Güncelleme Tarihi:
Diyarbakır 2. İdare Mahkemesi’ne DİB tarafından gönderilen savunmada Kulp Karaağaç Köyü Kuran Kursu’nun 2011 yılında açıldığı, iki yıl sonraki denetimde olumsuzluğa rastlanmadığı ifade edildi. Kursa 4 Eylül 2015’te Faruk Işık adlı öğreticinin atandığı, 28 Eylül’de de eğitime başlandığı belirtildi. Kursun 16 Kasım 2015’te ilçe müftüsü tarafından denetlendiği ve olumsuzluk görülmediği anlatıldı.
Kursun ‘C’ grubu denilen, gündüz eğitim vermek üzere açıldığı belirtilerek, “Yoğun talep neticesinde yatılı açılabilmesi hususunda fiziki şartların iyileştirilmesi yoluna gidilmiş ise de henüz ‘B’ grubu statüsüne girmemiş, kursa yatılı öğrenci alınması idarenin bilgisi ve müdahalesi dışında gerçekleşmiştir. Dava konusu olay görevli personelin tamamen kişisel kusuru ile sebebiyet vermiş olduğu bir olaydır” denildi.
Binanın köye ait olduğu, gündüz hizmet vermek üzere tahsis edilen sınıfın DİB’e ayrıldığı savunularak, “Binanın diğer üniteleri ve bina üzerindeki tasarruf yetkisi başkanlığımıza bırakılmamıştır. Bu yerle ilgili gerçek kişi veya tüzel kişiler tarafından bu yetkiler kullanılmıştır. Bu sebeple başkanlığımızın bir sorumluluğu sözkonusu değildir” denildi.
Işık’ın mevzuatın yüklediği ödev ve sorumluluğun dışına çıktığı, hizmetinin usul, esas ve gereklerine aykırı davrandığı ve görev kusuru işlediği kaydedildi.
Bu savunmasına rağmen DİB’in Işık’ın görevden uzaklaştırılmadığı, halen Konya’nın Hüyük ilçesindeki bir yurtta görevli olduğu anlaşıldı.
Işık ve beş sanık, Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesi’nde ‘taksirle birden çok kişinin ölümüne sebebiyet vermek’ suçundan yargılanıyor. Işık, yargılama kapsamında verdiği ifadede, göreve başladıktan iki hafta sonra yatılı Kuran kursu açmak için müftülüğe başvurduğunu, müftünün yurda gelip gerekli standartları bildirdiğini söyledi. Kalorifer sistemini yenilediğini ve yatılı kurs izni için başvurduğunu anlattı.
Karaağaç Kuran Kursu’nda 1 Aralık 2015 gecesi yurdun ikinci katıda çıkan yangında Nur Muhammed Bayka, Mehmet Bingöl, Suat Çankaya, Serhat Sancar, Şahin Kahraman ve Sabahattin Altun adlı altı çocuk yanarak ölmüştü.