Güncelleme Tarihi:
ANAP Genel Başkanı ve Başbakan Yardımcısı Mesut Yılmaz’ın partisinin 7. kongresinde gündeme getirdiği ‘ulusal güvenlik’ kavramına yönelik tartışma, siyasiler ve kurumlar arasında bugün de tartışıldı. Konuya ilişkin tartışmalar şöyle:
ÇAKMAKOĞLU: ULUSAL GÜVENLİK KONSEPTİNDE DEĞİŞİM YOK
Milli Savunma Bakanı Sabahattin Çakmakoğlu, ''Türkiye'nin milli hassasiyetleri ve ulusal güvenliği kavramıyla ilgili konuları günlük politikalar içerisinde tartışmaya açmanın yanında yasal ve meşru zeminlerde, yeri ve zamanı geldikçe gündeme getirmenin doğru olacağına inanıyorum'' dedi.
Çakmakoğlu, konuya ilişkin bir soru üzerine; ''Genel manada, Türkiye'nin milli hassasiyetleri ve bu arada tabii ulusal güvenliği kavramıyla ilgili konular dahil bunu günlük politikalar içerisinde tartışmaya açmanın yanında yasal ve meşru zeminlerde, yeri ve zamanı geldikçe gündeme getirmenin doğru olacağına inanıyorum. Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK), Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşundan itibaren yaptığı görevler dikkate alındığında, ulusal güvenliğin en önemli bir parçasını teşkil etmektedir. Bu milli hassasiyet ve ulusal güvenlik gibi konularda buna TSK'nın açıklama yapma mecburiyetini gündemden çıkaracak şekilde hepimize görev düşmektedir'' dedi.
''Ulusal güvenlik konseptinde değişiklik oldu mu?'' sorusunu ise Çakmakoğlu, ''Benim bildiğime göre, böyle bir değişiklik olmadı. Zaten bu konunun son günlerde gündeme getirilmesinden sonra, Sayın Yılmaz'ın ANAP kongresinde gündeme getirmesinden sonra Sayın Başbakan'ın ve Devlet Bakanı Sayın Bahçeli'nin açıklamaları da dikkate alındığında, benim görüşlerimin doğruluğu ortaya çıkmaktadır. Son günlerde milli güvenlik ve ulusal güvenlik konsepti üzerinde bir değişiklik, bir tutum, bir yazım farklılığı olmamıştır'' diye yanıtladı.
TÜRK-İŞ: HÜKÜMET GENELKURMAY’IN AÇIKLAMASINI GÖRMEZDEN GELEMEZ
Türk-İş Yönetim Kurulu, ''Hükümetin, Genelkurmay Başkanlığı'nın açıklamasında yer alan hususları, duydum duymamazlıktan geldim, gördüm görmemezlikten geldim tavrıyla karşılamaya hakkı olmadığını'' bildirdi.
Türk-İş Yönetim Kurulu'nun, yazılı açıklamasında şöyle denildi:
''Genelkurmay Başkanlığı tarafından yapılan açıklamada, özetle bugün Türkiye Cumhuriyeti'nde ekonominin iflas noktasına geldiği, ekonomiyi bu hale getirenler hakkında en ufak bir işlem yapılmadığı, milli ve ahlaki değerlerin aşındırıldığı, soygun düzeninin adeta normal bir davranış haline geldiği, ortaçağı hedefleyen zihniyetlerin devlet kadrolarında bile yer alabildiği ve hatta buralara özenle yerleştirildiği, ülke içindeki siyasi istikrarın kişisel ihtiraslar nedeniyle bir türlü sağlanamadığı, ülkenin bir parçasında ekonomik ve sosyal tedbirlerin alınamaması nedeniyle ayrılıkçı terörün, etnik-milliyetçi ve ayrılıkçı harekete dönüşmesinin engellenemediği, küreselleşme anlayışının ekonomik teslimiyetçilik olarak benimsendiği belirtilmektedir.
Dile getirilen sorunlar ve iddialar son derece önemlidir ve halkın kafasında bir kez daha ciddi soru işaretlerine neden olmuştur.
Hükümetin, Genelkurmay açıklamasında yer alan hususları, duydum duymamazlıktan geldim, gördüm görmemezlikten geldim tavrıyla karşılamaya hakkı yoktur. Böyle bir tutumun, zaman kaybına neden olacağı kadar ülkenin bugünü ve yarını açısından tehlikeli olacağı da bilinmelidir.''
ÇİLLER:PİYASALARI ETKİLEMEMESİNİ UMUT EDİYORUM
DYP Genel başkanı Tansu Çiller, ulusal güvenlik kavramı ile ilgili ''gerginliğin'' ekonomide piyasaları etkilemeyeceğini umut ettiğini söyledi.
Çiller, konuya ilişkin yaptığı yazılı açıklamada, şunları kaydetti:
''Sorumsuz bir politikacının, sorumsuz beyanlarıyla ortaya çıkan gerginliğin çok hassas hale gelen ekonomide piyasaları etkilemeyeceğini umut ediyorum.
Bütün bu sorumsuz ve olumsuz gelişmeye rağmen herkesin aklıselim ve sağduyu ile hareket edeceğine inanıyorum.''
GÜRKAN: BU TARTIŞMANIN YERİ MGK’DIR
DSP Ankara Milletvekili Uluç Gürkan, "Ulusal Güvenlik" konusunu tartışmaya açan ANAP lideri Mesut Yılmaz'ı, kapatılan RP'nin Genel Başkanı Necmettin Erbakan'a benzetti. Gürkan, bu konunun ancak MGK toplantılarında tartışılabileceğini söyledi.
Gürkan, "Ulusal güvenlik, Milli Güvenlik Kurulu'nda belirlenir, tartışılır ve genel olarak da hükümet devlet politikası olarak uygulanır. Bu MGK'nın asli işlevidir" dedi. Gürkan, ulusal güvenlik konusunun Yılmaz gibi MGK'ya, geride bırakılan on yılın üçte ikisinden daha uzun süre üye olan bir kişi tarafından tartışmaya açılmasının, ne kadar sağlıklı olduğunun ve gerçekten ulusal güvenlik kavramıyla ilgili endişeleri içerip içermediğinin de belirsiz bir durumda olduğunu söyledi. Gürkan, "MGK'da bazı konulara ses çıkarmayıp, sonra dışarıda, orada tartışılan bazı konuları siyaset konusu yapmak geçmişte RP Genel Başkanı Necmettin Erbakan tarafından da denenmişti. Şimdi Türkiye'ye hiçbir yararı olmadığı bilinen bu yolun denenmesi boş bir polemik özelliği taşır" diye konuştu.
Gürkan, ulusal güvenliğin Türkiye'nin ilerlemesine engel olduğu görüşüne katılmadığını da belirterek, "Bu kavramı, buna yüklenen anlamı düşünüyorsa bunu gündeme getireceği yer MGK'dır" dedi.
MHP’Lİ PAK: ULUSAL GÜVENLİK OLMAYINCA DEVLET OLUR MU?
İçişleri Komisyonu Başkanı ve MHP İstanbul Milletvekili Mehmet Pak, Türkiye'nin üniter bir devlet yapısı var olduğunu ve bazı konulara dikkat edilmesi gerektiğini belirterek, "O görüşe katılmam mümkün değil. Sayın Yılmaz, bundan neyi kastettiğini açıklarsa daha sağlıklı bir yanıt veririz.
Sözleri kapalı, her tarafa çekilebilir. Ulusal güvenliğin içine, Kıbrıs sorunu, PKK, irticai faaliyetler gibi konular da girer. İçeriğini daha da genişletebiliriz. Onun için içeriğini bilmediğimiz içinde yorum getiremiyoruz. Aslında bu konuyu tartışmayı da gereksiz buluyorum" şeklinde konuştu.
MHP İstanbul Milletvekili Bozkurt Öztürk de, ulusal güvenliğin Türkiye'de tartışmaya açılacak en son konu olduğunu söyledi. Ulusal güvenliğin tartışılacak bir yanı olmadığını, milli güvenliğin Türkiye için devletin bekası, devletin önemli unsuru olduğunu belirten Öztürk, "Ulusal güvenlik olmayınca devlet olur mu? Ulusal güvenliği olmayan devlet olur mu?" diye sordu.
BAYKAL: GÃœNDEMÄ° SARSARAK Ä°TÄ°BAR OLMAZ
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, ''Türkiye'de tartışma dışı kalması gereken kurumların tartışmaya sokulmasının yanlış ve tehlikeli olduğunu'' söyledi. Genelkurmay Başkanlığı'nın açıklaması ile ilgili bir soruyu yanıtlayan Baykal, ''Türkiye'de tartışma dışı kalması gereken kurumların tartışmaya sokulması yanlış ve tehlikelidir'' dedi.
Yanlış politikalar sonucu krizler yaşandığını öne süren Baykal, ''Son tartışma, ekonomi dışı nedenlerle de hükümetin işbaşında kalmasının sorunları çözemeyeceğini ortaya koydu'' iddiasını dile getirdi.
Bir genel başkanın, içinde bulunduğu siyasal sıkıntıdan çıkmanın yolunu Türkiyyi sarsmakta aradığı görüşünü savunan Baykal, ''Son 10 yılın yarısında sorumluluk üstlenen bir genel başkan, kendini ilgilendiren konuların dışında tartışma yapıyor. Gündemi sarsarak itibar olmaz'' dedi.
Yaşanan gelişmelerin Türkiye'nin istikrarını tehlikeye sokabileceğini, ekonomik istikrarın bu tartışmadan etkilenebileceğini anlatan Baykal, hükümetin, kendi ürettiği sorunlara çözüm arar hale geldiğini söyledi.
Ekonomik istikrarsızlığın söz konusu olduğunu dile getiren Baykal,''Bununla mücadele etmesi gereken hükümet, yeni tartışmalar ve cepheler açıyor. Bu tartışma, sayın Mesut Yılmaz'a ne kazandırdı, bilemem. Ama ülkeye çok şey kaybettirdi'' diye konuştu.
ATO BAÅžKANI AYGÃœN: GENELKURMAY HAKLI
Ankara Ticaret Odası (ATO) Başkanı Sinan Aygün, ''Genelkurmay'ın açıklamasına tamamen katılıyorum, aynı şeyi düşünüyoruz'' dedi.
Genelkurmay açıklamasının içeriğine baktığını, açıklamada ''ekonomi iflas noktasına gelmişse, ekonomiyi bu hale getirenler konusunda en ufak bir işlem yapılmıyorsa, milli ve ahlaki değerler aşındırılmış, soygun düzeni adeta normal davranış haline gelmişse'' sözlerine yer verildiğini hatırlatan Aygün, açıklamada ifade edilen bu değerlendirmelere katılmamanın mümkün olmadığını, ATO olarak dört yıldır aşağı-yukarı bunları söylediklerini kaydetti.
Türkiye'nin şu anda ilgilenmesi gereken konuların başında Genelkurmay'ın açıkladığı gibi, ekonomi, yolsuzluk ve ahlaki değerlerin geldiğini belirten Aygün, bu yüzden, bu açıklama gayet doğal olarak geldi'' dedi.
Açıklamada, küreselleşmenin teslimiyetçiliğe döndüğünün vurgulandığını belirten Aygün, bunun doğru olduğunu, şu anda Türkiye'de tütünden şekere ve buğdayın fiyatına, köprü geçiş ücretlerine kadar Ankara'nın durumunu milletin belirlemediğini, hatta,Cumhurbaşkanı'nın önünde bekleyen kararnamelerin bile yurt dışından gelen telefonlarla yönlendirildiğini belirterek şunları kaydetti: ''Şu anda milli irade tecelli etmiyor, 15 günde 15 yasa dayatması hiç kimse bu yasaları tartışmadı, bu yasalar nedir, kimse bilmiyor, (kabul edenler, etmeyenler, kabul edilmiştir) mantığı ile bu yasalar maalesef Parlamento'dan geçti, bunların ne kadar tehlikeli yasalar olduğunu önümüzdeki günlerde göreceğiz.''
KOZAKÇIOÄžLU: YILMAZ DAHA ÖNCE DE DARBE SÖYLENTÄ°SÄ° YAYMIÅžTI DYP Genel BaÅŸkan Yardımcısı Hayri KozakçıoÄŸlu, ANAP Genel BaÅŸkanı Mesut Yılmaz'ın ''Ulusal güvenlik'' konusundaki sözlerini deÄŸerlendirirken, ''Yılmaz, ulusal güvenlik konusundaki iddialarını açıklamak zorundadır'' dedi. Hayri KozakçıoÄŸlu, DYP Genel Merkezi'nde düzenlediÄŸi basın toplantısında, ANAP Genel BaÅŸkanı Yılmaz'ın, ulusal güvenlik konusundaki sözlerini, ''Yılmaz'ın tipik hareketleri'' olarak nitelendirdi. Yılmaz'ın bu konuyu MGK, TBMM ve Bakanlar Kurulu'nda gündeme getirmesi gerektiÄŸine iÅŸaret eden KozakçıoÄŸlu, daha önce de darbe söylentilerini gündeme getirdiÄŸini anımsattı. KozakçıoÄŸlu, Türkiye'ninÂçok ağır bir ekonomik kriz yaÅŸadığını ifade ederek, ''Ãœlke taşınamayacak bir yükün altındadır. Ãœlkeyi yönetenler bunlarla uÄŸraÅŸacaklarına krizi kendileri yaratıyor. Mesut Yılmaz, beyanatlarıyla kriz üstüne kriz yaratıyor. Türkiye'de artık krizin nedenini ve niteliÄŸini aramaya gerek yok, çünkü Mesut Yılmaz'dır'' diye konuÅŸtu. Yılmaz'ın, ulusal güvenlik konusundaki iddialarını açıklamak zorunda olduÄŸunu kaydeden KozakçıoÄŸlu, şöyle devam etti: ''Yapılan bu davranış ulusal menfaatlere tamamen terstir. Ulusal güvenlik ve çaÄŸdaÅŸlaÅŸma gerekçesini ortaya atarken, kendisi ulusal açıdan çok büyük zarar vermektedir. Sayın BaÅŸbakan Yardımcısı Türkiye'nin bir kurumu tarafından onursuzlukla itham edilmiÅŸtir. Kendisi hükümetin ortağıdır. Sayın BaÅŸbakan bu olayı seyrederek geçiÅŸtiremez. Ãœlkenin belli baÅŸlı kurumları arasındaki bu çekiÅŸmelere (ben taraf deÄŸilim) diyemez. Sayın Ecevit'in bu olaya mutlaka girmesi gerekir. Onursuzlukla itham edilen bir BaÅŸbakan Yardımcısı ile bu görev devam edecek midir, etmeyecek midir? Böyle bir zan altında bulunan BaÅŸbakan Yardımcısını Ecevit nasıl deÄŸerlendirecektir, itham yanlışsa bu ithamı yapanlar hakkında nasıl bir iÅŸlem yapacaktır.'' URAS: ÖZGÃœRCE TARTIÅžILMALI Özgürlük ve Dayanışma Partisi (ÖDP) Genel BaÅŸkanı Ufuk Uras, ''Türkiye'de tabu olan ulusal güvenlik konusu, kapalı kapılar ardından çıkarılmalı ve özgürce tartışılmalıdır'' dedi. Uras, yaptığı açıklamada, konuyla ilgili tartışmaların her dönemdebir bahane bulunarak engellendiÄŸini ve demokratikleÅŸme talep edildiÄŸinde ulusal güvenliÄŸin öne sürüldüğünü savunarak, Türkiye'nin demokratik bir ülke olmasının önünde hiçbir ulusal güvenlik gerekçesi bulunmadığını ifade etti. Bu konudaki ''saÄŸlam politikaların'' ancak iktisadi ve siyasi bağımsızlıkla mümkün olacağını belirten Uras, ÅŸunları kaydetti: ''Türkiye'de bu tartışmayı engellemeye çalışanlar ile demokratikleÅŸme ve ÅŸeffaflık konusunda direnç gösterenler örtüşmektedir. Mesut Yılmaz'ın hatası ise bugüne kadar üstü örtülü konuÅŸmuÅŸ ve bu konuyu yeterince tartışmamış olmasıdır. Türkiye'nin ulusal güvenlik konuları, Türkiye'de yaÅŸayanlardan çok ABD'nin, Avrupa'nın politik ve askeri dehlizlerinde bilinmekte, tartışılmaktadır. Türkiye'de tabu olan ulusal güvenlik konusu, kapalı kapılar ardından çıkarılmalı ve özgürce tartışılmalıdır.''Â
Â
Â
Â
Â
Â