Güncelleme Tarihi:
Diyarbakır'ın Eğil İlçesi'nde 103 haneli bir köy. Resmi kayıtlarda Gürünlü diye geçerken, köylüler Birsin diyor. Bu köyü diğer köylerden ayıran özelliği ise eğitim düzeyi ve okuma aşkı. Köyün yüzde 100'ü okuma yazma biliyor. Peki nereden geliyor bu okuma aşkı? 1949 yılında muhtarın öncülüğünde, kadınıyla yaşlısıyla köylüler seferber olup kendi imkanları ile köyde Gürünlü İlkokulu'nu inşa ediyor. Herkes okula taş ve çimento taşıyor. İnşaat bittikten sonra okul için araç gereçler de tamamlanıp 15 öğrenci buraya kayıt yaptırıyor. Sputnik'ten Sertaç Kayar'ın haberine göre, ilkokula kaydı yapılan 15 öğrenci de mezun olup öğretmen oluyor. Bu başarının ardından adeta köy sakinlerinin dünyaya bakışı değişti. Tarım arazisinin yetersizliği dolayısıyla gelir seviyesi düşük olan köylüler, çocuklarının okuması için okula devamlılıklarını sağladı. Bu sayede aradan geçen 69 yılda aralarında akademisyenlerin de yer aldığı 500'ü aşkın üniversite mezunu yetiştirdi.
Köyün muhtarlığını yapan Ergül Tekeş İktisat Fakültesi mezunu. “Köyde okuma yazma bilmeyen yok” diyen Tekeş şöyle devam etti: “Köyde 16 çocuk ana sınıfına, 110 çocuk köydeki ilköğretim okuluna, 40 öğrenci Ergani ve Eğil’deki liselere gidiyor. Köyden 60 kişi de Türkiye’nin değişik üniversitelerinde eğitim görüyor. Gürünlü'de çocukları tarlaya değil, okula gönderme yarışı var. Ben de İktisat mezunuyum. Çobanlık yapan gençlerimiz de üniversite mezunu. Bizim için her şeyden önce eğitim geliyor. Biz de kız erkek ayrımı yok, herkes okuyor.”
Köylülerin okuma aşkı Türkiye sınırlarını da aştı. Mezun olanlardan kimisi Avrupa ülkelerinde bürokrat, kimisi de NASA’da uzman oldu. Okul arşivini evinde saklayan muhtar Tekeş “Şuana kadar 83 doktor, yüzlerce hemşire ve öğretmen bu köyden çıktı. ABD'de NASA'de görev alan uzman bile çıkardık. İsveç’te milletvekilliği yapan bile var. Bizim üniversiteye giden öğrenci sayımız ilçemiz olan Eğil’den daha fazla. Eğitimden dolayı köy sürekli göç veriyor. Göç edenler köy ile irtibatını kesmiyor. Hepsi ile görüşüyoruz ve köye destek oluyorlar. Bir hastamız olduğunda ilk başta ne yapmamız gerektiği konusunda doktor olanları, elektrik ile ilgili bir sıkıntıda mühendislerimizi arıyoruz” şeklinde konuştu.
Köyde genç sayısı baya az. Kafkas Üniversitesi’nden Hemşirlik mezunu Berat Kaplan adlı genç çobanlık yaptığı köye hemşir olarak geri geldi ve şuan atanmayı bekliyor. Hayvancılıkla uğraşmaya devam eden Kaplan, “Bizden öncekilerden böyle gördük. Onlar okudu, biz de onlara özendik ve yollarından gittik. Bizim ailemiz ve çevremiz bizi teşvik ediyordu. Zor oldu ama isteyince insan başarabiliyor. Anne ve babamız en zor şartlarda bizi okuttu ve destek oldu. Onların sayesinde bu noktaya geldim” dedi.