Güncelleme Tarihi:
Diyarbakır'da Hacire Akar, 21 Ağustos 2019'da kaybolan oğlu Mehmet'in (21) HDP'liler tarafından dağa kaçırıldığını belirterek, 1 gün sonra partinin il binası önünde oturma eylemi başlattı. Oturma eyleminin 3'üncü gününde ortaya çıkan Mehmet Akar, mahkemece ev hapsiyle cezalandırıldı. Oğluna kavuşup, eylemine son veren Hacire Akar, çocukları kaçırılan ailelere de çağrıda bulundu. Akar'ın evladına kavuşması ve çağrısıyla harekete geçen çocukları kaçırılan aileler, 3 Eylül 2019'dan itibaren HDP İl Başkanlığı binası önünde oturma eylemi başlattı. Eylem Diyarbakır ile de sınırlı kalmadı. Hakkari, Şırnak, Van, Muş ve İzmir gibi şehirlerde de çocukları kaçırılan aileler, HDP binaları önüne giderek eylem yaptı. Evlat nöbeti, ülke sınırlarını da aşarak Almanya'nın Başkenti Berlin'de, terör örgütü tarafından kaçırılan kızı Nilüfer için eylem yapan Maide Türemiş ile devam etti. Evlat nöbetine birçok siyasi parti ve sivil toplum kuruluşu da destek vererek, zaman zaman aileleri ziyaret etti.
'ANNE YÜREĞİNDEN DAHA GÜÇLÜ BİR SİLAH OLMADIĞINI GÖSTERDİNİZ'
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun telefonundan ailelere seslenerek, "Diyarbakır'daki yüreği yanık anaların her birine şahsım, eşim ve milletim adına teşekkür ediyorum. Evlatlarını veya yakınlarını terör örgütünden kurtaran anneleri tebrik ediyorum. Hala bu mücadeleyi sürdüren annelerimizin de bir an önce evlatlarına veya yakınlarına kavuşmalarını diliyorum. Sizler terör örgütüne ve onun güdümündeki partiye Diyarbakır'dan çok önemli bir mesaj verdiniz. Bu ülkenin cesur ve dirayetli anneleri olarak onlara boyun eğmeyeceğinizi gösterdiniz. Evlatlarınıza veya yakınlarınıza kavuşmak için verdiğiniz bu eşsiz mücadeleyi en başından beri takdirle takip ediyoruz. Mücadelenizin her aşamasında İçişleri Bakanımızla ve diğer arkadaşlarımızla birlikte yanınızda yer aldık. Bundan tam 1000 gün önce başlayan mücadeleniz, eşine az rastlanır bir evlat sevgisi, merhamet ve azim destanı olarak şimdiden tarihe altın harflerle yazıldı. Terör örgütü artık meydanın boş olmadığını bildiği için evlatlarınıza öyle kolayca kanca atamıyor. Örgütün güdümündeki parti de bu alçak plana pervasızca aracılık yapamıyor. Şahsım, ülkem ve milletim adına sizlere ne kadar teşekkür etsem azdır. Sizler anne yüreğinden daha güçlü bir organizasyon, daha güçlü bir silah olmadığını ispatladınız. Bütün dünya teröristlerin yanında yer alsa da annelerin kalplerindeki sevgi ve gözlerindeki kararlılıkla karşılarına çıkması o hainlerin tüm dengelerini bozmaya yetti. Kandırılarak dağlara götürülüp, istismara maruz bırakılan ve ölüme sürüklenen her bir evladımızın sızısını yüreğimizde hissediyoruz" dedi.
'GÜVENLİ KORİDORU EN KISA ZAMANDA TAMAMLAYACAĞIZ'
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, konuşmasının devamında şunları söyledi:
"Diyarbakır'da ve diğer şehirlerimizde annelerin verdiği mücadeleyi sınırlarımız ötesindeki harekatlarımızla tamamlıyoruz. Örgüte katılımın neredeyse sıfır düzeyine inmesinde güvenlik güçlerimiz ve askerlerimizin operasyonları kadar, sizlerin de mücadelesi etkili oldu. Artık çocuklarımızı kandıramayan, mevcut elemanlarını saflarında tutamayan terör örgütünün faaliyet sahalarını da birer kapatıyoruz. Sınır boyunca adım adım kurmakta olduğumuz 30 kilometre derinliğindeki güvenli koridoru inşallah en kısa sürede tamamlayacağız. Böylece çocuklarımızı kandırıp, dağa götüren mekanizmayı tamamen ortadan kaldırmış olacağız. Bu ülkenin Diyarbakır annelerine çok büyük şükran borcu var. Bu milletin Diyarbakır annelerinin mücadelesinden alacağı çok ders vardır. İnşallah bu tablo nesiller boyu kulaktan kulağa aktarılarak, geleceğimizi aydınlatan bir ışığa dönüşecektir. Bir kez daha her birinize teşekkürlerimiz sunuyor, evlatlarınıza ve yakınlarınıza kavuşmanızı diliyorum."
'BU ANNELER BÜYÜK BİR DEĞİŞİM BAŞLATTI'
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu da, burada yaptığı konuşmada, evlat nöbetindeki ailelerin önünde saygıyla eğildiğini ifade ederek, şöye konuştu:
"1000 gündür terör örgütüne insan kaynağı sağlayan bir siyasi partinin önünde bütün dünyaya haykıran, terör örgütünün bugün tamamen aracı ve aparatı olmuş bir siyasi partinin önünde itirazını dile getiren ve annelik duygusunun, babalık duygusunun nasıl bir yüce duygu olduğunu, insanı korkudan uzak tuttuğunu, ona ulaşmak için bütün engelleri yıkmak istediğini ortaya koyan ve birbirlerine tutunan, birbirlerinin acı hatırlarını dinleyen, gözyaşlarını içine akıtan ama bir gün olsun terör örgütünü bitirmekten vazgeçmeyen, evlatlarını isteyen Diyarbakır annelerinin huzurunda saygıyla eğiliyor, annenin ne demek olduğunu bir kez daha dünyaya hatırlatan annelere müteşekkir olduğumuzu, bu ülkede terörden dolayı evlatlarını kaybeden anneler ve babalar adına bu başkaldırılarının tarihi bir süreç olduğunu bir kez daha huzurunuzda eğilerek ifade etmek istiyorum.