Güncelleme Tarihi:
Dicle Üniversitesi (DÜ) Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mustafa Kemal Çelen, H1N1 (domuz gribi) virüsünün mevsimsel gribe göre daha ağır seyreden fakat kuş gribi gibi ölümcül olmayan bir grip türü olduğunu belirtti.
Dikkat edilmesi gereken en önemli konunun toplumun bilinçlendirilmesi olduğunu ifade eden Çelen, grip salgınlarının her zaman dünyanın gündeminde olacağını, panik ortamı yaratılarak insanların huzursuz edilmesinin anlamı olmadığını bildirdi.
“ÖPÜŞME VE TOKALAŞMA ALIŞKANLIKLARINDAN VAZGEÇİLMELİ”
Çelen, bu virüsle baş edebilmenin en önemli yolunun kişisel korunma yöntemlerine uyulması olduğunu belirterek, şöyle konuştu:
“Toplumumuzda çok yaygın olan öpüşme ve tokalaşma gibi alışkanlıklardan artık kurtulmamız gerekiyor. Bu en önemli korunma yöntemi. Bunun yanı sıra Diyarbakır'da bazı okullar önlem amacıyla tatil edildi. Gribal enfeksiyon belirtileri olan çocuklar okula gönderilmemeli. Öğretmenlerin de sınıflarında gribal enfeksiyon şüphesi bulunan öğrencileri sağlık kuruluşuna yönlendirmesini öneriyoruz. El yıkama alışkanlığının yaygınlaşması da son derece önemli. Gribal enfeksiyon geçiren kişinin hapşırmasıyla eline bulaşan virüsler, bütün kişisel ve ortak kullanılan malzemelere bulaşır. H1N1 damlacık yoluyla bulaşan bir virüstür. Koruyucu önlemlere dikkat edilmesiyle hastalık riski yüzde 50 oranında önlenebilir. Gribal enfeksiyon hastaları izole edilerek evinde yatak istirahati yaptığı yani kalabalık ortamlarda bulunmadığı durumda hastalığı birkaç günde atlatabilir. Aksi takdirde başka kişilere de bulaştırma açısından risk oluşturacaktır.”
“OKULLARI TÜMÜYLE KAPATMAK DOĞRU DEĞİL”
Doç. Dr. Çelen, İl Hıfzıssıhha Kurulunca verilen karar doğrultusunda Diyarbakır'da 4 okulda eğitime ara verildiğini hatırlatarak, bunun önlem amacıyla alınmış bir karar olduğunu söyledi.
Diyarbakır'da domuz gribi teşhis edilen 7 kişi bulunduğunu hatırlatan Çelen, eğitime ara verilmesi kararının hastalığın akut döneminde bulaşma riskinin yüksek olması nedeniyle kalabalık toplum mantığını biraz olsun ortadan kaldırmaya yönelik önlem amacı taşıdığını belirtti.
Okulların tümüyle kapatılması konusunun tartışmaya açık olduğunu kaydeden Çelen, şunları söyledi:
“Okulları ne zamana kadar kapatacaksınız? Bu da doğru bir karar olmayabilir. Ancak risk oluşturabilecek vakaların eve gönderilmesi ve belki bir süre çocukların okula gönderilmemesi doğru bir yol olabilir. Diyarbakır Hıfzıssıhha Kurulunca bu karar geniş bir şekilde konuşulup tartışıldıktan sonra alınmıştır. Sonuçta gribal enfeksiyonlar hep olacaktır. Bu salgınlar dalga dalga gelip gidecektir. Yoksa okulları kapatıp eğitimi sekteye uğratmak da doğru bir yaklaşım olmaz.”
“2 ÖĞRENCİNİN DURUMU İYİ”
Doç. Dr. Çelen, Sağlık Bakanlığınca Diyarbakır'da 7 kişide domuz gribi virüsüne rastlandığının açıklandığını hatırlatarak, aldıkları bilgiler doğrultusunda 2 öğrencinin durumunun gayet iyi olduğunu, gribal belirtileri nedeniyle evlerinde dinlendiklerini söyledi.
Dünya genelinde 400 bin domuz gribi vakası olduğunu kaydeden Çelen, mayıs ayından bugüne kadar bunlardan 4 bininin hayatını kaybettiğini belirtti.
Çelen, ölenlerin çoğunun yaşlı, çocuk ve başka hastalığı da bulunanlar olduğunu ifade ederek, domuz gribinin aslında çok da ölümcül bir hastalık olmadığını bildirdi.
“Türkiye'de 500'ün üzerinde pozitif vaka var” diyen Doç. Dr.Çelen, şunları kaydetti:
“Son günlerde 41 vaka tespit edildi. Bu salgın ülkemize yeni yeni girdi diye düşünebiliriz. Ülkemizde ölen hasta yok. Bu vakalara tamamen gribal enfeksiyon hastası olarak yaklaşıyoruz. Hastalar muayene ediliyor, hastalara ve yakınlarına korunma yöntemleri anlatılıyor. Daha sonra bu hastalara evde istirahat etmeleri için destek tedavisine yönelik ilaçlar veriliyor. Hastalar evde dinleniyor. Solunum sıkıntısı yaşayan hastalar hastanede yatarak tedavi ediliyor. Fakat bugüne kadar böyle bir hasta görülmedi. Bu vaka artışı Diyarbakır'da panik ortamı oluşturacaktır ancak birkaç gün içerisinde bu panik havası geçecektir. Vaka sayısı artabilir, ölümcül bir hastalık olmasına rağmen yüksek bir ölüm riski yok.”
“DOMUZ GRİBİ AŞISI SON DERECE GÜVENİLİR”
Domuz gribi aşısıyla ilgili olarak spekülasyonlar yapıldığını ifade ederek, bugüne kadar kullanılan tüm aşıların, ilaçların kullanıma girinceye kadar çeşitli evrelerden geçtiğini bildirdi.
Aşıların gönüllü insanlar üzerinde denendiğini ve güvenilirliğinin ispatlandığını kaydeden Çelen, “Bu aşı dünyada çok ileri ülkelerde de ülkemizde olduğu gibi kullanıma girecektir. Sağlık Bakanlığınca Refik Saydam Hıfzıssıhha
Merkezince de aşıyla ilgili son çalışmalar yapıldı. Test çalışmaları tamamlandıktan sonra risk gruplarına göre öncelikle sağlık çalışanları, daha sonra çocuklar, hamileler ve risk grubunda bulunan herkesin aşılanması doğru olacaktır” dedi.
SALGIN PLANI HAZIRLANDI
Çelen, Yüksek Öğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan'ın “Domuz gribi tehlikeli boyutlara ulaşırsa üniversitelerde derhal gerekli tedbirleri devreye sokmaya çalışacağız” açıklamasıyla ilgili olarak her üniversitenin bir kriz masası ve salgın planı olacağını, buna göre hareket edileceğini söyledi.
Vaka sayısı daha da artarsa bir dönem tatilin gündeme geleceğini ifade eden Çelen, tüm kurumlarda panik ortamı yaşandığını belirtti.
Doç. Dr. Çelen, bir yıl önce Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) hastalığı ve kuş gribi yaşandığı süreçlerde olduğu gibi domuz gribinde de panik ortamının artacağını ancak bir dönem sonra panik havasının dağılacağını ifade ederek, şöyle konuştu:
“Domuz gribi vakasının artması nedeniyle tüm hastane idarelerince bu konuda kriz masası ve salgın inceleme komitesi oluşturuldu. Toplumda 'Sağlık teşkilatlarında yeterli teçhizat mevcut mu' sorusu sıkça sorulmaya başlandı. Bu konuda gereken tedbirleri aldık. DÜ Tıp Fakültesi Başhekimliği olarak grip salgını planını yürürlüğe koyduk. Bu konuyla ilgili çalışmalarımızı yapıp gerekli incelememizi sağlamış durumdayız, bu konuda sıkıntımız yok. Böyle bir vaka artışı olursa gelen hastalara hizmet verebileceğimiz her teçhizatımız hazır.”