Güncelleme Tarihi:
“Sayın Cumhurbaşkanım Canımız Yanıyor ve Sizden Yardım İstiyoruz” başlığıyla yayımlanan gazete ilanında, “Bizler 12 Aralık 2010 tarihinde TUS'a giren bir grup hekimiz. Kopya skandalları nedeniyle önce sınavımız ertelendi. Yeter ki 'adaletli bir sınav olsun' dedik, kabullendik. Aceleyle hazırlanan, kontrolden geçmediği izlenimi veren ve ölçücülüğü, ayırıcılığı düşük bir sınavla karşılaştık. Yeter ki, 'adaletli bir yerleştirme olsun' dedik, kabullendik” ifadesine yer verildi.
İlanda 8-9 sorunun yanlış hazırlandığını orijinal tıp kitaplarından ispat ederek itiraz ettiklerini belirten hekimler, haftalardır ÖSYM'den resmi bir cevap alamadıklarını ileri sürdüler. İlanda, ÖSYM'nin iptal edilen 4 soruya ilişkin yaptığı açıklamaya da yer verildi.
İptal edilmeyen diğer sorular için mahkemeye başvurduklarını belirten hekimler, hukuk sürecinin uzun sürdüğünü, sonuç almanın zaman alacağını kaydetti. İlanda, “Daha da önemlisi sadece dava açanlar hak sahibi olacak. Adalet yine sağlanamayacak” görüşüne yer verildi.
İlanda şunlar kaydedildi:
“Derken, sınav sonuçları açıklandı. Asıl şoku o zaman yaşadık. Pek çoğumuzun netleri beklediğimizden çok düşük gelmişti. Bazı meslektaşlarımızla bir araya gelince bu problemin birkaç sebebi olabileceğini anlayıp ÖSYM'ye yeniden başvurduk, bir cevap verileceğine yerleştirme işlemleri başlatıldı.
ÖSYM'nin dağıttığı kalemlerin işaretleri silinmiyor, iz bırakıyor ve bizim sorularımız çift cevaplı gibi yanlış sayılıyorsa eğer bu olasılık doğruysa bizim suçumuz nedir? Eğer tercihler biter, yerleştirmeler yapılır ve atamalar tamamlanırsa adalet için çok geç kalmış olacak. Çözüm için üç şey istiyoruz; hatalı olduğunu iddia ettiğimiz 4-5 soru gerçek anlamda yeniden incelensin; cevap anahtarı veya optik okuyucudan kaynaklanan olası hatalar için cevap kağıtlarımız yeniden incelensin ve yeniden okunsun; ÖSYM tarafından hepimizin vicdanının rahatlayacağı resmi bir açıklama yapılsın.
Biz derdimizi ÖSYM'ye anlatamadık. Lütfen her şey için geç kalmadan adalet için devreye girin ve bize yardım edin. Böylece ÖSYM de güven kaybından kurtulmuş olur. Bu ülkenin güvenilir bir ÖSYM'ye ihtiyacı var. Sayın Cumhurbaşkanım, canımız yanıyor ve sizden yardım istiyoruz.”