Güncelleme Tarihi:
ALMAN Bakanlar Kurulu, aile birleşimi yoluyla Almanya'ya gelecek Türk eşlerin Almanca testi yapmasını, buna karşın aralarında Japonya, Güney Kore, ABD ve İsrail gibi ülkelerden gelecek eşlerin bundan muaf tutulmasını içeren “Dışlayıcı” yasa tasarısına onay verdi. Federal Meclis ile Eyaletler Meclisi'ne sunulmasına onay verilen tasarıda, zorla evlilikleri engellemek amacıyla aile birleşimi yasası çerçevesinde yaş sınırı 18 olarak belirlenirken, eşlerin Almanya'ya gelmeden önce bulundukları ülkelerde Almanca testine tabi tutulmaları yer aldı. Ancak vize kolaylığı tanınan ve uyum sorunu olmadığı görülen ABD, Kanada, Japonya, Güney Kore, Avustralya ve İsrail gibi ülke vatandaşlarının bundan muaf tutulması da tasarıda yer aldı.
ADİL ÇÖZÜM KOLAY DEĞİL
CDU/CSU ile SPD'den oluşan koalisyon hükümetinin tam destek verdiği tasarıyı savunan Federal İçişleri bakanı Wolfgang Schaeuble, tasarıdaki bu dışlayıcı düzenlemeye dikkat çeken ve “Japonya'dan, Güney Kore'den gelecek eşlerin uyum sorunu olmadığını, ama buna karşın İstanbul'dan, İzmir'den gelecek eşlerin uyum sorunu olacağını nasıl saptıyorsunuz?” sorusuna şu yanıtı verdi: "Bu gibi düzenlemeler ülkeleri kaplar. Bu nedenle bu gibi düzenlemelerin bazı insanların aleyhine olması önlenemez. Yani adil bir çözüm bulmak kolay değil".
KALICI OTURUM YOLU AÇILDI
Aralarında 13 bine yakın Türk vatandaşının da bulunduğu “Duldung” olarak bilinen geçici oturma izniyle yaşayan 171 binin üzerinde yabancının bir bölümüne kalıcı oturma izni verilmesi yolu da açıldı. Tasarıda, 1 Temmuz 2007 tarihinde en az 8 yıldır yaşayan bekarlar ile en az 6 yıldır yaşayan evlilere, yeterli büyüklükte konuta sahip olmaları, kendilerini ifade edebilecek düzeyde Almanca bilmeleri, uyum eğilimli olmaları koşuluyla 31 Aralık 2009 tarihine kadar oturma izni verilmesi yer aldı. Bu tarihe kadar bir iş bularak çalışmaya başlayan ve kendi geçimlerini sağlamış olanların oturma izinlerinin uzatılması da öngörüldü.
UYUMU ENGELLİYOR
Bakan Schaeuble, Almanya'da doğup büyüyen kızlı erkekli Türk gençlerin yüzde 40-50'sinin eşlerini Türkiye'den seçtiklerine işaret ederken, “Bu uyum düşmanı bir durumdur” dedi. Wolfgang Schaeuble, sunulan uyum kurslarına katılmayanlara İşsizlik Parası II ödemelerinde yüzde 20 kısıntı içeren yaptırımlar uygulanacağını da söyledi.
Schaeuble ayrıca, hayata geçirilmesi planlanan Göç Yasası ile ilgili tasarıdaki değişikliklere göçmen örgüt temsilcilerinin tepki göstermesinin çok doğal olduğunu söyledi. Schaeuble, “Göçmen örgütler reaksiyonsuz kalsaydı benim için bir sürpriz olurdu. Biz hep göçmenlerin politik ve çoğulcu demokratik tartışmalara katılmasını istiyoruz. İşte şu anda yapılan da budur. Bu da uyumun bir ifadesidir” dedi.