluk içinde 1 yıl geçerken Selim askere gitti. O günden sonra Alkan ailesinin, henüz 15 yaşındaki gelinlerine yaptıkları baskılar da ikiye katlandı. Önce tarlada ve ağır işlerde çalıştırdılar, sonra hakaretlerle dolu psikolojik işkenceye başladılar. Böylece Nadide'nin bütün hayallerini, duygularını köreltmeyi başardılar.

ÜVEY BABA TACİZİ

Selim'in askerden gelmesine kısa süre kala Nadide'nin, kayınpederi ve kayınvalidesinin yaptığı baskılara dayanacak gücü kalmamıştı. Bir gün evden ayrılan talihsiz genç kadın, Antalya'ya giderek annesine sığındı. Annesi başka birisiyle evlenmişti ve Nadide'nin gelmesine pek sevinmemişti. Başka çaresi yoktu Nadide'nin ve annesinin yanında kalmak zorundaydı. Ama bu defa da üvey babasının cinsel tacizleri başlamış ve genç kadın, kendisini çıldırtacak bir bunalımın eşiğine gelmişti. Üvey babası sürekli kendisiyle birlikte olmak istediğini söylüyor, Nadide ise bu durumu annesine bir türlü anlatamıyordu. Antalya'da yaklaşık 3 ay kaldıktan sonra çareyi eşinin evine dönmekte bulan Nadide, sonu bilinmez yolculuğa çıkarak, yeniden Gümüşhane'ye geldi.

EŞİ DÖVMEYE BAŞLADI

Nadide Aybasan, Gümüşhane'ye geldiğinde eşi Selim askerliğini bitirerek dönmüştü. Selim, ailesinin Nadide hakkında anlattıklarının etkisiyle eşini önce kabul etmek istemedi ve ‘‘Hakkındaki dedikoduları duydum. Neden geldin?’’ diyerek karısını öfkeyle karşıladı. Nadide, çektiği bütün sıkıntıları kocasına anlatmasına rağmen inandıramadı. Aralarında huzursuz birliktelik yeniden başladı. Ailenin baskısına bir de Selim'in dayakları eklendi. Genç kadın, her gün kocasından dayak yiyor, ama bir gün mutlaka düzeleceğine inandığı evliliklerini çektiği bütün acılara rağmen, sürdürmek istiyordu. Ta ki, bir gün kocasının boşanma teklifini duyuncaya kadar...

9 AYLIK HAMİLEYDİ

Nadide Aybasan, eşi boşanmak istediğinde 17 yaşındaydı ve karnında Selim'in 9 aylık bebeğini taşıyordu. Kocasının boşanma teklifini önce kabul etmedi. Ancak, baskılar artınca ‘‘Nasıl olsa duruşmalar uzun sürer. Çocuğumuz doğduğu zaman belki eşim ve ailesi bu tutumlarından vazgeçerler' düşüncesiyle boşanmayı kabul etti. Ancak, hakim genç çifti tek celsede boşadı. Boşandıktan henüz 3 gün sonra Zeliha adını verdiği kızını dünyaya getiren Nadide, biricik yavrusuyla birlikte ortada kaldı.

GİDECEK YERİM YOK’’

Artık gidecek hiç bir yeri kalmayan Nadide, çaresizlik içinde Gümüşhane Valiliği'ne giderek, kendisine bir ev bulmalarını ve çocuğuna bakabilmesi için bir iş vermelerini isteyen talihsiz genç kadın, şimdi umutla hergün valiliğin kapısında nöbet tutuyor ve kendisine verilecek müjdeli haberi bekliyor. Yaşadığı tüm acılara reğmen, kimseyi suçlamayan Nadide Aybasan, şöyle diyor:

‘‘Kaderimizde bu da varmış. Şimdi tek düşüncem, tek yaşama sebebim 4 aylık kızım Zeliha. Bundan sonra onu en iyi şekilde yetiştirebilmek için yaşayacağım. Bütün yaşadıklarımın tek sorumlusu olarak annemi görüyorum. Benim Zeliha için verdiğim mücadeleyi annem benim için veremedi. Hayatım boyunca hep acı çektim. Ama çocuğumun da benim gibi acı çekmemesi için ömrümün sonuna kadar mücadele edeceğim.’’

İMAMA DANIŞTIM

Kuaförlük mesleğini sürdüren Selim Alkan da, vatani görevini tamamlamasından sonra eşi Nadide hakkında çıkan dedikoduları duyduğunu anlatıyor: ‘‘Zaten ailem bana sürekli baskı yaparak, 'Yurt kızı istemeyiz' diyorlardı. Döndüğümde, onunla geçinemeyeceğimizi anladım. Dövmüyordum ama ara sıra tokat atıyordum. Tokat atmak dayak mıdır? Sürekli dükkanıma gelen bir imama bu durumu danıştım, başından sonuna anlattım. İmam, hakkında dedikodu çıktığı için eşimi kesinlikle boşamam gerektiğini, dinimizin böyle öngördüğünü söyledi. Ben de boşadım.

Eski eşime, çocuğu yuvaya vermemiz gerektiğini söyledim. Ama reddetti. Benim yapabileceğim bir şey kalmadı.’’

Gümüşhane Vali Yardımcısı Cengiz Yücedal da bütün bu gelişmeler üzerine, Nadide Aybasan'ın durumunun kendilerini çok duygulandırdığını söyledi: ‘‘Kendisine bir ev ayarlamaya çalışıyoruz. Onu ayrıca işe de yerleştireceğiz. Bebeğin üst dudağında doğuştan bir anormallik olduğu için beslenemiyor. Bu nedenle çocuğu da KTÜ Farabi Hastanesi'ne göndererek tedavisini yaptıracağız.’’

Selim Alkan

Dövmüyordum ama ara sıra tokat atıyordum. Tokat atmak dayak mıdır? Sürekli dükkanıma gelen bir imama bu durumu danıştım. İmam, hakkında dedikodu çıktığı için eşimi kesinlikle boşamam

gerektiğini, dinimizin böyle öngördüğünü söyledi.



Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!