Güncelleme Tarihi:
Kılıçdaroğlu'nun konuşmasından satır başları şöyle:
Fırat Kalkanı’nda şehitlerimizin sayısı 70’i aştı. Az önce El Bab’da şehit olan bir askerimizin ailesini ziyaret ettim. Diyorlar ki Kılıçdaroğlu niye kavga etmiyor? Niye kavga edeyim? Annemden, babamdan kavgayı öğrenmedim. Annem de babam da bana sevgiyi öğretti. Sevgi, barış varken neden kavga edeyim? Çıkıyor iktidar kanadından biri hakaret ediyor yine kavga etmiyor. Bu söylenecek laf mı? Ben benim gibi düşünmeyen insanların da hukukunu, adaletini savunuyorum.
Bugün Türkiye’de hapishanelerde 150’nin üzerinde gazeteci var. Bir insan yazı yazdı, düşüncesini açıkladı diye hapse mi atılır? Hayır değil mi? Elbette hayır diyeceğiz. Çünkü biz ülkemizde demokrasi, insanca yaşam istiyoruz.
KİMİN ÇOCUĞU OLACAK BU?
Anayasa değişikliğinde 18 yaşında milletvekili olacak. Şimdi anneler elinizi vicdanınıza koyun. Sizin çocuklarınıza 18 yaşında milletvekilliği kapılarını açacaklar mı? 18 yaşında vekil olacak, 2 senede emekli olacak, askerlikten muaf olacak. Kimin çocuğu olacak bu? Ankara’daki beylerin çocukları olacak. Peki sizin çocuklarınıza ne olacak? Eksi 35 derece El Bab’a gidecek. Sonra diyecekler ki ne güzel şehit oldu. E o zaman sen gönder çocuğunu askere? Niye askerlikten muaf oluyorlar?
Bana bir Allah’ın kulu çıkıp söylesin, biz 600 milletvekilini şunun için yapıyoruz… Yok öyle bir şey. Milli irade temsil edilecekse yüzde 10 barajının kalkması lazım. O zaman yüzde 1 oy alan partinin de genel başkanı Meclis’e gelir. Biz itiraz etmiyoruz, onlar ediyor. Gelsinler onlar da görüşlerini söylesinler, onlar da tartışsınlar. Belki bizim bir eksiğimiz var, söylesinler.
Bütün yetkileri bir adama vereceğiz diyorlar. Ailede bile bir karar verilirken eşler bir araya gelir. Bir kişi hem cumhurbaşkanı, hem partinin genel başkanı olacak. Tarihte hiçbir zaman bütün yetki bir kişiye verilmemiştir. Osmanlı da bile sadrazam vardı, vezirler vardı.
ATATÜRK'E BİLE VERİLMEDİ BU YETKİLER
Biz cumhuriyetimizi kanla, gözyaşıyla kurduk. Nasıl olur da Mustafa Kemal Atatürk’e bile verilmeyen yetkiler bir kişiye verilir? Sandığa giderken bunu düşünmemiz gerekir.
Benim sorumluluğum kadar sizin de sorumluluğunuz var. Çocuklarımızın geleceği için, mutlu, huzurlu bir Türkiye’de yaşamaları için hayır diyeceğiz.
Ey anneler nereye gideceğini bilmediğiniz bir arabaya, trene, uçağa çocuklarınızı bildirir misiniz? Anayasa değişikliği ile nereye gideceğimiz belli değil. Freni olmayan bir kamyona, otomobile, otobüse biner misiniz? Bu yapılan değişikliğin freni yok. Bir kişi her şeye yetkili. Bir kişi her şeye yetkilisiyle Türkiye felakete doğru yelken açmıştır.
Anneler bu işi yüklendikleri andan itibaren Türkiye’nin tablosu değişir.
Huzurlu bir toplum değiliz, çok kutuplaştık. Neredeyse birbirimize selam vermeyeceğiz. Bundan özenle kaçınacağız. Her evde tencere kaynasın istiyoruz. Her evde bereket olsun istiyoruz. Eğer bir ülkede insanlar huzurlu mudur, mutlu mudur diye bakarsanız bunun dünyada tek ölçüsü vardır. Kadının yüzü gülüyor mu? Türkiye’de bugün nereye giderseniz gidin anneler endişeli, anneler huzursuz, kaygı içinde. Bütün annelerin huzur içinde çocuklarını okula gönderdiği, iş bulduğu bir Türkiye istiyoruz. Bunun birinci ayağı hayır demekten geçiyor.
Hayır çıkarsa kaos olur, toplum gerilir, kavga olur diyorlar. Sakın bunlara inanmayın. Hayır çıkarsa Sayın Cumhurbaşkanı yerinde, Sayın Binali Yıldırım yerinde, TBMM çalışıyor. Herhangi bir sorun yok. Niye kaos olsun? Hangi gerekçeyle kaos? Ama evet çıkarsa dipsiz bir kuyu. Anayasa değişikliğinde başkanın kaç yardımcısı olacak bilen var mı? Ben de bilmiyorum. 50, 100, 1000… Bu başkan yardımcılarının yetkileri ne olacak? Emin olun ben de bilmiyorum. Böyle bir düzen hakça bir düzen midir?