Güncelleme Tarihi:
İŞÇİ emeklisi 50 yaşındaki Sevinç Fotbol, 8 yıldır ‘simüle hasta’. Yani hasta değil ama hasta rolü yapıyor. Bunu, yakınlarının ilgisini çekmek için değil, profesyonel bir meslek olarak icra ediyor. Amacıysa doktorların hastalarla iletişim becerilerini geliştirmek. Kendisine verilen hasta senaryosuna göre bazen başı ağrıyor, bazen göğsü sıkışıyor. Bazen de sinirleniyor ya da doktor adayının sabrını sınıyor. Fotbol, yaptığı iş için “Seve seve geliyorum. Ben buradan yetişen doktorlara güvenirim” diyor.
Dokuz Eylül Tıp Fakültesi, iletişim becerileri konusunda eğitim veren ilk tıp fakültesi. 20 yıldır öğrencilerine bu beceriyi kazandıran fakültede, hasta ve yakınlarla iletişimi artırma, tanı ve tedavi sürecini daha verimli hale getirmek hedefleniyor. Simüle hastaların yanı sıra, öğrenci canlandırmaları, aynalı odalar, 100’e yakın film yardımcı uygulama ve malzemeler kullanılıyor. Sahada klinik uygulamalarla öğrenilenler pekiştiriliyor. 6 yılın sonunda doktorlar, 270 saate yakın iletişim becerisi eğitimiyle mezun ediliyor.
Tıp fakültesinin dekanı Prof. Dr. Oğuz Dicle, eğitimin tüm süreçlerinin bilimsel yöntemlerle sonuçlarının ölçüldüğünü, eksiklerin saptanması halinde derhal düzeltildiğini söylüyor. Fakültede öğretim üyesi başına 4.2 öğrenci düştüğünü belirten Prof. Dr. Dicle, “Hastalık hastanın psikolojisini de değiştiriyor. Toplumsal bir soruna yol açıyor. Mesleksel beceri laboratuvarında beceriyle kuramı (kuramsal bilgiyi) paralel sunuyoruz” diyor.
Eğitimlerde birinci sınıftan itibaren empati, dinleme, sözlü ve açık iletişim, farkındalık geliştirilmeye çalışılıyor. Öğrenciler de hasta rolü yaparak, süreci hissetmeleri sağlanıyor. Daha özel durumlar için (hasta yakınlarıyla, yaşlı hastayla iletişim, kötü haber verme gibi) de beceri kazandırılıyor.
HER ACİL NÖBETİNDE ŞÜKREDİYORUM
Prof. Dr. Nilgün Özçakar (Kliniğe Giriş Kurulu Başkanı): Simüle hastaları bu görevleri için eğittik. Belirli bir ücret karşılığında bu görevi yerine getiriyorlar. Öğrencilerimiz eğitimlerde çok büyük aşama kaydediyor.
Dr. Yağmur Damla Akçura (Çocuk Hastalıkları Anabilim Dalı’nda asistan): İletişim becerilerini çok kullanıyorum. Çocuk acilde çok yoğun nöb+etlerim oluyor. Burada karşılaştıklarım nedeniyle her nöbette aldığım bu eğitim için şükrediyorum. Çok fazla şiddete maruz kaldım.
Ahmet Burak Kale (4’üncü sınıf öğrencisi): Küçük gruplar halinde aldığımız eğitimle özellikle, hastaları aktif dinleme becerisi kazanıyoruz.