Güncelleme Tarihi:
Dünyanın en popüler taze sebzelerinden olsa da botanik olarak domates bir meyvedir. Günümüzde domatesin binden fazla türü vardır; bu türlerin renkleri kahverengiden yeşile, mordan sarıya ve elbette kırmızıya çeşit çeşittir. Güney Amerika’nın batısına özgü bu meyve ilk olarak Meksika’da ekilmiş; ardından Aztekler tarafından evcilleştirilmiştir. Bu antik bitkinin küçük, kiraz büyüklüğünde meyveleri vardı ve bugün manavdan ya da pazardan aldığımız etli ve büyük biçimine benzemiyordu. İspanyol conquistadores (ç.n.: fatihler) domates tohumlarını 1550’lerde Meksika’dan İspanya’ya taşıdılar ve böylece domatesi Avrupa’ya tanıtmış oldular. Bitkiyi aynı zamanda Filipinler’e de götürdüler ve böylece Asya’da domates ekimine ön ayak oldular. Avrupa’da domatese ilk olarak şüpheyle yaklaşıldı çünkü domates aslında itüzümü familyasındandır ve bu familyada birçok zehirli bitki türü vardır.
Domatesin cins ismi Lycopersicon, Latince’de “kurt şeftalisi” anlamına gelir. İsimdeki kurt, algıladıkları tehlikeye işaret etmekteydi. Zaman içerisinde domates süs bitkisinden mutfak malzemesine terfi etti ve birçok Avrupa mutfağının vazgeçilmezi haline geldi. Domates Kuzey Amerika’ya 1700’lerde geldi. Tıpkı Avrupalılar gibi Kuzey Amerikalılar da ilk başta domates yeme fikrine sıcak bakmadılar. 1820’lerin sonlarında yemek tarifleri kitapları domates içeren birkaç yemeğin tarifine yer verdi. Aynı dönemde birkaç Amerikalı doktor domatesin ishale, hazımsızlığa ve ciğer şikayetlerine olan faydalarına değindi. Yaklaşık 10 yıl içerisinde domates hapları tonik ve yumuşatıcı olarak sahneye çıktı. Zaman içerisinde domates ABD’de popüler bir gıda maddesi haline geldi. Ancak domatesin şifa özelliği 1900’lerin başlarına dek tartışılmaya devam edildi. Modern araştırmalar domatesin vitamin ve diğer içerik maddeleri açısından zengin ve sağlıklı bir besin olduğunu gösterir. Bu meyve aynı zamanda antioksidan ve kanser önleyici özelliğe sahip bir bitki pigmenti olan likopen içerir. Yakın zamanda domates yemenin prostat kanseri riskini azalttığı anlaşılmıştır.
Botanikçiler tarafından sürekli olarak bilimsel ismi değiştirilen domates ya Lycopersicon isimli, içinde 7 tür barındıran küçük bir cinse ya da içinde 120 tür barındıran Solanum cinsine dahil edilir. Bu cins aynı zamanda patlıcanı, patatesi ve daha birçok toksik bitki türünü içinde barındırır. Domates son 500 yıldır ekim sayesinde evrilmiş bir kültür bitkisidir. Aslında çok yıllık bir bitki olan domates her yıl yeniden ekilir. Gövdesi 3 metreye kadar boylanabilir. 50 cm’e kadar boylanabilen yaprakları kenarları dalgalı olan 5 ila 9 dişli yaprakçığa bölünür. Çiçek demetlerinin küçük sarı çiçeklerinin lob sayısı 20’e varabilir. Meyvenin
rengi asıl olarak kırmızıdır ancak nadiren sarı ya da turuncu da olabilir; domatesin şekli, ebatı ve rengi oldukça değişkendir.
Yetişme Alışkanlıkları
Domatesin yaban akrabaları Güney Amerika’nın batısında bulunan ve Ekvator’u, Peru’yu, Bolivya’yı ve Şili’yi içine alan dar bir alanda yetişir. Domatesin
endemik bir türü Galapagos Adaları’nda yetişir. Ancak acaba bu yaban akrabalar bildiğimiz domatesle gerçekten de aynı genetik kaynaktan mı geliyor?
Bitki coğrafyacıları bu konuda iki ayrı teoriye sahiplerdir. Bu teorilerden ilkine göre bildiğimiz domatesin kökeni Peru’dur; diğer teoriye göreyse domatesin kökeni Amerika’da başka bir yer, büyük olasılıkla Meksika’dır. Ekilmiş domatesin Veracruz ve Puebla bölgelerinden yayıldığı düşünülür. Güney Amerika’da Kolomb öncesi domates ekildiğine dair herhangi bir kanıt yoktur. “Tomato” kelimesi (ç.n.: domates’in İngilizcesi) Aztek Nahuatl dilinden bir kelimeden türemiştir: tomatl. Bu kelimeye ait bulunan ilk kayıtlar 1572 yılına aittir. 16. Yüzyılın ortalarında domates, Avrupalı bitki uzmanları tarafından merakla yetiştirilen botanik bir türdü. Egzotik topraklardan yeni türlerin gelmesi bitki uzmanlarını fazlasıyla heyecanlandırıyordu. Aşırı derecede zehirli itüzümü familyası üyelerinin kötü namı nedeniyle domates uzun zaman boyunca tıbbi olarak değerlendirilmedi ve dahası, bu bitkiyi yeme fikri bitki uzmanlarının aklından dahi geçmiyordu. Her ne kadar Thomas Jefferson’ın ve George Washington’ın bahçelerinde yetiştiriliyor olsa da bu bitkinin meyvelerini salatalarında kullandıklarını söylemek hata olur. Domates en çok toplayıcılar için bir gizemdi. 19. Yüzyılın ortalarında Maryland’li Dr. Hand domatesin Trophy isimli bir türünü tanıttı. Bu tür, günümüzdeki modern domateslerden önce, on yıllar boyunca standart domates türü olarak kullanıldı.
Bazıları domatesin meyve mi sebze mi olduğunu tartışır ancak sağlık üzerindeki potansiyel faydaları dikkate alındığında bu tartışmaya kısaca domatesin bir bitki olduğunu söyleyerek son verebiliriz.
Ekim ve Hasat
Domates hasadı tüm bahçıvanlar tarafından o kadar iyi bilinir ki bunu burada detaylı bir biçimde anlatmamıza gerek yoktur. Kısaca söylemek gerekirse domates tek yıllık ve kolay çoğalan bir tohuma sahiptir. Dona dayanıklı değildir; gün boyu güneş görmeyi, sıcak iklimi ve zengin, iyi drene edilmiş toprağı sever.
Tedavi Amaçlı Kullanımı
✚ Prostat kanserini önleme
Domatesin kırmızı rengi büyük olasılıkla likopen isimli bir bileşenden kaynaklanır; bu bileşen aynı zamanda karpuzda, kırmızı biberde ve siyah üzümde bulunur ve prostat sağlığına iyi gelmesiyle bilinir. Likopen karotenoit ailesinden bir bileşendir; meyvelerde ve sebzelerde bulunan güçlü bir antioksidan deposudur. Antioksidan özelliğinin yanı sıra likopen kanser hücrelerinin büyümesini önler, iltihabı ve bağışıklık sistemi işlevlerini etkiler. Domates aynı zamanda C vitamini ve diğer karotenoidlerden bazılarını içerir. Bu da birçok durum için sağlıklı bir besin maddesi olmasını sağlar. Araştırmalar domates ve domates ürünlerini yemenin – yani likopen alımının- prostat kanseri riskini azalttığını göstermiştir. Bir tahmine göre likopen prostat kanseri riskini yüzde 25 ila 30 oranında azaltır. Likopen prostat kanseri tedavisinde kullanılmış; bazı durumlarda prostat spesifik antijenini (PSA) düşürmüştür. Diğer çalışmalarda ise herhangi bir faydası görülmemiştir. Likopenin tıbbi kullanımı tartışılmış ve tanımlanmıştır. Likopenin diğer etkileri de araştırmacılar tarafından ciğer, meme, pankreas, akciğer ve mide kanserlerinin tedavisinde etkili olup olmadığı araştırılmaktadır.
Kullanım Şekli
Domates, özellikle de pişmiş domates ürünleri, domates suyu ve pişmiş, kaynamış ya da kızarmış domates likopen ve başka bileşenler içerir ve bu bileşenler prostat kanserini önleyici etkiye sahiptir. Haftada 10 defa pişmiş domates tüketmenin prostat kanserini önleyeceği varsayılır. Ayrıca 5 ila 15 mg likopen içeren kapsüller günlük olarak alınabilir.
Uyarılar
Bazı antioksidanlar kemoterapi ya da radyoterapi görenler için zararlı olabilir. Buna likopenin mi yoksa domatesin mi yol açtığı bilinmemektedir. Bazı temel araştırmalar likopenin kemoterapi ya da radyoterapi esnasında faydalı olabileceğini gösterir. Likopeni kanser tedavi listenize eklemeden önce sağlık uzmanınıza başvurun.