Güncelleme Tarihi:
ANADOLU'nun en eski ve büyük camilerinden biri olan Diyarbakır'daki Ulu camii, 1115 yılında yaşanan bir yangında büyük bir bölümü tahrip olmasına rağmen görkemli, ihtişamlı yapısıyla günümüze kadar ulaşabildi.
İslam orduları 639 yılında Diyarbakır'ı fethettikten sonra, kent merkezinde bulunan Mar-toma kilisesinin ilk etapta üçte birini, daha sonra tamamını camiye çevirerek Ulu camii ismini verdi. Diyarbakır'ın Büyük Selçuklu İmparatorluğu topraklarına katılmasından sonra Vali, 1090 yılında yıkılmaya yüz tutmuş olan camiyi Sultan Melikşah'ın buyruğuyla onardı. Bu onarıma ait bilgiler bir yazıtta toplandı.
Ulu camii için 1115 yılı uğursuzluk getirdi. Bu yılda kent merkezinde yaşanan deprem ve yangında camii büyük hasar gördü, taş kemerler ile bütün damları kaplayan kubbeler yıkıldı. Bundan sonra caminin şimdiki halini aldığı, içinden çıkarılan eski renkli mermer veya kara taştan sütunlar ile korint biçimindeki yapraklarla süslü başlıklar ve üzüm dallı süslerin ulu camii avlusunun Batı, Doğu ve Kuzey yanlarında kurulan kütüphane ve medreselerin avluya bakan yüzlerini süslemede kullanıldığını kitabelerden öğreniyoruz.