Güncelleme Tarihi:
Diyarbakırlı Yaray ailesinin iki çocuğu Yusuf ve Eylül için, doğumdan sonra götürüldükleri Diyarbakır'daki bir hastanede, kalp hastalığı teşhisi konuldu. Kalp kapağında doğumsal bir anomali ve akciğere giden damarlarda darlık bulunan Yusuf ile 'VSD' adı verilen kalbinde delik ve akciğerde basınca neden olan pulmoner arter basıncı hastalığı olan Eylül'ün ameliyatları riskli bulundu. Doktorlar bu nedenle iki kardeşi, Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesi'ne sevk etti. İstanbul'daki doktorların uzun tetkikleri sonrası riskli de olsa Yusuf ve Eylül'ün ameliyat edilmelerine karar verildi. Hastanede 8 saat süren ameliyat sonrası iki kardeş sağlıklarına kavuştu.
"AMELİYATI AYNI GÜN, YAN YANA AMELİYATHANELERDE GERÇEKLEŞTİRDİK"
Ameliyatına karar vermenin çok da kolay bir karar olmadığının altını çizen Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesi Çocuk Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Alican Hatemi, "Ameliyat öncesi ciddi tetkikler yaptık. Bu tetkikler yapıldıktan sonra, iki kardeşin ameliyatını aynı gün yan yana ameliyathanelerde gerçekleştirmeye karar verdik. Çünkü ailenin Diyarbakır'da bekleyen dört çocuğu daha vardı ve uzun süre burada kalamazlardı. Yusuf ve Eylül için zaman da daralıyordu. Bu nedenle aynı anda ameliyata aldık" dedi.
"BU AMELİYATLAR YAPILMASAYDI YAŞAM ŞANSLARI YOKTU"
Prof. Dr. Hatemi, sözlerine şu şekilde devam etti:
"Yusuf ve Eylül bize geldiklerinde ameliyatın kendisi de, ameliyat sonrası bakımları da oldukça riskli süreçlerdi. Eylül'de kalpte bir delik oluşmuş ve o deliğin uzun süre açık kalması sebebiyle akciğerde oluşan yüksek tansiyon, yaşamını tehdit eden önemli bir problem haline gelmişti. Yusuf'ta ise kalp kapağında doğumsal bir anomali vardı. Bu anomali ile birlikte, akciğere giden damarlarda da darlık söz konusuydu. Çocukların yaşı ve uzun yıllar bu şekilde tedavi edilmeden bugüne gelmiş olmaları ameliyatın riskini arttırdı. İki çocuğun da en önemli özelliği, ameliyat sonrası yoğun bakımda sürecinin çok yüksek riskli olmasıydı. Yan yana ameliyathanelerde, aynı anda başladığımız operasyonlar yaklaşık 8 saat sürdü. Ameliyatta kalp içindeki anatomik kusurlar düzeltildi. Yusuf ve Eylül'ün bize geldikleri dönemle şu anki halleri arasında ciddi bir fark var. Ameliyat edilmeselerdi iki kardeş de hayatlarını kaybedecekti. Aslında bu ameliyatlar Türkiye'de birçok merkezde yapılabilecek durumda. Hastaların hekimlerine ve sağlık sistemlerine güvenmeleri ve (ameliyata geç kalınmaması için) takip sisteminden asla kopmamaları çok önemli."
"İKİ KARDEŞE DE GEÇ TANI KONULMUŞ"
Kardeşlerin teşhislerinin çok geç konduğu için ameliyatlarının da zorlaştığına işaret eden Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesi Çocuk Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Erkut Öztürk ise "Yusuf ve Eylül Diyarbakır'dan ünitemize gelmiş iki kardeş. Ailede bulunan başka bir kardeşte de doğumsal kalp hastalığı söz konusu. Bu iki kardeş için çeşitli aksaklıklardan dolayı tanı çok geç gerçekleşmiş. Sonrasında da aile, oradaki hekimleriyle yeterli iletişimi sağlayamamış. Tablo ciddileştiği için Diyarbakır'daki hekimler bize yönlendirdi. İki kardeş bize geldiklerinde genel durumları çok düşkündü. Ameliyat sonrası her ikisi de 4 gün yoğun bakımda kaldı. Uzun vadede iki kardeş de sağlığına kavuştu. Yaşıtlarına göre kilo ve boy olarak oldukça geri kalmış durumdalardı. Aynı zamanda ikisinin de kan oksijen düzeyleri düşük olduğu için çabuk yoruluyordu. Ancak şu an ameliyat sonrası ikisi de hızla kilo alacak" ifadelerini kullandı.
"EN FAZLA 5- 6 SENE YAŞAR DEDİLER"
Diyarbakır'da yaşayan ve altı çocuk babası olan Kadri Yaray, "Yusuf anne karnındayken doktor kalbinin delik olduğunu söyledi. Doğduktan bir yıl sonra Yusuf'u doktora götürdük. Doktorlar anjiyo yapılacağını söyledi. Gün boyu Yusuf'a uygun kan aradık ancak uygun kanı bulamadık ve doktorlar bizi taburcu etti. 'Sizi sonra tekrar arayacağız' dediler ancak aramadılar. Eylül'ün kalbinde sorun olduğunu biliyorduk. Aile hekimine Eylül'ün kalbinde bir sıkıntı olduğunu söyledik ama ameliyat olma şansı kalmadığını söyledi. Özellikle Eylül için 'yaşasa bile en fazla 5 ya da 6 sene yaşar' dedi. Anne ve baba olarak gözlerimiz hep onların üzerindeydi. Oradaki doktorlarımız bizi İstanbul'a, Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesi'ne yönlendirdi. Biz de şansımızı denemek için geldik. İki çocuğumun da ameliyatı başarıyla gerçekleşti. Şu an çok iyiler. İleride Yusuf'un doktor Eylül'ün ise hemşire olmasını isterim" diye konuştu.