Doğmamış çocuğun katili olmak
Güncelleme Tarihi:
Ana rahmindeyken ikizinin öldüğünü bilmeden yaşayan ve sonra kabuslar görürken bu ölümden kendisini sorumlu tutacak kadar zıvanadan çıkan bir genç kız için olmayacak şey yoktur.
İsmail Türkmen / citizenoff@gmail.com
9 Ocak günü memleketimizde gösterime girecek filmlerden biri de The Unborn (Doğmamış). Filmin basın gösterimine giderken kendi kendime çok beylik bir tekerlemeyle “Doğmamış çocuğa don biçeceğiz herhalde” şeklinde huysuzlanmıştım. Filmin iyi olmayacağını tahmin ediyordum ama bu kadar olacağını hiç düşünememiştim.
Doğmamış, korku filmlerinin ucuzlamış bütün numaralarının daha da ucuzlatıldığı bir yapım. Her şey sütlimanken hayvani bir görsel ve işitsel efekt bombardımanının başladığı, akla hayale gelmeyecek saçmalıkta ucubeliklerin resmigeçit yaptığı, çirkinliğin sınırının olmadığı bayağı korku filmlerinden biri. Daha önceki bir yazımda da belirttiğim gibi kişisel olarak korku filmlerini daha çok komedi tadında izleyen bir insanım. Çünkü neredeyse tamamı, trajedinin komediye kaçtığı o acıtıcı bölgede yer alıyor. Ancak bu filmi izledikten sonra gülmek için bile olsa bir korku filmi izlememeyi düşünmeye başlayacağım.
Doğmamış’ta, anne karnındayken ikizinin ölümüne sebep olan bir kız gençlik yıllarında hayaletler falan görmeye başlıyor. (Ama mesela bütün bu kabuslarla baş etmeye çalışırken geceleyin ormanlık alanda tek başına dolaşmaktan da geri durmuyor. Şimdi burada güler misiniz ağlar mısınız?) Ve – Yahudi olduğu için – en sonunda bir hahamdan yardım istemeye karar veriyor. İşte asıl bundan sonrası ilahi komedyaya giriyor tam da. İlk başta böyle aptalca şeylere prim vermeyen hahamı (ki Gary Oldman) da yola getiriyor hayaletler ve o da bu işin üstesinden tek başına kalkamayacağını düşünerek bir papazdan yardım istiyor. Sonuçta papaz ve haham liderliğinde bir şeytan çıkarma ayini düzenleniyor. Filmin iddiasına göre İslam’da da bu türden şeytan çıkarma ayinleri varmış ama her nedense bir imamın yardımına gereksinim duymuyorlar.
Doğmamış, benim için şöyle bir şey de ifade ediyor. Yıllar önce Leon’daki performansıyla gözümde önemli bir yer edinen Gary Oldman’ın – sırf böyle bir filmde oynadığı için – karizmasının fena bir çizik yediğini düşüneceğim bundan böyle. Yazık olmuş.