Dokuz Eylül'de ‘İçimize sindiremiyoruz’ eylemi

DEÜ Tıp Fakültesi'nde “Sonucun değişmeyeceğini biliyoruz. Ama tepkisizlik nereye kadar. Hiç olmazsa tepkisiz kalmayalım” diyen öğretim üyeleri bugün hastane önünde toplandı, hasta ve hasta yakınlarının bakışları arasında açıklama yaptı. Öğretim üyeleri Rektör Prof.Dr. Mehmet Füzün'ün atandığı tarihten bu yana çeşitli gerekçelerle medyada yer aldığını hatırlatırken, Dekan Canda'ya daha önce yapılacağı söylenen “Görevi kabul etme” çağrısı açıklamada yer almadı.

Öğretim üyeleri adına açıklamayı Doç.Dr. Murat Kılıç yaptı. Açıklamada şu görüşlere yer verildi:
“Dokuz Eylül Üniversitesi, öğretim üyelerinin oylarının yüzde 47'sini alan aday yerine, sadece yüzde 15'ini alan bir adayın rektör olarak atandığı Ağustos 2008 tarihinden itibaren medyaya da sıklıkla yansıyan, yönetim açısından oldukça sıkıntılı günler geçirmektedir. Bu sıkıntılı sürecin yanı sıra, 2 Nisan 2010'da yapılmış olan DEÜ Tıp Fakültesi dekan adayı belirleme seçiminde Prof.Dr. Hakan Abacıoğlu'nun fakülte öğretim üyelerinin yüzde 48 oyunu alarak açık farkla birinci olmasına karşın, uzun bir bekletme süreci sonunda YÖK seçim sonucuna aykırı bir dekan ataması yapmıştır.
Üniversitemiz öğretim üyelerinin iradesinin yaklaşık iki sene önceki rektörlük seçiminde yok sayılmasına benzer şekilde, bu kez de Tıp Fakültesi öğretim üyelerinin tercihleri YÖK tarafından göz ardı edilmiştir. Üniversite öğretim üyelerinin demokratik tercihlerini yok sayan atama süreçlerinin bundan önce olduğu gibi bundan sonra da çağdaş bilimsel bir Dokuz Eylül Üniversitesi idealine hizmet etmediği ve etmeyeceği açıktır. Bizler bu süreci ve sonucu içimize sindiremiyoruz. Öğretim üyelerinin özgür iradelerini hiçe sayan bu tutumu şiddetle kınıyoruz.”

Basın açıklamasında eski rektör Prof.Dr. Emin Alıcı, Füzün'ü mahkemeye veren rektör adaylı Prof.Dr. Sedef Gidener, eski Dekan Prof.Dr. Hakan Abacıoğlu da yer alırken, İzmir Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Erdener Özer, SES İzmir şubesi Başkanı Dr. Ergün Demir de tepki eylemine destek verdi.

ATANAN DEKANDAN YANIT
Öte yandan Dekan Prof.Dr. Tülay Canda, açıklamanın ardından görüş isteyen basın mensuplarına hazırladığı açıklamayı okudu. Atamasının yasalar doğrultusunda olduğunu ve yasadışı hiçbir tasarrufun bulunmadığını belirten Prof. Dr. Canda, fakültenin en eski öğretim üyelerinden biri olduğunu, kurumu çok iyi tanıdığını, sorunları tarafsız, adaletli, önyargısız çözebileceğine inandığı için kabul ettiğini söyledi.

Prof.Dr. Canda, “Geçmiş dönemlerde insan hak ve hukukuna ne deli önem verdiğimi, insanların haklı mağduriyetlerindeki hassasiyetimi ve verdiğim desteği birçok kez kanıtlamış öğretim üyelerinden biriyim” dedi.

Fakültede aldığı görevleri anlatan Dekan Canda, öğretim üyelerinin kendisine değil atama şekline karşı olduğunu kaydetti. Öğretim üyelerini şikayet ettikleri bu konunun değişmesi için bir fırsat olan Anaya değişikliği çalışmalarında gündeme getirmemekle eleştiren Canda, “koltuğu kabul etmesin” şeklinde sözleri hatırlattı. Böyle bir çağrı yapılacağına inanmadığını belirten, ancak makam koltuğuna oturmayıp açıklamayı konuk koltuğunda yapan Canda, bu duyumlara karşılık, “Dekanlık görev çalışma, hizmet görevidir, bu bilinç benim temel ilkemdir, bu makamı oturulacak koltuk gibi hiçbir zaman görmedim, böyle bir düşüncenin hiçbir kurumda olmaması gerektiğine inanıyorum” diye konuştu.

Prof.Dr. Hakan Abacıoğlu'nun göreve süresi dolduğunda Rektör Füzün, Prof. Dr. Tülay Canda'ya vekaleten dekanlığa getirmişti. Bu göreve Şubat'ta gelen Canda, Nisan ayında yapılan rektör adayı belirleme seçiminde oy kullanan 339 öğretim üyesinden 123'ünün oyunu almıştı. Sandıktan Abacıoğlu'na 180, Prof. Dr. Hüseyin Gülay'a 64 oy çıkmıştı. YÖK Genel Kurulu dekanlığa Canda'yı atamıştı.