Güncelleme Tarihi:
Yakın zamana kadar terörün en acı biçimini yaşadı Diyarbakır. Havanın kararmasıyla ıssızlığa gömüldü sokaklar. Nereden geldiği belli olmayan bir kurşunu, sokak ortasında kaçırılmanın ne olduğunu, uzun yıllar içinde öğrendi. Ağıtlara alıştı. Ama terör durdu artık. Şimdi kaygılı bakışların, gergin yüzlerin yerini gülümseme aldı. İnsanlarla birlikte caddeler de gülümsüyor. Kaldırımlar, rengarenk ışıklar ve rengarenk moda giysilerle doldu. Birbiri ardına uydu kentler, siteler inşa edildi. Çarşı, pazar, ticaret canlandı. Önce PKK ve PKK'yı altetme sonra da Hizbullah terörü, Diyarbakır'da sona erdi. Şimdi geçmiş değil, geleceği düşünüyorlar. Devletten yatırım ve daha güzel günler için destek bekliyorlar.
YAŞLILAR DA PİZZAYI SEVDİ
Geçmişteki güzel günlerinde Diyarbakır'ı ‘‘Güneydoğu'nun Paris'i’’ olarak adlandıran Diyarbakırlılar, yeniden bu benzetmenin canlanmasından dolayı mutlular. Gelenekselle moderni birarada, keyifle yaşıyorlar. Lahmacundan elbette vazgeçmiyorlar. Ama eski tabelayı yenisiyle değiştirmekte de tereddüt etmiyorlar: ‘‘Always Lahmacun’’, ‘‘Land Pizza’’, ‘‘Milano Pastanesi’’. Diyarbakırlı yüzünü, geleceğini Batı'ya çevirmiş. Cafe'lerde, pizzacılarda tek başına oturan kadınlar, çok rahat. Başını kaldırdığında kem bakışla karşılaşmayacağından emin çünkü. Sevgililer, nişanlılar elele dolaşıyor. ‘‘Green House’’un dik merdivenleri, yerini yürüyen merdivene bırakmak üzere. Çünkü yaşlılar da pizzayı çok sevdi.
Diyarbakır'da birbiri ardına yeni yerleşim yerleri ve alış veriş merkezleri açılıyor. Ekim ayında açılan ve kiralanan mağazaları hızla artan Diyar Galeria, kentin gurur abidesi gibi. İstanbul'daki Ak Merkez ya da Capitol'ü aratmayan Diyar Galeria'da yok, yok. Fin hamamı, sıcak sulu yüzme havuzu, güzellik salonu, fast-food, cep sinemaları, eğlence merkezi, bowling, internet cafe, ünlü markaların satışa sunulduğu mağazalar... Yakında Vakko ve D&R de gelecek Diyar Galeria'ya.
DEPREM GÖÇÜ YARADI
Diyar Galeria Müdürü Adil Çaşka, ayrıntılı bilgi veriyor: 6 trilyon liraya mal olan bu dev kompleksteki 180 mağaza, metrekaresi dokuz ile 15 dolardan kiraya veriliyor. Rezidansların sayısı ise 130. Dubleks olan bu daireler, 100 bin dolardan başlayan fiyatlarla satılıyor. Adil Çaşka, Diyarbakır'daki bu olumlu değişimi, iki nedene bağlıyor. Gölcük depremi ve terörün sona ermesi. Çaşka İstanbul, İzmit ve Bursa'daki Güneydoğu asıllı işadamlarının, deprem sonrası Diyarbakır'da yatırıma yöneldiklerini, bunu kente gelen huzurun hızlandırdığını anlatıyor. Diyar Galeria'da Batı'dan gelen 20 işadamının işyeri kiralamasını örnek veriyor. Diyarbakır'da içmimarlık ve dekorasyon bürolarının az sayıda olması nedeniyle birçok mağazanın sırada beklediğini söylüyor.
Adil Çaşka, Şeker Bayramı'nın üç gününde toplam 25 bin kişinin Diyar Galeria'ya geldiğini anlatıyor. Haftasonlarında Mardin, Şırnak, Siirt, Elazığ, Batman ve ilçelerinden minibüsler kiralayarak gelenler olduğunu söylüyor. ‘‘Diyar Galeria, sadece Diyarbakır'a değil, tüm Güneydoğu'ya hitap ediyor. Genç nüfusumuz, güneşimiz, suyumuz, huzurumuz, 576 bin hektar ekilebilir toprağımız var. 26 medeniyet yaşamış bu toprakta. Osmanlı'nın darphanesi buradaydı. Diyarbakır, Güneydoğu'nun merkezi. Bütün yollar Diyarbakır'a çıkıyor.’’ Adil Çaşka, devletten acil olarak neler beklediklerini de anlatıyor: ‘‘Olağanüstü Hal Bölge Valiliği kaldırılarak, Güneydoğu'daki ekonomiden sorumlu bakanlığa bağlanmalı.’’
ROCK MARKET
Diyarbakırlı Adil Çimen, Rock Marketi'ni açalı dört yıl olmuş. Gitar, bateri, tumba ve siparişle klavye getirerek satıyor. Gençlere gitar dersi veriyor. Bu gençlerin tümü Diyarbakırlı. Haftasonlarında ise Mardin'den, Kızıltepe'den gitar dersi almak için gelenler var. Çimen, şimdi üst katı stüdyoya dönüştürmek için hazırlanıyor. Diyarbakır'ın geleceğinden, gençlerin umutlu olduğunu söylüyor. ‘‘Ama büyüklerimiz tıka basa dolu kahveleri görsün. Köyde terör bitti ama sokakta mendil satan küçük çocuklar var. Gelecekleri ne olacak?’’
Devlete güven geldi
Diyarbakır Emniyet Müdürü Gaffar Okan, Emniyet'in Diyarbakırlı gözündeki imajını çok değiştirdi. Halk, devletle özdeşleştirdiği Emniyet'e güvenini artırdıkça, devlete de güveni artıyor.
Gaffar Okan, boşaltılan köyler nedeniyle aşırı göç alan Diyarbakır'da hızla artan sokak çocuklarıyla da ilgileniyor. Her öğlen 100 yoksul çocuğa yemek veriyor. Hem de Çevik Kuvvet Müdürlüğü'nün bahçesinde.
Trafik polisinden devriye ekibine kadar polis memurları, Diyarbakırlılar'a güler yüzle yaklaşıyor. Okan, Türkiye'de bir ilki gerçekleştirdi: İki minik otomobil, beyaz ve maviye boyandı. Yunus üniformalı kadın polisler, direksiyonda. Yanlarında yine aynı kıyafette iki kadın polis daha. Otomobilin biri, ‘‘Yaşlılara yardım’’, diğeri de ‘‘Çocuklara yardım’’ için 24 saat Diyarbakır sokaklarını turluyor.
Yürümekte güçlük çeken ya da ağır yük taşıyan yaşlıları alıp, adreslerine bırakıyorlar. Diğer otomobil de her gün ortalama olarak kaybolan 25 çocuğu buluyor. Ev adresini bilen çocukları evlerine, bilmeyenleri de semt karakoluna teslim ediyor.