Güncelleme Tarihi:
Aydın, yaptığı açıklamada, toplumda zaman zaman aile içinde de yaşanan taciz ve tecavüz gibi cinsel istismarların eğitimsizlikten kaynaklandığını ifade etti.
Kur'an-ı Kerim'de “beşikten mezara kadar mutlak bilim ve bilgi” önerildiğini belirten Aydın, ancak ona inanan insanların bilimi, bilgiyi ötelediklerini ifade etti.
Sonuçta hiçbir işini bilimle, bilgiyle yapmayan bir topluluk haline gelindiğini kaydeden Aydın, ebeveynlerin kendi anne babalarından öğrendikleri bilgilerle çocuklarını eğitmeye çalıştıklarını dile getirdi.
Aydın, şöyle devam etti:
“Öyle bir toplumda yaşıyoruz ki bizim atalarımızdan, babalarımızdan devraldığımız anne babalık bilgi ve becerileri hiçbir işe yaramıyor. Çünkü onlar devrini geçirmiş durumda. Atalarımız kapalı toplumda yaşıyorlardı, biz bugün açık, çoğulcu toplumda yaşıyoruz. Bu toplumda bizim çocuklarımızın yüz yüze kaldığı sorunlar, babalarımızın çocukluklarında yüz yüze kaldıkları sorunlara hiç benzemiyor. Bugün biz anne babalar olarak aslında iflas etmiş durumdayız. Bizde annelik babalığa dair birtakım bilgi ve beceriler var ama hiçbiri işe yaramıyor, tedavülden kalkmış. Çocuğun kişilik ve bilinç gelişiminde ilk 6 yıl çok önemli ama biz bunu da aileye havale etmişiz. Ailenin hali de bu. Eğitimsizlik, bilgisizlik, bilimin egemenliğinden uzak oluş bizi mahvediyor.”
“ÇOCUK İSTİSMARINI İSLAM'A ONAYLATAMAZSINIZ”
Türkiye'de bugüne kadar bilim ve bilgi çerçevesinde bir cinsellik eğitimi yapılmadığına işaret eden Aydın, okullarda kültürel, dini değerleri çok iyi bilen uzmanlar tarafından öğrencilere cinsellik eğitimi verilmesi gerektiğini söyledi. Okullarda cinsellik eğitimi verilmesi için yeterli uzmanların bulunamaması halinde, öğrencilere konunun seminerlerle verilebileceğini kaydeden Aydın, “Cinsellik eğitimini okullarda ehliyetsiz insanlar ders olarak vermeye başlarsa, bu defa o ders bizzat problem kaynağı olabilir. O bakımından okulların öncülüğünde uzmanlar aracılığıyla seminerler düzenlenmeli” dedi.
Cinsellik ve cinsel ahlakın insan hayatında son derece belirleyici bir role sahip olduğunu vurgulayan Aydın, “Cinsellik ne yazık ki bizim toplumumuzda sokağa bırakılmış durumda. Şimdiye kadar bilginin, bilimin yedeğinde bir cinsellik eğitimi yapmadık. Anne konuşmuyor, baba bu konularda yeterli bilgiye sahip değil, o da çocuğuyla konuşmuyor. Çocuk da cinselliğe dair sağlıklı bilgileri sokaktan öğreniyor. Bu kadar önemli bir konuyu biz sokağa havale etmişiz. Nasıl iflah olabiliriz ki? Bunu hele dindarlık adına yapıyorsak bu daha büyük bir felaket” diye konuştu.
Çocukların, cinselliği ebeveynleriyle rahatça konuşabilmesi gerektiğini dile getiren Aydın, anne babaların da bu konularda eğitimli olmalarının önemine dikkati çekti.
Toplumun cinsellik konusundaki tabular oluşturan yaklaşımının yok edilmesi gerektiğini belirten Aydın, bu anlayışın arkasına bir de çarpık din anlayışının oturtulduğunu söyledi. “Oysa bunun dinle, İslam'la bir alakası yok” diyen Aydın, İslam'da bir kadının Hazreti Muhammed'e gidip çok özel konularını anlatabildiğini kaydetti.
“TOPLUM İFLAS ETMİŞ DURUMDA”
Son dönemlerde yaşanan ve medyada sıkça yer alan taciz ve tecavüz olaylarını anımsatan Aydın, “Çocuk istismarına dönük hiçbir eylemi kesinlikle İslam'a onaylatamazsınız ama işin acı tarafı Müslümanların oluşturduğu toplumda da bunların yaşanıyor olması. Bunun altında yatan nedenleri iyi irdelemek lazım. Müthiş bir eğitimsizlik, cehalet var” diye konuştu.
Cinsel istismarda bulunan insanların değerlerinden soyutlandığını belirten Aydın, şöyle devam etti:
“Ahlaklı insan demek, kendi değerlerini oluşturmuş, bunlara göre tutum ve davranışlarını belirleyen insan demektir. Bu insanlar demek ki henüz kendi değerlerini oluşturamamış, ahlaken çocuk yaşta insanlar. Bu konuda bizim seferberlik ilan etmemiz lazım ama herkes bu tür konularda ön yargılarla hareket ettiği için sorunlara sağlıklı çözüm oluşturamıyoruz.
İstismar olaylarının taraflarına baktığımda hepsi zavallı insanlar. Genelde eğitim seviyesi çok düşük olanlarda bu tür sorunlar görülüyor. Eğitimsiz ama diplomasız değil tabii. Türkiye'nin eğitim sisteminin de bu anlamda ciddi sorgulanması gerekiyor. Eğitim sistemi mutlaka birtakım temel değerleri insanlara kazandırma sorumluluğuna sahip olmalıdır ama bu anlamda çok ciddi sorunlarımız olduğu bir gerçek.
Toplum bugün iflas etmiş durumda. Öğretmenlerimiz bu çağın bireyini yetişmesini kılavuzlayacak bir formasyona sahip değil, dünün öğretmeniler. Diyanet için de aynı şeyleri düşünüyorum. Bugünün Kur'an kursu hocası ne kadar bugünün hocası? Bugünün din görevlisi ne kadar bugünün din görevlisi? Dünün din görevliliği formasyonuyla bugünün din hizmetini formatlayamayız. Yani İflas etmiş bir nesil, yeni nesli yetiştirmeye çalışıyor.”