Diyanet’ten cevap geldi

Güncelleme Tarihi:

Diyanet’ten cevap geldi
Oluşturulma Tarihi: Eylül 14, 2004 18:07

30 Ağustos tarihli bir yazıda sormuştum, mealen “Cenaze namazında imam ‘Nasıl bilirdiniz?’ diye sorduğunda, ‘iyi’ bilmiyorsak ne yapacağız? ‘Kötü bilirdik’ demek yakışmaz ölünün ardından, ‘İyi’ desek, yalancı şahitliğe girer... Ee, ne yapacağız?” Diyanet İşleri Başkanlığı’ndan cevap geldi.

Haberin Devamı

Şöyle sormuştum (30 Ağustos) :

Geçenlerde bir cenaze sırasında yine aklıma takıldı.

Diyelim ki müteveffa, hayatı boyunca bir kere bile camiye gitmemiş, namaz kılmamış, tek bir dua bile bilmeyen, zındık, içkici, zamparanın biri(ydi) Allah rahmet eylesin!

Hasılı dinle, imanla uzaktan yakından ilgisi yoktu!

Cenaze namazında hoca sorar: “Merhumun iyi bir Müslüman olduğuna, Allah’a, Meleklerine, Kitaplarına iman ettiğine şahadet eder misiniz?”

Cemaat hep bir ağızdan cevap verir: Ederiz!

Sonsuz mağfiretiyle (bu kelimenin Türkçesi de “yarlıgama” imiş, bir tuhaf) Allah, bu kadarcık yalancı şahitliği hoş görüyor demek ki...

*

Şaka bir yana, aşağıdaki soruyu (beni okumazlar, onun için internet sitesine de göndererek) Diyanet İşleri Başkanlığı’na da sordum:

Cenaze namazında niye böyle sorulur? Sorunca, cemaat zor durumda bırakılmaz, "yalancı şahitliğe" itilmez mi?

Diyeceksiniz ki, er kişi / hatun kişi ölmüş, namaz için üstüne durulmuş, sen “İyi bilirdim, iyi bir Müslümandı” de, Allah kullarını bilir, kimin iyi Müslüman olduğuna karar vermek kula mı kalmış?

E, o zaman niye kulun şahitliği istenir?

Bu suale (bile bile) ne cevap verilir?

Vallahi ciddî soruyorum...

*

Sağ olsunlar, Diyanet İşleri Başkanlığı yetkilileri sualime cevap göndermişler. Şöyle diyorlar:


Sayın Serdar DEVRİM

Cenaze Namazı kılındıktan sonra imamın cemaate, namazı kılınan ölü hakkında “Merhumu nasıl bilirsiniz” sorusu, cemaatin ölü hakkında hüsn-ü şahadette bulunmaları için yapılmaktadır

Buhari'nin Enes b. Malik (r.a.)'den naklettiğine göre, Rasûlüllah (s.a.v.)'in arkadaşları (sahabe) bir cenazeye rastladıklarında onun iyiliğinden söz etmişler, Rasûlüllah (s.a.v.) de "vacip oldu" buyurmuştur. Başka bir zamanda diğer bir cenazenin de kötülüklerinden bahsetmişler, Rasûlüllah (s.a.v.) yine "vacip oldu" buyurmuştur. Hz.Ömer; "Ey Allah'ın Rasûlü vacip olan nedir?" diye sorunca: "Birinin iyiliğini söylediniz, ona cennet vacip oldu. Diğerinin kötülüğünü söylediniz, ona da cehennem vacip oldu. Siz, yeryüzünde Allah'ın şahitlerisiniz" buyurmuştur (Buhari, Cenaiz, 85; Müslim, Cenaiz, 60; Tirmizi, Cenaiz, 63; Nesai, Cenaiz, 50; İbn-i Mace, Cenaiz, 20; A.b.Hanbel, II, 261, 499, 528).

Bu hadis-i şerif, Müslümanlar arasında iyi intiba bırakmış ve hayırla anılan kimselerin arkasından iyi sözler söylenmesi sebebiyle Allah'ın rahmetine kavuşacaklarını; kötü intiba bırakan ve kötülüğü ile anılan kişilerin de Allah'ın cezasına çarptırıldıklarını ifade etmektedir. Şüphesiz bu, o kişiyi bilip tanıyan kimselerin şahadetidir. Bilip tanımayan kimselerin "iyi" veya "kötü" demelerinin Allah katında bir değeri yoktur. Şu hale göre: Cenaze namazından önce veya sonra, "bu kişiyi nasıl bilirsiniz?" diye soru sorulursa: İyi olarak bildiğimiz kişilere "iyidir" diye şahitlik edilir. Kötü olarak tanıdıklarımız için ise, susmak uygun olur. Tanımadığımız kimseler için ise, "Allah rahmet eylesin" denilebilir.

DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI

Haberin Devamı

*

Yani, anladığım doğruysa:

- İyi biliyorsan, “İyi bilirdik” diye şahitlik yap!
- Kötü biliyorsan, söyleme, sus!
- Tanımadıkların için de “Allah rahmet eylesin!” demekle yetin...

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!