Doçent kadının 8 yaÅŸ küçük asistanla iliÅŸkisi kıyamet kopardı

Güncelleme Tarihi:

Doçent kadının 8 yaş küçük asistanla ilişkisi kıyamet kopardı
OluÅŸturulma Tarihi: Ocak 27, 2002 00:00

Erkek öğretim üyesi, kendisinden küçük öğrencisiyle evlenirse ne olur? Hiçbir ÅŸey! Hatta aradaki yaÅŸ farkına da bakılmaz, ‘‘yaÅŸlı erkek-genç kız’’ birliktelikleri doÄŸal karşılanır. Ama yaÅŸlı kadın-genç erkek evliliklerinde aynı hoÅŸgörü çoÄŸu kez gösterilmez. Selçuk Ãœniversitesi'nde de böyle oldu ve üniversite yönetimi evlenen çifte Konya'yı zindan etti. Doçent Dr. Muazzez Çelik (43) ile ondan sekiz yaÅŸ küçük araÅŸtırma görevlisi Dr. Necati Karakaya'nın (35) evlenmesinden sonra cezalar, sürgünler birbirini izledi. Ä°ÅŸte Karakaya çiftinin öyküsü...1- ÃœNÄ°VERSÄ°TENÄ°N KARÄ°YER MERDÄ°VENÄ°NDE TANIÅžTILAR, ÇOK Ä°YÄ° ARKADAÅž OLDULARJeolog Muazzez (o zaman 32 yaşında), Sivas'ı bırakıp Konya'ya taşınırken sevinçliydi. Bilimsel kariyerinde yükselmiÅŸ, ‘‘yardımcı doçent’’ kadrosuna atanmıştı. Rastlantı bu ya, Nisan 1990, Necati (o zaman 24 yaşında) için de yaÅŸamında yeni bir dönemin baÅŸladığı tarihti. O da Selçuk Ãœniversitesi Mühendislik Mimarlık Fakültesi'ne bu tarihte ‘‘araÅŸtırma görevlisi’’ olarak girdi. Jeoloji MühendisliÄŸi bölümünde aynı tarihte göreve baÅŸladılar. Muazzez ve Necati tanıştıkları ilk andan itibaren iyi anlaÅŸtılar. Birlikte bilimsel projeler, ortak makaleler, bildiriler hazırladılar. Necati'nin tez danışmanlığını da 1994'te doçent olan Muazzez üstlendi. ‘‘Sistematik Mineraloji’’ adlı ortak kitaplarını 1998'de bitirdiler ve aynı yıl Necati doktorasını tamamladı. 2- AÅžKA DÖNÜŞEN ARKADAÅžLIK DEKANLIÄžI ÇOK KIZDIRDIÄ°ki jeoloÄŸun arasındaki arkadaÅŸlık aÅŸka dönüşmüştü. Aralarındaki sekiz yaÅŸ fark olmasının hiçbir önemi yoktu. Necati, niÅŸanlısından ayrıldı. Çok geçmeden sessiz sedasız niÅŸanlandılar. Fakat iliÅŸkileri üniversitenin tepkisini çekmiÅŸti bir kere: Muazzez'in üniversite yönetimine muhalif olması da gerginliÄŸin tırmanmasında rol oynadı, 10 ay önce atandığı Kulu Meslek Yüksek Okulu Müdürlüğü'nden geri alındı. Aynı günlerde EÄŸitim Fakültesi'ndeki bir sınav da sorun oldu. Muazzez, ‘‘sınav salon baÅŸkanlığı’’ görevine gidemedi. Necati, niÅŸanlısının hastalandığı için gelmeyeceÄŸini söylemek üzere gittiÄŸinde salon baÅŸkanlığı ona yaptırıldı. Ancak dekanlık, ‘‘Necati Karakaya'nın Muazzez Çelik'in yerine salon baÅŸkanlığı yaptığı’’ gerekçesiyle soruÅŸturma açtı. Muazzez'e doktorların ‘‘epilepsi’’ tanısı koymalarına da aldırmayan soruÅŸturma komisyonu, her ikisine de ‘‘kınama’’ cezası verdi. Susmak yerine iptali için Konya Ä°dare Mahkemesi'nde iki ayrı dava açtılar.3- SAHTE VELÄ°NÄ°N SAHTE Ä°HBAR MEKTUBU: ODAYA KÄ°LÄ°TLENÄ°YORLAR, OKULDAN ATINDava sürerken, garip bir geliÅŸme oldu. Ãœniversite rektörlüğüne bir ihbar dilekçesi geldi. 27 Ocak 2000 tarihli dilekçe, kendini ‘‘Ben çaÄŸdaÅŸ bir kız öğrencinin hem dayısı, hem velisiyim’’ diye tanıtan Mehmet Tümen adlı birinin imzasını taşıyor, ‘‘Konya'da bu hoca ile asistanın iliÅŸkileri ayyuka çıktı’’ diyen ihbarcı, Muazzez Çelik'in üniversiteden atılmasını istiyordu: ‘‘Muazzez Çelik isimli bayanın davranışlarından öğrenciler ve veliler rahatsızdır. Bu hoca okulundaki Necati Karakaya isimli asistanla evli kiÅŸilerin yapabileceÄŸi uygunsuz davranışlar içindedir. Okuldaki odasının kapısını içerden kilitleyerek saatlerce beraber kalmaktadırlar. Bu hoca üniversitenin lojmanlarında oturuyor. Necati Karakaya isimli ÅŸahıs bu lojmanı günün her saatinde girip çıkabiliyor ve saatlerce kalabiliyor.’’ Bu ihbar mektubu rektörlüğü ve dekanlığı harekete geçirdi, bu kez de Muazzez Çelik ve Necati Karakaya'nın ‘‘itibar ve güven duygusunu sarsacak nitelikte davranışlarda bulundukları’’ iddiasıyla soruÅŸturma açıldı. Huzurları iyice kaçan çift evlenmeye karar verdiler. Ancak 7 Mart 2000 tarihinde resmen evlenmeleri de tepkileri yatıştırmadı. Bölüm baÅŸkanıyla tartıştığı gerekçesiyle Necati Karakaya'ya, ‘soruÅŸturmacılara hakaret ettiÄŸi’’ gerekçesiyle de Muazzez Çelik'e ‘‘kınama’’ cezaları verildi. Onlar bu cezalar için de Ä°dare Mahkemesi'nde dava açtılar, ihbar mektubuyla ilgili olarak da savcılığa suç duyurusunda bulundular. 4- SAVCI, ÃœNÄ°VERSÄ°TEYE DERS VERDÄ°: BU ONLARIN ÖZEL HAYATIDIR, SÄ°ZE NE!Savcılığın dekanlığa yazdığı yazılar ve aldığı cevaplar, sahnelenen komediyi ortaya çıkardı. Gerçekte ‘‘Mehmet Tümen’’ adlı bir kiÅŸi yoktu, kendisi de imzası da sahteydi. Ama dekanlık ‘‘sahte imza’’yı ciddiye almayı sürdürdü. Savcılığa böyle bir öğrenci velisi olmadığını yazmasına raÄŸmen bu mektuba dayanarak Karakaya çiftine 1/20 oranında maaÅŸ kesme cezası verdi. Komedi bu kadarla kalmadı. Dekanlık, cezaların iptali için Ä°dare Mahkemesi'nde açılan davaya gönderdiÄŸi yazıda, ihbar mektubunu yazan kiÅŸinin Jeoloji Bölümü öğrencisi olduÄŸunu öne sürdü! Ancak idare Mahkemesi, maaÅŸ kesme cezalarını iptal etti. Mahkeme heyeti, cezaları ortadan kaldırırken de üniversite rektörlüğü ve fakülte dekanlığına bir güzel ‘‘özel yaÅŸamın dokunulmazlığı’’ dersi verdi: ‘‘Hoca-asistan arasındaki iliÅŸkinin, disipline konu olabilmesi için sözkonusu iliÅŸkinin davacının yürüttüğü göreve yansıması, bu görevini olumsuz etkilemesi, özel hayatlarındaki iliÅŸkilerini kuruma taşıyarak, eÄŸitim öğretimi aksatmaları ile mümkün olabilecektir. Keza soruÅŸturma kapsamında alınan tanık ifadelerinde, bu yönde herhangi bir tespitin yapılmadığı, sadece ilgililerin birlikte gezdikleri, lojmana birlikte gidip geldikleri, davacının bazen Doç. Dr. Muazzez Karakaya'nın evinde kaldığına yönelik, tamamen özel hayatı ilgilendiren hususlar olduÄŸu görülmektedir.’’5- DEKAN: MÃœNASEBETLERÄ° Ä°TÄ°BARIMIZI DÜŞÜRÃœYORKarakaya çifti, açtıkları diÄŸer davaları da kazandılar. Ama dekanlık, baskıdan vazgeçmedi. Muazzez’in fakültede boÅŸ bulunan Mineroloji-Petrogofi Ana Bilim Dalı baÅŸkanlığına atanma istemi reddedildi. Karakayalar bu konuyu da yargıya götürünce dekanlık bu sefer de her ikisi hakkında ‘‘huzuru ve çalışma düzenini bozdukları’’ gerekçesiyle yeni bir soruÅŸturma açtı, maaÅŸ kesme cezası verdi. Daha önce olduÄŸu gibi Ä°dare Mahkemesi, bu cezaları ve Muazzez Karakaya'nın, Ana Bilim Dalı BaÅŸkanlığı'na atanmaması kararını bozdu. Bunun üzerine dekanlık ceza verme yerine yeni yöntemler uygulamaya baÅŸladı. Önce Muazzez'in yedi yıldır okuttuÄŸu Mineraloloji dersine girmesi engellendi. Sonra da Dekan Prof. Dr. Ali Sinan, doçent kadının baÅŸka bir üniversiteye nakledilmesi için rektörlüğe üç kez üst üste yazı gönderdi. Bu yazılardan 17 Ekim 2000 tarihli olanında şöyle diyordu koskoca dekan: ‘‘Disiplin suçu iÅŸlemeye yatkın bir yapısı olduÄŸu kanaatine ulaÅŸtık. Bir soruÅŸturmayla ilgili paniÄŸe kapılıp, bir bakıma zoraki evlilik yapmış olduÄŸu kiÅŸi kendi bölümünde araÅŸtırma görevlisidir. SoruÅŸturma evliliklerinden önceki hoca-öğrenci iliÅŸkisiyle açıklanamayacak münasebetleri nedeniyle açılmıştır. Bu münasebetlerinden dolayı fakülte çalışanları ve öğrencileri nezdinde ciddi anlamda itibar kaybı da sözkonusudur.’’ 6- MUAZZEZ VAN’A SÃœRGÃœNE NECATÄ° EVÄ°NE YOLLANIYORDekanlığın gerekçelerine katılan rektörlük YÖK'ten istemde bulundu. YÖK, Doç. Dr. Muazzez Karakaya'yı, ‘‘denenmek üzere’’ Van'daki 100.Yıl Ãœniversitesi'ne tayin etti. Bu arada yardımcı doçentlik baÅŸvurusu reddedilen Necati Karakaya da sözleÅŸmesi iptal edilerek üniversiteden uzaklaÅŸtırıldı. Karakaya çifti, bir kez daha idare mahkemesinin yolunu tuttu. Mahkeme, Rektörlüğün ‘‘huzursuz ve geçimsizdir, dava konularıyla Rektörlüğü ve aldığı cezalarla Hukuk MüşavirliÄŸini meÅŸgul ediyor’’ savunmasına aldırmadan Van'a sürgünle ilgili olarak yürütmeyi durdurma kararı verdi. Altı ay kadar Van'da kalan Muazzez, Konya'ya geri döndü. Mahkeme, 24 Ekim 2001'de de sürgün kararını tümüyle iptal etti. Buna raÄŸmen ana bilim dalı baÅŸkanlığına atanmadı, ders vermesi de engellendi. Yine de yılmayan Muazzez, profesörlük kadrosu alabilmek için 9 Ocak 2002'de yeniden baÅŸvurdu. Bu, profesörlük için verdiÄŸi üçüncü dilekçeydi. 7- DAVALARI KAZANDILAR YA AÅžKLARININ BEDELÄ°!Muazzez umutsuz ÅŸekilde dilekçesinin yanıtını bekliyor. Hálá üniversite lojmanında kalıyor ama bilimsel çalışma yapamaz durumda. Ãœstelik eÅŸi Necati de iÅŸsiz... Hukukun onlardan yana olması, açtıkları davalarda hep kazanmaları da içinde bulundukları durumu deÄŸiÅŸtirmiyor. Rektörlüğe karşı bugüne deÄŸin 17 dava açmış, 12'sini kazanmışlar; dördü de sürüyor. Halen süren davaların biri Necati'nin üniversiteye dönebilmek için açtığı dava. DiÄŸer üçü de Muazzez'in dekan Prof. Dr. Ali Sinan, Bölüm BaÅŸkanı Prof.Dr. Yüksel Aydın ve aynı fakülteden Prof. Dr. Halil BaÅŸ'a karşı açtığı üç tazminat davası. Ama ‘‘birlikte olma kararları’’nın bedelini ağır ödüyorlar. Bu arada son geliÅŸmeler ne derseniz, bitmeyen mücadelenin kahramanları Tüm Öğretim Ãœyeleri DerneÄŸi Genel BaÅŸkanı Prof.Dr.Tahir HatipoÄŸlu, ‘‘YÖKOLOJÄ° DERS KÄ°TABI’’ adlı kitabına konu oldular. Bu arada Konya'da yaÅŸadıklarını koca bir klasör halinde CumhurbaÅŸkanı Necdet Sezer'e gönderdiler. Öğretim Ãœyeleri DerneÄŸi Genel Yazmanı Prof.Dr.Mustafa AltıntaÅŸ da rektörlüğe bir yazı göndererek, yargı kararlarının uygulanmasını istedi.Â
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!