Bülent SARIOĞLU / ANKARA
Oluşturulma Tarihi: Haziran 17, 2010 00:00
Erzurum Cumhuriyet Başsavcılığı özel yetkili savcılığınca, Ergenekon örgütüne yardım etmek ve suç delillerini bozmakla suçlanan ve dokunulmazlıklarının kaldırılması için fezleke hazırlanan CHP İzmir Milletvekili Ahmet Ersin ile Erzincan Milletvekili Erol Tınastepe, dokunulmazlıklarının kaldırılması için dün TBMM Adalet-Anayasa Karma Komisyonu Başkanlığı’na resmen başvurdu.
Savcı, fezlekede Ersin’in otelde görüştüğü gizli tanık Munzur’un, “Milletvekiliyle görüşmedim” beyanını eklerken, asıl suçlamayı diğer gizli tanık Fırat üzerinden yaptı. Fezlekede, “Ersin’in görüşmeden önce bıraktığı siyah bond çanta, Ersin’in ayrılmasından hemen sonra görüşmeyi sağlayan Erdal Erdoğan tarafından alındı. Fırat, birkaç gün sonra Paradise Pastanesi’ne gittiğinde Erdal Erdoğan’ın siyah bir çanta getirerek içinde 80 bin TL olduğunu söyleyip ‘Bu parayı alın ifadenizi değiştirin’ dediğini beyan etmiştir” denildi.
Çantayı klonlamış
Ahmet Ersin dün Tınastepe ve CHP Sivas Milletvekili Malik Ecder Özdemir’le düzenlediği basın toplantısında, fezlekede somut çelişkiler bulunduğunu belirterek şunları söyledi: “Herşeyden önce çantam bond değil. Ayrıca çantayı yanımda getirdim ve daha sonra Meclis’te birçok televizyon kanalına da gösterdim. Ben döndükten günler sonra hiç ilgim olmayan üçüncü, dördüncü şahısların dedikodularına dayanarak bir çantayı bana mal etmeye çalışıyor. Savcı benim çantayı sanki klonlamış. Bu sürecin sonunda kim adam, kim şalgam bunu herkes görecek. Şarta da bağlamış değiliz. ‘Dokunmayın Recebime’ diyoruz. Dokunmayın Recebime, Bize dokunulsun.”
Ersin, basın toplantısının sonunda, iddialarla ilgili görüntülerde yer alan ve “ünlü” olarak nitelediği çantasını basın mensuplarına göstererek, çantayı ya hatıra olarak saklayacağını ya da açık artırmayla satacağını söyledi.
Tınastepe ise “gizli tanık” oldukları belirtilen kişilerle yaptığı görüşmeye ilişkin bilgi verdi. Tınastepe, “içi boş olan dosyanın içine çekilmeye” çalışıldığını söyledi. Özdemir ise İlhan Cihaner ile ilgili soruşturmayı “hukuk rezaleti” olarak nitelendirerek, “Korku imparatorluğunun esiri olmayacağız” dedi.