Güncelleme Tarihi:
CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın, 1999’dan bu yana sağlık gerekçesiyle gittiği ABD’de yaşayan Fethullah Gülen’e yaptığı “Dön” çağrısıyla ilgili “Benim için bir mahzuru yok” dedi. Kılıçdaroğlu, dün Türk Metal Sendikası 14’üncü Genel Kurulu’nda ayrılışı sırasında, “Başbakan’ın Gülen’e çağrısını nasıl değerlendiriyorsunuz?” sorusuna önce iki elini yana açarak karşılık verdi ve ardından “Dönmemesi için yasal bir engeli mi vardı?” diye sordu. Kılıçdaroğlu, “Aslında bu konuya girmek istemem. Ancak şunu söyleyeyim ki dönebilir elbette. Ne olacak ki. Gelmek istiyorsa elbette gelebilir” dedi. Diğer siyasilerin görüşleri şöyle:
O bir barış elçisidir
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç: “Ben daha evvel bu arzumu ifade ettiğimde bazı endişelerini ifade etmişti. Yani ‘Türkiye’deki siyasal durum karışabilir mi, yeni bir huzursuzluk kaynağı olabilir mi, buna ben mi sebep olabilirim...’ Ama bunların düşünülecek yönü artık kalmadı. Çünkü en muhalifler bile zaman içinde gördüler ki Fethullah Gülen Hoca Efendi masumdur, Türkiye sevdalısıdır, bu vatan topraklarını her şeyin üstünde tutan bir insandır. O bir barış elçisidir. Bu kanaat bugün yüzbinlerin, milyonların kanaati oldu. Ama sağlık sebepleri veya hizmetin geldiği nokta itibariyle farklı düşünebilir. Umarım ki artık zamanı gelmiştir. En azından zaman zaman gelip gitmek suretiyle yine Türkiye dışında bulunabilir.”
Taktik siyasi amaçlı
MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural: “Elbette kendilerinin kişisel isteğidir. Türkiye’de bulunmasını yadırgamak mümkün değildir. Kendi tercihine bağlıdır. Bu kendi iradesiyle olabilecek bir konudur. Başbakan’ın iradesi esas değildir. Bunun tartışılması yadırganması, bunun üzerinden konumlandırma yapmayı haksızlık olarak görüyorum. Böyle bir konuyu taktik siyasi amaçlar için kullanılmasını da doğrusu kamuoyunun takdirine bırakıyorum.”
Genelleştirmeli
BDP Muş Milletvekili Sırrı Sakık: “Sözleri çok duygusal, insani, ama çağrı tek taraflı olmamalı. Bunu genelleştirmek gerekiyor. Sadece Fethullah Gülen yurtdışında yaşamıyor. Yurtdışında bugüne kadar yaşamını yitiren yüzlerce aydın, sanatçı, bu ülkeyi seven insanlar var. Hukukun ve huzurun ülkesini birlikte yaratacaksak mağdur olan bütün herkese dön çağrısı yapmalıyız ve yasal, anayasal alt zeminini oluşturmalıyız. Bu parlamentoda görev yapmış ve hâlâ Avrupa’da sürgün yaşayan insanlar var. Kimse haksızlığa uğradığında kendisini yurtdışına atmamalı, bu ülkede hukuk mücadelesi verebilmeli. Bu ülke çifte standartlardan vazgeçmeli.”
ERDOĞAN TÜRKÇE OLİMPİYATLARINDA / FOTOGALERİ
İtiraf mı pazarlık mı
CHP Konya Milletvekili Atilla Kart: “Fethullah Gülen, Türkiye Cumhuriyeti yurttaşıdır, bildiğimiz kadarıyla hakkında soruşturma, yargılama yok. Ülkeye gelip, gitmesindeki irade kendisine aittir. Kendisi bu iradeyi kullanabilecek durumda olmalıdır. Böyle olmasına rağmen neden Başbakan’ın özel talebi, ricası devreye giriyor, bunun anlamı nedir? Başbakan, ‘Benim iktidarımda sizin gücünüzü kabul ediyorum, siz benim iktidar ortağımsınız’ mesajını mı veriyor? İktidar ortaklığını, Başbakan itiraf mı ediyor, pazarlık, alışveriş mi yapılıyor?”
Başbakan fitne ateşine son verdi
ERDOĞAN’ın, “Dön” çağrısını, Gülen’e yakın isimlerden Zaman Gazetesi yazarı Hüseyin Gülerce, “Fitne ateşine son verdi” sözleriyle yorumladı. Önceki gün canlı yayında Erdoğan’ın sözlerini değerlendiren Güler, “Başbakan muhterem Fethullah Gülen’i Türkiye’ye davet etmiş. ‘Bu sıla hasreti bitsin’ demiş. Sayın Başbakan’dan Allah razı olsun. Çünkü birkaç haftadan beri, özellikle bu özel yetkili mahkemelerin hakimleri savcıları bir grup illa Türkiye’de tırnak içinde ‘İktidar-cemaat’ kavgası çıkarmaya çalışıyordu. O fitne ateşine bugün son vermiş oldu Başbakan. Gönülleri kaynaştırmış oldu” dedi.
‘Şartlar müsait olursa dönerim’ demişti
FETHULLAH Gülen, Türkiye’ye dönmeme gerekçesini geçmiş yıllarda, “provokasyon endişesi” ile açıklamış, yakın çevresine ABD’de bulunuşunu, “iradi sürgün” olarak nitelemişti. Türkiye’ye döneceği günü iple çektiğini de söyleyen Gülen’le, 4 yıl önce Pennsylvania’da yaşadığı evde bir grup yazarın sohbetine tanık olanlar izlenimlerini, “Gülen, böyle bir ortamda döndüğünde yapılacak bir provokasyonla bir ilkokul talebesinin dahi okula gitmesinde bir sıkıntı yaşaması halinde bundan kendisini mesul tutacağını ifade etmektedir. Şartlar ne zaman müsait olursa, o zaman kendime göre dönerim. Yani ‘nümayiş istemiyorum’ diyor” sözleriyle aktarmışlardı.