Güncelleme Tarihi:
7 İLDE BAŞLADI
Ağrı, Bitlis, Gaziantep, Konya, Mardin, Muş ve Şanlıurfa’da başlayan proje, Diyanet İşleri Başkanlığı Aile ve Dini Rehberlik Daire Başkanlığı’nca yürütülüyor. Ailelere Hz. Muhammed’in eğitime verdiği önem anlatılarak farkındalık oluşturulmaya çalışılıyor.
Öncelikli hedef kitlenin, çocukların eğitimi konusunda karar verici olan ebeveynler, nihai faydalanıcılarının ise çocuklar ve sonraki nesiller olduğuna değinen Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Huriye Martı, şunları söyledi:
KIZLARIN OKUTULMAMASI SOSYAL SORUN
“Kız çocuklarının eğitimini din eğitimi veren bir kurum olarak çok önemsiyoruz. Çünkü eğitim her insan için vazgeçilmez bir haktır ve çocuğun haklarını korumakla sorumlu olan anne babalar çocuğa bu hakkı verecektir.
Diyanet İşleri Başkanlığı olarak sosyal problemlere yönelik dinin temel referanslarından çözüm üretmek gibi bir sorumluluğumuz var.
Çocukların okuldan mahrum edilmesi, eğitime katılamayışı, özellikle kız çocuklarının eğitimden mahrum bırakılması ciddi bir sosyal sorun. Dinimizin temel referanslarına baktığımızdaysa bunun hiçbir zaman tasvip edilmediğini görüyoruz.
Dolayısıyla Müslüman bir toplumda, çocuklarını dini olduğunu zannettikleri bir takım bahanelerle, aslında gelenekten gelen ve biraz da törenin bağladığı gerekçelerle okula göndermeyen anne ve babalara bunun dini bir dayanağının olmadığı konusunda bilgi veriyoruz.
EĞİTİLMEZSE HURAFEYE İNANIR
Öncelikle 7 ilimize hem kadın hem de erkek din görevlilerimizden gruplar gönderdik. İllerimizde farklı alanlarda farklı muhatap kitlelere yönelik sohbetler ve eğitimler yaptık.
Bu farkındalık çalışmalarının sadece camide yürütülmesini istemiyoruz, çünkü cami cemaati belirli bir kitle, onun dışına çıkmak istiyoruz.
Bu nedenle kahvehane sohbetleri yaptık. Her ilimizde en az 4 kahvehaneye giderek vaizlerimiz, başkanlık uzmanlarımız, kız çocuğunun okutulması, eğitilmesi yönünde Peygamber Efendimizin kendi döneminden başlamak üzere ne kadar büyük bir seferberlik, ne kadar ciddi bir atılım başlattığını, cehaletin toplumun geleceğinde nelere mal olduğunu anlatan kıymetli toplantılar yaptılar.
Kahvehane sohbetleri her seferinde ciddi bir ilgi ile karşılandı. Aile Destek Merkezlerinde de sohbetlerimize devam ettik. ‘Çocuğumu asla okutmam’ diyen aileleri ziyaret ettik. Yerel televizyon ve radyo programlarında, fabrika ve organize sanayi bölgelerinde (OSB) bilgilendirme yaptık.
Cuma vaazlarında bu konuya yer verdik. Toplumun cehaletle iyiye doğru gitmeyeceğini, bir kız çocuğunun eğitilmediği zaman, doğruyu vermediğin zaman mutlaka hurafeye, yanlış sapkın düşünceye, gereksiz boş düşüncelere meyil edeceğini anlattık.
KIZ ÇOCUĞU UCUZ İŞ GÜCÜ DEĞİLDİR
İslam bilgi dinidir, ilim dinidir ve cehaletin düşmanıdır. Bir Müslüman’ın aile fertlerinden herhangi birini cahil bırakması söz konusu olamaz. Bir kız çocuğunun ucuz iş gücü olarak görülüp herhangi bir şekilde tarlada, bağda, bahçede ya da ev işlerinde kullanılmak üzere eğitimden alıkonulması dinimizce uygun değil. Bir kız çocuğu kendisini evlilik için yeterli göreceği, anne olmak için hazır olduğu, eş olma yükümlülüğünü üstlenebileceği, kanuni sınır yaşına kadar hiçbir şekilde zorla evlendirilemez.
Eğitimden de kendi talebi olmaksızın, zorunlu eğitim dışındaki -üniversite eğitimden bahsediyorum- alıkonulamaz. Peygamber Efendimizin de bunu istediğini, kendi eşini (Hafsa’yı) bile okuma yazma öğrenmesi konusunda teşvik ettiğini anlatıyoruz.
Sohbetlerimizde bu mesajları veriyoruz. Kız çocuklarını okutmamak için sıklıkla karşımıza çıkan bahane şu: ‘Kendi okumak istemiyor, kendisi gitmek istiyor işe.’
Çocuk aslında aileye yardımcı olduğunu düşünerek heveslenip, bir şekilde cesaretlenip işçi olarak çalışmayı kabul etse bile aile buna izin vermemeli. Çocuk o yaşta kendi ufkuyla, kendi kazanımlarıyla geleceğini göremez.
Bunun olumsuz sonuçlarını anlatıyoruz.”
SON 24 SAATTE YAŞANANLAR