'Diyarbakır'ın vejeteryan kafesi
Güncelleme Tarihi:
Diyarbakır’ın ilk vejetaryen kafesi ‘Gabo’ kapılarını açtı. İsmini Kolombiyalı yazar Marquez’den alıyor. Hedefse “Diyarbakır’da ciğer yenir” algısını değiştirmek.
İSMİNİ yazar Gabriel Garcia Marquez’den esinlenilerek alan Diyarbakır’ın ilk vejetaryen kafesi Gabo, sosyolog Cahit Şahin, mühendis Ertunç Kurupınar ve öğretmenler Hazal Ertaş ile Emin Timur tarafından kuruldu. Diyarbakır’a alternatif tarzda bir mekân açma fikrinin temelleriyse aslında Hakkârili Cahit Şahin’in 2010’da Diyarbakır’a gelmesiyle atıldı. “Caz kafe açmak için kolları sıvadık. Küçük bir mekân alıp ismini ‘Jazzmahal’ koyduk. Çok popüler oldu!” diyen Şahin mekânı 8 ay sonra iyi bir teklif karşılığında devrettiğini söyledi. Ekip, geçen yıl film festivalinde izledikleri ‘Özgürlük Dansı’ filminden etkilenip kolları yeniden sıvadı ve vejetaryen kafe açmaya karar verdi:
‘BATARSINIZ’ DEDİLER
“Diyarbakır denince herkesin aklına ‘ciğer’ geliyor. Bu algıyı değiştirmek istiyoruz. Çorba içmeye gidince bile içinden et suyu çıkıyor. Nihayetinde sadece caz, blues ve soundtrack çalacağımız vejetaryen bir kafe olsun istedik. Her gün çimento ve kum taşıdık ve Gabo’yu açtık.” Geçen ay açılan mekân haftanın her günü 09.00-00.00 hizmet veriyor. Yemekleri Cahit Şahin hazırlıyor. Peki, Diyarbakırlılar vejeteryan mutfağına nasıl bakıyor?
‘DEMİRKUBUZ’U BEKLİYORUZ’
“Yine herkes dalga geçerek ‘Batacaksınız’ dedi” diye gülerek cevaplıyor Şahin, “Ama şu an gelen kitle beklentimizin 3, 4 katı! Bugüne kadar Diyarbakır’da yemek namına insanlara yalnızca ciğer, lahmacun ve pide sunuluyordu. Diyarbakır’da bütün mercimek çorbaları kelle etiyle yapılıyor, ben havuç ve patatesle yapıyorum. Gelenlerin damak tadını değiştiriyoruz. Vejetaryenlik bizim için bir duruş. İlgiden memnunuz. Diyarbakır’da büyük bir Zeki Demirkubuz hayranlığı var. En büyük hayalimiz onu ağırlamak.”
ETOBUR KEDİLER İÇİN TİP-BOX
GABO’nun amacı yalnızca alternatif bir kafe kültürü oluşturmak değil. Cahit Şahin aynı zamanda hayvan haklarına da dikkat çekmek istediklerini anlatıyor: “Bu evren sadece bize ait değil. Mekânda şimdiden kadrolu 6-7 kedimiz var. Kediler vejetaryen olmadığından onlara artık yemekleri veremiyoruz. O nedenle bir ‘kedi tip-box’u koyduk. Duyarlı insanlar katkıda bulunuyor.”