Diyanet'ten Meclis'e rapor: İslamofobik gettolaşma
Güncelleme Tarihi:
Diyanet İşleri Başkanlığı, batı ülkelerinde İslam düşmanlığını inceleyen Meclis komisyonuna İslamofobi raporu sundu. İslamofobinin İslam adına yapılan terör yüzünden giderek arttığını belirten Diyanet Dış İlişkiler Genel Müdürü Halife Keskin, “Müslümanlar dışlanıyor. Gettolaşma ile karşı karşıya kalıyorsunuz” dedi ve şu değerlendirmeleri yaptı:
ARTIK ENDÜSTRİ
“2000’li yıllardan itibaren artık İslamofobi’nin bir endüstrisi oldu. Bugün yapılan bir araştırma sadece ABD’de İslamofobik faaliyetlere 200 milyon doların üzerinde bir fonun aktarıldığını gösteriyor değişik kuruluşlar tarafından ki; bu çok önemli bir meblağ.
ÜNİVERSİTE % 1
Yüzde 7.5’lara ulaşmış Müslüman nüfus Avrupa’da birçok alanda ikinci sınıf vatandaş muamelesi görüyor. Mesela eğitime baktığınızda bu yüzde 7.5 olan Müslümanların ortaokula kadar hemen hemen hepsi bir şekilde kolejlere kadar eğitimden istifade ediyorlar ama üniversite safhasına geldiğinde yüzde 1’lere düşüyor. Yani eğitilmiş Müslüman nüfusu yüzde 1’lere kadar düşüyor, bazı ülkelerde daha da düşük.
MARJİNALLEŞME
Hollanda’da genel işsizlik yüzde 4.5-5 vardır. Türk nüfus arasında yüzde 12-13’lerdedir, genç nüfus arasında yüzde 17-20’ye kadar çıktığı yerler var. Hollanda’yı örnek vermemin sebebi İslamofobik tavırlar açısından en düşük olan yerdir İngiltere ve Hollanda... Tabii sosyal marjinalleşmeyi getiriyor bu hadiseler. Yani eğitimden dışlanıyorsunuz, iş hayatından dışlanıyorsunuz, bu sefer Müslümanlar sosyal hayattan da dışlanmış oluyorlar. Tabii karşı bir suçlamayla, gettolaşma ile karşı karşıya kalıyorsunuz.
DOMUZ KANI DÖKÜYOR
Bugün Avrupa ülkelerinde 9 bin civarında cami var. Bu son yılda Almanya’da 46 camimize saldırı olmuş. Bütün camileri dahil edersek 146 saldırı var. Genellikle camilerimize domuz kafasının konulması, kundaklama girişimleri veya duvarlarına ırkçı söylemlerin, gamalı haç çizilmesi gibi hadiselerden bahsediyoruz. Cami inşaatı başlatmışsınız gidip temeline domuz kanı döküyor ki burası Müslümanların nazarında kötü bir mekan haline dönüşsün, namaz kılınmaz bir mekan haline gelsin diye, tabii herhangi bir anlamı yok.
TRAFİKTEKİ ‘TEHLİKE’
2015 sonlarında Belçika’da bir Katolik kolej, etekleri dizlerinden aşağıya geliyor diye 30 kız öğrenciyi okuldan uzaklaştırdı. Belçika’da sürücülerin başörtüsünü yasaklamak için kanun teklifi vermişlerdir. Gerekçeleri enteresandır: ‘Kulak kapalı olduğu için dışarıdaki sesleri duymaz ve trafikte tehlike oluşturur başörtülüler’ diye. Kabul edilmiş değil şu anda. İslam karşıtlığı, antisemitizm gibi bir suç olarak Avrupa hukukuna girerse sanıyorum bunların önlenmesi biraz daha kolay olacak.
TEMELİNDE TERÖR VAR
Kamusal alanda bu tür sınırlamaların iyice yaygınlaşmasının, artık meclislerde bile Müslümanların aleyhinde yasa çıkabilecek hale toplumun getirilmesinin temelinde maalesef, malumunuz olduğu gibi terör eylemlerinin olumsuz etkileri var. İşte, Suriye’de ya da Irak’ta ne olduğu belli olmayan insanlar bir kişinin kafasını kesiyor din adına kendilerince. Daha önce sadece bir entegrasyon hadisesi olarak görüyorlardı. Mesela Almanya’da bir köylü şehire geldiğinde uyum sağlaması için neler gerekiyorsa onun önünü açan yasalar vardı, bizim için de aynı hususu gözetiyordu devletler. En son Fransa’da olan olaylar, Belçika’da havaalanındaki patlama sonunda Müslümanlarla ilgili artık o ülkenin yöneticileri bunu bir güvenlik meselesi olarak ele alıyorlar.”