Oluşturulma Tarihi: Haziran 27, 2018 16:53
ABD merkezli Doğu-Batı Enstitüsü Direktörü William Parker III, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 24 Haziran seçimlerinde elde ettiği başarının Türk-Amerikan ilişkileri açısından olumlu bir gelişme olduğunu söyledi.
Washington merkezli Turkish Heritage Organization'ın (THO), Ulusal Basın Kulubü'nde düzenlediği panelde, Cumhurbaşkanlığı ve 27. Dönem Milletvekilliği seçim sonuçlarının Türk-Amerikan ilişkilerine etkisi ele alındı.
Panelde, Parker'ın yanı sıra Atlantik Konseyi Türkiye Direktörü Defne Sadıklar Arslan, Heritage Vakfı Uzmanı Luke Coffey ve Uluslararası Cumhuriyetçiler Enstitüsü Avrupa Masası Direktörü Paul MacCarthy seçim sonuçlarına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
"Türk-Amerikan ilişkileri açısından iyi bir haber" Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 24 Haziran seçimlerinde aldığı sonucun Türk-Amerikan ilişkilerine etkisini değerlendiren Parker, "Bu sonucun, Türk-Amerikan ilişkileri açısından iyi bir
haber olduğunu düşünüyorum. Bu konuda oldukça iyimserim." dedi.
ABD Başkanı Donald Trump'ın, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı telefon arayarak tebrik ettiğini hatırlatan Parker, görüşmede liderlerin ikili ilişkilerde ve güvenlik alanında iş birliği yapma konusunda mutabık kalmalarının da bu bağlamda iyimserliğini teyit ettiğini dile getirdi.
Erdoğan'ın seçim zaferinin Suriye'deki Türk-Amerikan birlikteliğine etkisine de değinen Parker, "Suriye özelinde ise, askeri olarak Türkiye ile ABD arasında görmediğimiz ölçüde güçlü bir ilişki kurulacağını düşünüyorum." diye konuştu.
"Kongre'nin Türkiye'ye F-35 uçaklarının verilmesini engelleyebileceğini düşünmüyorum" Panelde söz alan Heritage Vakfı Uzmanı Luke Coffey de seçim sonuçlarının Türk-Amerikan ilişkilerinde "yeni bir başlangıca aracı olmasını" beklediğini kaydetti.
Türkiye ile ABD arasındaki ikili ilişkilerin uzun bir geçmişe dayandığına işaret eden Coffey, iki tarafın da yeni bir başlangıç için daha fazla çaba göstermesi gerekeceğine vurgu yaptı.
ABD Kongresinin Türkiye'ye F-35 savaş uçağının verilmesini engellemeye yönelik girişimleri üzerine de değerlendirme yapan Coffey, "Kongrenin Türkiye'ye F-35 uçaklarının verilmesini engelleyebileceğini düşünmüyorum. Bu konu çok daha karmaşık. Kongre'deki irade, istek ve görüş mevcut jeopolitik ve yasal durumlardan oldukça farklı." ifadelerini kullandı.
Türkiye'nin F-35 programının ortağı ve uçağın geliştirilmesi için programa milyonlarca dolar katkı yaptığını hatırlatan Coffey, iki ülke arasındaki fikir ayrılıklarını "çoğu zaman somut sonuçları olmayan siyasi bir futbola" benzetti.
Coffey, Kongredeki F-35 uçaklarının Türkiye'ye verilmesini engelleme girişimlerini buna örnek gösterdi.
Uluslararası Cumhuriyetçiler Enstitüsü Avrupa Masası Direktörü Paul MacCarthy de yaptığı konuşmada, Milliyetçi Hareket Partisi'nin seçimde yüzde 10'un üzerinde bir oy almasını beklemediklerini, buna karşın Meral Akşener ve İyi Parti'nin ise bu denli düşük bir sonuç elde edeceğini tahmin etmediklerini belirtti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın seçim başarısının ABD ile Türkiye'nin mutabık kaldığı Münbiç'te yol haritasına etkisine yönelik bir soruya yanıt veren MacCarthy, "Erdoğan'ın tekrar seçilmesi bu anlaşma için iyi oldu, çünkü bir anlamda devamlılık söz konusu olacak." dedi.
Paneldeki konuşmacıların seçim sonuçlarının Türk-Amerikan ilişkilerini güçlendireceğini ve Türkiye'de istikrarı artıracağını ifade etmesi de dikkati çekti.