Oluşturulma Tarihi: Aralık 14, 2002 00:00
Bayburt'a 45 kilometre uzaklıkta bir köy. Köyün de dışında, köyü ve Çoruh Vadisi'ni, Soğanlı Dağları'nı geniş bir açıdan görebilen bir tepe. Bu tepede 10 bin metrekareye yayılan bir müze binası: Baksı Müzesi Halk Sanatları Araştırma Uygulama Merkezi. Projenin fikir babası, doğduğu köye bir müze kompleksi kazandıran ise Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi dekanı ressam Hüsamettin Koçan. Her daim açık olan aile konağının kapısını bir kültür merkezi olarak açmaya karar vermiş. Yetmemiş, bir de köyü gören tepede bir hazine arazisi satın almış. Müzeye adını veren Bayraktar köyü’nün eski adı Baksı. Koçan şu sıralar projeye yapılacak gönüllü katkıların peşinde.Hüsamettin Koçan, 1950'lerde hayallerinin en görkemli günlerinin geçtiği köye, 1980 sonrası yeniden gittiğinde, hayallerinin mekanının artık hızla kendinden uzaklaştığını gördü:‘‘O yıllarda hızlanan gurbetçilik nedeniyle büyük bir sosyal erozyon her şeyin savrulmasına neden olmuştu. Geleneksel yapı teknolojileri, ustalar, çıraklar, tarımsal üretim malzemeleri, dokumalar, seramik geleneği, sürekliliği temsil eden hemen her şey bu savrulmadan nasibini almıştı.’’ Anlattığına göre, yoğun göç vererek çok şey kaybeden köy, 120'den 80 haneye düşmüş. Ustaları, çırakları, çiftçileri, koyunları, keçileri, şairleri, masalcıları, köy odaları olan köyün şimdi elektriği, telefonu, televizyonu var ama kendi yok! Mimarisi gecekondu standartlarına teslim edilmiş, toprağı ekilmiyor. Sakinleri ancak orayı terk ederlerse mutlu olabileceklerini sanıyor. Eski şamanın, yeni gurbetçinin köyü: Ama uzaktan çok güzel görünen, dağlara bakan güzel manzaralı bir köy...İşte o seyahatinde, aile konağının köye gelen herkese açık kapısını, yeniden bir kültür merkezi kimliğiyle açmaya karar vermiş Koçan. Bu fikri, köyde büyük heyecanla karşılanmış: ‘‘Geleneksel kültürü geleceğe taşıyarak kuşaklararası bağı kurmak. Sanatı Doğu Anadolu'ya götürerek insana ve sanata bir soluk alanı açmak. Gurbetin ve göçlerin açtığı ekonomik, sosyal kültürel yaralara merhem olmak. Bölgedeki yaşamın kalitesinin artırması için çalışmak.’’Baksı, Hüsamettin Koçan'ın doğduğu, bugün adı Bayraktar olan köyün eski adı. Geçmişte Erzurum'a bağlı olan köy, Bayraktar olunca Bayburt'a bağlanmış. Değişimi en çarpıcı örnekleriyle o topraklarda izlediğini söylüyor Koçan. ‘‘Belki de ben bu proje ile yaşam öyküme, doğduğum toprağa sahip çıkmak istedim. Süreklilik duygumu korumak istedim.’’Mimari tasarımını Metin Koçan'ın yaptığı müze, çağdaş sanatla insanı buluşturan bir mekan olarak düşünülmüş. 400 metrekarelik bir çağdaş sanat galerisi olacak. Halk sanatları bölümünde ise halk resimleri, dokumalar, seramikler ve öteki yöresel malzeme sergilenecek. Araştırma Uygulama Merkezi ise yerel halkla uzmanların, sanatçıların, bilim adamlarının buluştuğu bir alan olacak. Bu merkezde konferanslar, festivaller, el sanatları, ziraatçilik, sağlık, turizm, bilgi teknolojileri alanlarında kurslar ve eğitim programları uygulanacak. Bir yandan da orada yaşayacak insanların ekonomik kazanımlarını artıracak üretimler gerçekleştirilecek.Müze binası köyün dışında bir tepeye inşa ediliyor. Çünkü proje uygulayıcıları, binanın köyü ve Çoruh Vadisi'ni, Soğanlı Dağları'nı geniş bir açıdan görebilmesini istemişler. Karşılıklı söyleşmeleri iyi olur düşüncesiyle, köyden de binanın izlenebilmesini planlamışlar. Konuk evleri ve atölyelerin yüzde 50'si tamamlanmış, şu sıra mevsim nedeniyle inşaata ara verilmiş. Şimdi proje tanıtılarak gönüllü katılım sağlanmasına çalışılıyor. MÜZEYE SERGİ DESTEĞİGeçen yıl İstanbul Bilgi Üniver-sitesi'nin desteğiyle Bilgi Atölye 111'de bir tanıtıcı sergi düzenlendi. Bu sergi için ‘‘Tılsımlı Eller’’ başlığıyla tahta baskılardan oluşan bir dizi resim yapan Hüsamettin Koçan, satıştan müze inşaatına katkı sağladı. İnşaatın gelecek sezon tamamlanması ve ilk etkinliklere hemen başlanması planlanıyor. Ve bundan sonra sıra projenin uluslararası tanıtımına gelecek. Koçan, daha şimdiden yurt içinden ve dışından projeyi duyan ve müzeyi ziyaret etmek isteyen insanlar olduğunu söylüyor. Müze için düzenlenen ikinci sergi de M.Ü. Güzel Sanatlar Fakültesi'nde açıldı: 19 sanatçı, ‘‘Tılsımlı Eller’’ başlıklı projede biraraya geldi. Ali Teoman Germaner, Devrim Erbil, Mustafa Pilevneli, Süleyman Saim Tekcan, İsmail Türemen, Ergin İnan, Berna Türemen, Hüsamettin Koçan, Fevzi Karakoç, Filiz Başaran, Gürbüz Doğan Ekşioğlu, Sema Ilgaz Temel, Tayfun Erdoğmuş, Ayşegül İzer, Devabil Kara, Emin
Koç, Mürteza Fidan, Yusuf Ziya Aygen ve Nazan Erkmen'in ürettiÄŸi 41 özgün baskı eser, sanatseverlere, müzeye anlamlı bir katkıda bulunma önerisi getiriyor. Baksı, Kazak ve Kırgızlar'da ‘‘Şaman’’ anlamında kullanılan bir kelime. Koçan, Åžaman’ın yoÄŸunlukla kullandığı tılsım, bizim köyde de oldukça yaygın. Bu proje ile bir anlam bağı kurmak için ‘‘Tılsımlı Eller’’ baÅŸlığını kullandım, diyor. Güzel sanatlar Dekanı Hüsamettin KoçanHüsamettin Koçan 1969'da Tatbiki Güzel Sanatlar Yüksek Okulu'nu bitirdi. 1987'de profesör oldu. Uluslararası Plastik Sanatlar DerneÄŸi, Ä°stanbul Sanat Fuarı kurucularından. Ä°stanbul Bienali danışma kurulu üyeliÄŸi, Kültür Bakanlığı danışmanlığı, Türkiye-Europalia Kültür Kurulu üyeliÄŸi, HABÄ°TAT 2 Ä°stanbul Kültür ve Sanat Kurulu üyeliÄŸi yaptı. 32 sergi açtı, 20'yi aÅŸkın ödülün sahibi. 1997'den bu yana M.Ãœ. Güzel Sanatlar Fakültesi Dekanı.Â
button