OluÅŸturulma Tarihi: Mart 24, 2005 00:00
Örümcek sanılan dev yaratık deniz akrebi çıktıUzun bir süre tüm zamanların en büyük örümceÄŸi olarak kabul edilen Megarachne servinei’in boyu 34 cm kadardı ve 300 milyon yıl önce yaÅŸamıştı. Fakat ÅŸimdi bu dev hayvanın örümcek olmadığı anlaşıldı. Açıklıkları yarım metreyi aÅŸan sekiz ayaklı örümcek, fobisi olmayanları bile ürkütebilir. 300 milyon yıllık Megarachne servinei uzun bir süre tüm zamanların en büyük örümceÄŸi olarak biliniyordu. Fakat Ä°ngiliz ve Arjantinli bilim adamlarından oluÅŸan bir ekip ÅŸimdi 34 santim uzunluÄŸundaki fosilin aslında deniz akrebi veya dev bir akrebe ait olduÄŸunu buldu. TaÅŸlaÅŸmış ilk örnek 1980 yılında Arjantin’in San Luis eyaletinde bulunmuÅŸtu ve Megarachne servinei’in tek örneÄŸiydi. Bu ve ikinci bir örneÄŸin incelenmesinden sonra hayvanın örümceklere deÄŸil soyu tükenmiÅŸ Eurypterid’lere ait olduÄŸu anlaşıldı. Manchester Ãœniversitesi’nden Paul Selden ve arkadaÅŸlarının konuyla ilgili yazısı "Biology letters" dergisinde yayımlandı.Deniz akrebiBundan biraz daha küçük olan örümcek, Theraphosa leblondi’nin bacak açıklığı sadece 39 santimdir. Dev örümcek hiçbir familyaya sınıflandırılamadığı için kendi familyası içine sınıflandırılmıştı. Sınıflandırma özellikle de kıskaçlarının biçimi, ortadaki gözünün konumu, ağızdaki parçalayıcı aletleri ve küre biçimindeki karnına bakılarak yapılmıştı. Fakat bulunuÅŸundan kısa bir süre sonra bir bilim adamı bu sınıflandırmadan kuÅŸku duyduÄŸunu açıkladı. Fosil, diÄŸer hiçbir örümcek türünde bulunmayan özelliklere sahipti. Bununla birlikte kime ait olduÄŸuna karar verilemeyen bulgu bir banka kasasında gizli tutulduÄŸundan ayrıntılı bir ÅŸekilde incelenememiÅŸti. Fakat Arjantin’de kısa bir süre önce yeni bir örnek bulununca ilk fosilin incelenmesine izin verildi. Ve son inceleme kuÅŸku duyan bilim adamlarını haklı çıkardı. Hayvanlar gerçekten de örümceklere deÄŸil Eurypterida grubundaki deniz akreplerine dahil. Eurypterida, kılıç kuyrukluların bir kardeÅŸ grubudur. Son sonuçlar sözde dev örümcek Megarachne’nin Ä°skoçya ve güney Afrika’daki kömür içerikli kayalıklarda rastlanan deniz akrepleriyle büyük benzerlikler taşıdıklarını ortaya koydu. Yılanlar zehirlerine nasıl kavuÅŸtular?Avustralyalı bilim adamı Brian Grieg Fry, yılan zehrinin evrim sürecinde zararsız proteinlerden geliÅŸtiÄŸini buldu. ÇeÅŸitli toksinlerin kaynağı beyinde, gözde, akciÄŸerde ve kalpte bulunuyordu. Yılanlar bu yüzden evrim sürecinde çok çeÅŸitli zehir türleri geliÅŸtirebilmiÅŸler. Genome Research dergisinde yayımlanan araÅŸtırması için Fry, 24 farklı zehrin protein yapıtaÅŸlarını, zehirsiz sürüngenlerin organlarından mesela beyninden alınan proteinlerle karşılaÅŸtırmış. Bilim adamı bu ÅŸekilde incelenen zehirlerin 21 tanesinin hangi beden dokusundan ve ayrıca son derece saÄŸlam moleküler yapılı proteinlerden geliÅŸtiklerini saptamış. Fry ÅŸimdi sonuçlarının tıpta yılan zehrinin kullanılmasına dayanan araÅŸtırmalarda yararlı olabilmesini umuyor. Yılan zehrinin kullanılabilirliÄŸi kanser, artrit ve çeÅŸitli kalp hastalıklarının tedavisi için araÅŸtırılmakta. Rusya, uzaya salyangoz gönderdiRus uzay ajansı uzaydaki yerçekimsiz ortamı araÅŸtırma konusunda oldukça yaratıcıdır. Åžimdi de 50 canlı salyangozu birkaç haftalık yolculuk için uzaya gönderdi. Nisan ayının sonuna dek uzayda kalacak olan salyangozlar, Kazakistan’daki Baikonur uzay istasyonundan uzaya fırlatıldı. Planlar beklendiÄŸi gibi yürürse Salyangozlar, Rus kozmonot SaliÅŸan Åžaripov ve Amerikalı astoronot Leroy Ciao ile birlikte dünyaya dönecekler. Progress Transporter aracı salyangozlar dışında 2,5 ton gıda ürün, su ve diÄŸer donanımları götürdü Uluslararası Uzay Ä°stasyonu’na.Â
button